3

2544 Words
İntikam için yaşanılan her an zihinde tekrar tekrar canlanır ki kinin diri kalsın diye. Genç kız içinde böyleydi. Avını gözleyen bir kaplan misali ilerliyordu. Satanas, gözlüklerini çıkardığında hava alanını şöyle bir taradı. Özellikle yüzüne otele kadar onu idare edecek sağlamlıkta sikikon bir maske yapmıştı ve bir Japon gibi görünüyordu. İlk kurbanı, konseyin Japonya ayağı Yui Nakamura'ydı. Oldukça titiz bir kadın olsa da ülke genelinde işlettiği genel evler ve zengin müşterilerine özel ilaç tahsis etme konusunda çok mide bulandırıcıydı. Üstelik genel evde doğum yapan kadınların kız çocukları belirli bir yaşa geldiğinde aynı işe devam ediyor pedofili hastası adamlara pazarlanıyordu. Ciddi bir pazar oluşturmuştu ve serveti her geçen gün hatırı sayılır biçimde artıyordu. Başındaki sarıya dönük kumral peruğun yapay saçlarını şöyle bir omuzunun üzerinden savurup ayağındaki topuklu ayakkabı ile ona bakan hayran gözlerin arasından çıkışa doğru ilerledi. Alan çıkışında bulunan taksilerden birini durdurup başkente doğru yol aldı. Tokyo da ayarladığı küçük otele geldiğinde bu defa gözlerinde iri bir gözlük kafasında bir kep ve yüzünde genelde kirli hava nedeniyle kullanılan maskelerden vardı. Odaya çıktığında elindeki pembe bavulunu yatağın üzerine koyup açtı ve bi iki parça giysiyi içeride olan dolaba yerleştirdi. Özel korumalı gizli bölmeden bıçaklarını ve silah ile şarjörleri çıkardı. Küçük enjektörlerdeki zehirlere sırıtarak baktı. Küçük bir çanta içindeyse gerekli olan ses değiştirme cihazı yeni bir maske ve makyaj malzemeleri vardı. Oturup yeninden özenle temizlediği parçaları yatağın üzerine dizdiğinde genzinde yine aynı kokuyu hissetti.  Demirimsi sert ve bağımlısı olduğu bir koku. Kan kokusu. Dudaklarını ıslattığında yüzündeki maskenin tadını alan dili bir an kamaştı. Banyoya gidip belli bölgelerdeki kalıntıları tırnakları ile soyduğunda gerilen yüzü eski haline gelmişti. Maskeden sonra kıyafetlerini de tamamen çıkardığında çıplak ve pürüzsüz bedeni ile duş teknesine girip ılık suyun keyfini çıkardı. Kurbanının kanından önce güzel ferah ve rahatlatışı bir duş fena olmazdı. İşleri bittiğinde gece yarısı gideceği yer için kıyafetini ve yine yüzünü değiştirecek silikon maskeyi ayarladı. Yanına alacağı bıçakların keskinliğini test etti. Her şey tamam olunca akşam üzeri saatleri olmasına rağmen yatağına çıplak bir vaziyette girdi ve gri gözleri kapatıp zihninde planını devir daim yaptırdı. Her defasında sonuç dudaklarında ölüm soğukluğu kadar bir gülümsemeye neden oldu. Her hâlükârda o fahişe ölecek intikam için adımladığı yolda ilk engeli ortadan kaldıracaktı. Tek yapması gereken yakın hizmetinde olan kendi yaşlarındaki genç kadının kadınlara olan ilgisini kullanıp yerine geçmekti. Telefonunun alarm sesi kulaklarına dolduğunda yatağından bir anda sıçraması artık olağan hale dönüşmüştü. Uyur her defasında kâbus görür ve etrafındaki sesle yataktan sıçrardı. Gözleri birkaç saniye karşı duvara sabit kaldıktan sonra umursamaz bir nefes verip tatlı tatlı gerindi. Camdan içeri süzülen şehrin ışıkları ona vaktin geldiğini haykırır cinsteydi. Kalkıp tekrar duşa girdi ve kendi için şahane uzun parmakları kadınlığını tatmin etti. Güzel ve sağlam bir orgazm her cinayetinden önce mutlaka olması gereken bir şeydi. Zevk iniltileri banyoyu sardığında onu bu halde gören erkeklerin daha dokunmadan ereksiyon haline geçeceği ve patlayıp rahatlayacağı kadar can alıcı ve seksi görünüyordu. Bedenindeki titremeler bittiğinde rahat bir nefes verip en soğuğa ayarladığı su ile duş aldı. Ardından oldukça seksi bir iç çamaşırı takımı üzerine gizli dekoltelere sahip, görenin ağzının sulanacağı bir kıyafet giyerek kombini tamamladı. Yüzünü gerip normal görüntüsünden bir Japon kadını görüntüsüne geçene kadar uyguladı maskesini ve son olarak kumral renkteki uzun peruğunu takıp kışkırtıcı bir makyaj