1 YIL ÖNCE
“Baba, delirdin mi sen? Ben o adamın evine nasıl gireyim?”
Yaşlı adam buz gibi bir suratla karşısındaki kızına bakarken kafasındaki düşünceler çoktan yolunu bulmuştu.
“Lila, aslında çok basit. Ahen Açıkel kadınlara düşkündür. Bu gece adına bir parti düzenlenecek. Orada karşısına escort kızlardan biri olarak çıkacaksın. Eğer kafanı kullanırsan kapatması olursun bu da evde olman için yeterli zamanı bize kazandırır. Hakkında bilgi toplaman için de çok iyi bir fırsat olacaktır.”
Lila'nın gözleri irileşti. Dudakları aralanırken neyin içine düştüğünü anlamaya çalıştı. Biliyordu iyi adamların içinde değildi ama bu kadarı da fazlaydı. Babasının yüzüne bakarken kaşları çatıldı.
“Sen aklını mı kaçırdın baba? Dediklerini kulağın duyuyor mu? Ne demek escort olarak çık karşısına. Ha bir de kapatması olacağım öyle mi? Bu adam kim olduğumu anlarsa bana neler yapar haberin var mı? Kızını o adama nasıl peşkeş çekersin?”
Sesi yüzüne yediği tokatla kesilirken yere düştüğü için dizleri küçük çakıl taşlarından ötürü yaralanmıştı. Ona tepeden bakan babası kaşları çatık biçimde bakarken “O herif abinle anneni öldürdü. Sen tutmuş alacağımız intikam için yapacağın küçücük fedakarlığı konuşuyorsun.” dediğinde dudağındaki kanı silen kız “Baba, sen bana o pisliğin orospusu ol diyorsun. Bu küçük bir fedakarlık mı?” derken çoktan ağlamaya başlamıştı.
Adam katı bir tutumla “Ben anlamam. Gidecek gerekirse o herifin altına yatacak önce evine sonra da kalbine sızacaksın. İntikam zamanı geldiğinde de onu bana getireceksin.” deyip eve girdi. Genç kız şimdi korumaların önünde yerdeki çakıl taşlarının üzerinde ağlarken ne kadar da ezik ve çaresiz olduğunu iliklerine kadar hissediyordu. Kalkıp babasının arkasından eve girdiğinde resmen ayaklarına kapandı.
“Baba yapma ne olur? Ben o adamla olmam olamam. Annemin abimin katili o. İsteme bunu benden yalvarırım. Başka bir yolunu bulalım.”
Babası kızını ayağı ile iterken “Lila, yaptın yaptın yapmadın o yüzünü kireç kuyusunda eritirim hayatını dört duvar odada geçirir insan içine çıkmayı unutursun. O da yaşarsan. Benin dediğimi yapacaksın. Öl diyorsam öleceksin. Gidip o piçin altına yatacak ve kendine aşık edeceksin diyorsam yatacak ve aşık edeceksin. Bitti. Daha fazla sıkma benim canımı. Adamlar seni kenar mahallelerden birine götürecek. Orada gecekonduya yerleşeceksin. Okulu askıya alacaksın. Sana yeni bir kimlik ve hayat oluşturuldu. Onu iyice ezberle. Mecbur kaldığın için eskort olduğunu düşünmesini sağlayacaksın. Buradaki hayatını unutacaksın. Basit ve ucuz kızlar gibi yaşayacaksın. Sakın bir hata yapayım deme adım adım takip edileceksin. Tek bir hatan da seni benim yanıma getirecekler ki bunu istemezsin. Anladın değil mi Lila? Senin isteğinle olacak bir şey değil bu mecbursun.” Dediğinde gözleri ağlamaktan kızarmış olan kız artık korkudan titriyordu.
Babasına karşı onu hep koruyan abisi ve annesi vardı zamanında ama şimdi ikisi de yoktu ve babası acımasız bir adamdı. Dediklerini yapardı. İteklendiği yerde ne kadar çöküp kaldı bilmiyordu ama biri kolundan tutup “Gidiyoruz Lila Hanım” diyene kadar kaskatı kesilmişti. Koruma ona acıyarak bakıyordu.
Kim babasının düşmanına peşkeş çektiği bir kıza acımazdı ki. Kalktı. Odasına çıkıp çantasını alırken anne ve abisinin de resimlerini çantasına sıkıştırdı. Babasından kurtarabildiği tek resim. Evden çıktıklarında yağmur başlamıştı. Nisan yağmurları kendini gösteriyordu.
Arabayla babasının dediği gibi kenar mahallelerden birine geldiler. Tek katlı sıvası dökülmüş hiç de güvenli olmayan bir evin önünde durduklarında adam konuşmaya başladı.
“Burada yaşayacaksınız. Sizin için pazardan kıyafetler ayakkabılar alındı. Bir hafta kadar yetecek yiyeceğiniz dolaba kondu. Onun haricinde bu dosya da nasıl bir kimliğe bürüneceğiniz yazıyor. Akşama yanınıza bir kız gelecek. Eskortluk konusunda size bilgi verecek. Onu dinlemenizi ve uygulamanızı babanız sıkı sıkıya tembihledi. Sonrasında o kızla birlikte partiye katılacaksınız. Ne derse yapmanızı tavsiye ederim.”
Lila yine dolan gözleriyle bir eve bir de ona siyah kapaklı bir dosya uzatan korumaya baktı. Burnunu çekerken “Aileniz var mı? Ya da kız kardeşiniz?” Diye sordu. Genelde korumalarla muhatap olmasını babası kesin bir dille yasakladığı için kimin nesi var bilmezdi.
Adam “Bir kız kardeşim var Efendim” değince acı acı tebessüm etti.
“Onu iyi koruyun. Benim durumuma düşmesine izin vermeyin.”
Arabadan inerken söyledikleri korumanın içini yaksa da o da emir eriydi. Hiç bir şey yapamazdı ama kızı uzaktan uzağa patronuna çaktırmadan koruyabilirdi. Bu nedenle etrafta olacak adamlara daha dikkatli olmaları konusunda sıkı direktif verdi.
Lila için zaman düşmanın önce yatağına sonra da kalbine girme zamanıydı ama deli gibi korkuyordu. Ağzına kadar korkuyla dolup taşmıştı.
Ahen Açıkel acımasız bir adamdı. En az babası kadar acımasız ve katil. Kurdun inine kuzuyu sürüyorlardı. Peki ya kurt kuzuya merhamet eder miydi? Kuzu kurda ne kadar zarar verebilirdi?