yaptı. İşi tamamdı. Bıçaklarından ikisini giydiği çizmesinin içine diğerini de kadınlığının hemen üzerine yerleştirdi. Biri dokunsa bile en fazla biraz büyük bir piercing olduğunu düşünebilirdi. Başındaki kumral peruk altındaki kendi saçının içinde de enjektörlerdeki zehrin bir kısmını sakladığı felç edici zehirli iğneler yerini almıştı. Artık hazırdı. İlk raunt başlıyordu. Otelden çıkıp bir taksi ile adresini harita üzerinden ezbere bildiği mekânın yakınlarına kadar gelip indiğinde gri gözlerini kan bürüdüğüne yemin edebilirdi. Ağzından aldığı nefesteki tek hissettiği şey kandı. Adım adım mekâna yanaştığında kapıdaki korumaları gördüğünde gülümsedi. O an şehre kar yağsa böyle bir soğukluk olamazdı. İçeri girmek için karşısında dikildiği adamları geçmek istediğinde iri adamlar onu engelleyip "Mekân kapalı" dedi. Gözleri ile iki adamı süzüp "Nasıl kapalı?" deyip arkasındaki yolda duran büyük aracın içinden çıkan kadınları gösterdi. Onlarda içeri girmek için geliyorlardı ve bu beklediği şeydi. Adamlar hala onlara bakan kıza "Uzatma, mekânı kapatanlar onlar. Şimdi ikile" dediğinde genç kız dudaklarındaki gülümsemeyi sunarak geri döndü ve kadınların içindeki hedefini belirleyip sanki içeri girmesine yardım etmesini ister gibi "Ben de girebilir miyim? Çok eğlenmek istiyorum ve içeri almıyorlar" dedi sesinde şehvet ve cinsel istek duyanların gözlerinin irileşmesine neden olmuştu. İşini biliyordu. Zira karşısında onu süzüp dudaklarını yalayan kadın çoktan garip bir şekilde yaydığı cinsel çekime kapılmıştı. Kadın yutkunup kıza yanaştığında usulca kulağına eğildi ve elbisenin açıkta bıraktığı boynuna doğru dilini değdirdi. Ilık tenin tadına bakarken hissettiği koku, dilinin gezindiği kadife pürüzsüz ten, kadınlığında sızıya neden oldu. O an orada daha ileri gidip göğüslerini ağzına almayı, dili ve dişleri ile işkence edip altında kıvranmasını, ona "beni becer hadi" diye yalvarmasını istedi. Evet, kadın tam bir dominanttı hemcinslerine karşı. Onların itaat etmesini ve deli gibi becerilme arzularını hastalıklı bir biçimde seviyordu. Geri çekilip kızın yüzüne baktığında gri gözlerdeki ateşi gördüğü an "Gel benimle tatlım. Sana eğlence konusunda yardım etmek isterim" dediğinde parmakları elbisenin üzerinden dışarı taşan göğüslere sürtünmeye başlamıştı. Anlık gözlerini kapatıp "Imm" diye inleyen Satanas artık kadını kendine köle ettiğini biliyordu. Her türlü bedenini isteyen bu aptalı parmağının ucunda oynatabilir ardından nefesini kesip esas hedefine ulaşabilirdi. Gözlerini açtığında kadınında siyah gözleri alev alevdi. Sesini daha da ağır bir tona getirip "Çok isterim ama daha tanışmadık ben Sub-" dediğinde kadın onun dudakları üzerine parmaklarını koydu ve "Senin adın şu andan itibaren geçersiz bebeğim. Bundan böyle benim yanımdayken adın Yokubo. Sana yakışan ve anlatan bir isim ne dersin" dediğinde dudaklarındaki parmaklardan birini ağzına alıp emen kız "Haklısın. Senin dediğin gibi olsun, hadi bana eğlenceni göster" dedi hala dilinin ucu ile parmağın tepesini okşarken. Resmen mekân girişinde onca insanın içinde kadınla ayaküstü ön sevişme yaşıyor korumalar dâhil onları izleyen erkeklerin bile aletlerinin sızlamasına neden oluyordu. İçten içe şeytani kahkahalar atsa da yüzü kadına karşı şehvet besler şekilde arzu doluydu. Kolundan tutan kadın "Acele etmemiz lazım zira şu an seninle düzüşmek istiyorum Yokubo" dediğinde korumalar "Efendim aramamız lazım" diye öne atıldı. Gözleri şehvetten kararan kadın hayatının hatasını yaparak sesini yükseltip "Gerek yok" diye bağırdı. İçeri girdiklerinde ince uzun koridoru geçerken kadın Satanas'ı duvara dayayıp öpmeye başladığında aldığı karşılıkta aynı vahşilikteydi. Dudaklarına o kadar maske yapmamıştı çünkü olacakları biliyordu ve kafasında dönen plan harfi harfine ilerliyordu. Nefes nefese geri çekildiklerinde kadın daha fazla dayanamadı ve eğlence kısmına girmeden hemen yanda olan merdivenleri tırmanmalarını sağladı. Tek bir el hareketi ile tüm korumaları dışarda kalmaları konusunda uyarırken bundan pişman olacağını bilemezdi. Büyük, içinde çeşitli tütsülerin yandığı kırmızı ve siyah kadife eşyaların kullanıldığı odaya girdiklerinde çoktan arkasından ona sarılmış göğüslerini okşayan kadının ne denli körleştiğinin farkındaydı. Az sonra kanı ile boğulurken de bu denli istekli olup olmayacağını merak etmeye başlamıştı. Elleri göğüslerini yoğuran ve zevkten inleyen kadının ellerini kavradı ve bir hamlede önüne çekti. Bu defa kendi onun göğüslerini okşamaya başlayarak "Yokubo 'na izin ver seni şehvet denizinde rahatlatsın" deyip geri geri yatağa ilerletti. Kadın yüzündeki gülümseme ile dudaklarını zevkle yalayıp "Seni bekliyorum küçük Yokubom hadi göster bana o küçük dilinin marifetlerini" diyerek yatağa uzandı. Pileli olan eteğinin rahatlığı ile üzerine tırmanıp ata biner gibi oturduğunda eğilip kadının saçlarındaki siyah şerit bandı parmaklarını dolayarak çıkardı ve gözlerini zevkten kapatan kadının bir anda ellerine doladı. Gözlerini açıp buna engel olmak isteyen kadını bacakları ile sıkıp üzerine daha da uzandı ve bir eli kadının ellerini bileklerinden tutarken diğer eli ile göğüslerini okşamaya başladı. "Hani izin verecektin. Zevkten çıldırırken küçük bir oyunun kime zararı var" diye dudaklarına fısıldadığında kadın hareket etmeyi kesti. Geri çekilip dizleri üzerine doğrulduğunda çok oyalandığını fark etti. Bir piyon için fazla zaman harcamıştı. Üstelik altındaki kadın tıpkı patronu gibi küçük kızlara tecavüz etmeyi seven bir fahişeydi. Elleri kışkırtıcı bir şekilde kendi eteğinin altında gidip kadınlığına ulaştığında gri gözleri ölüm soğukluğuna büründü. Bakışları sertleşti ve duygusuz bir tonda "Yokubon sana çok büyük zevkler vermek isterdi ama seninle fazla zaman kaybetti. Üstelik dokunuşlarından da tiksinti duydu bilgin olsun seni fahişe" der demez kadınlığının üzerin yerleştirdiği bıçağını çıkarıp ona çatık kaşlar ve korku ile bakan kadının boğazına savurdu. Kestiği soluk borusundan ötürü boğuk sesler çıkarmaya çalışan kadından fışkıran kanlar Satanas 'ın yüzüne geldiğinde gözleri kapanan genç kız "İşte şimdi zevk aldım bebeğim. Ama inan içimde senin lanet parmaklarındansa bir erkeği hissetmeyi tercih ederim. Merak etme yanına patronunu da sollayacağım. Satanas size acılı ölümler getirdi." diyerek sözlerini bitirdiğinde altında son çırpınışlarını yaşayan kadın gözlerini irice açtı. İsmini duyduğu, ama birkaç ay önce öldüğünü öğrendiği kızın gri gözlerine baktı. Son gördüğü dünya da şeytanı temsil eden bir katilin soğuk göz bebekleriydi. Çırpınmayı bırakan kadın kan gölünün içinde öylece yatarken doğrulan kız kanın kokusunu içine çeke çeke önce banyoya geçip yüzündeki kanı yıkadı. Üzerindeki elbiseyi çıkarıp odanın bir köşesinde deli gibi yanan şöminenin içine atarak tamamen yanmasını izledi. Sonrasında üzerine birkaç parça odun atıp kalıntıların tamamen küle dönmesini sağladı. Parmak izinden korkusu yoktu çünkü parmak izi yoktu. Silinmişti. Ondan hariç hiçbir yere DNA kalıntısı da bırakmamıştı. Şimdi sıra yüzünde ve sesinde oynama yapmaya gelmişti. Yarım saat sonrasında yatakta soğumaya başlayan kadının aynısı olarak banyodan çıktığında ilk istikameti hala genzine dolan kokunun verdiği rahatlık ile giysi dolabı oldu. Araştırması ona kolaylık sağlıyordu. Kadın buraya geliyor bir ya da birden fazla kadınla birlikte olup yıkanıyor patronunun yanına yeni kıyafetler ile gidiyordu. Üzerinden çıkan ise şömineye atılıyor mekânın bacasından çıkan duman korumalara işaret olarak gösteriliyordu. Bu işaretten sonra en fazla kırk dakika odada kalıyor sonrasında yüzünü tanınmayacak hale getirdiği kadınları arkasında bırakarak işinin başına dönüyordu. Satanas da aynı kurallara uydu ve yatakta yatan kadının yüzü odada özel olarak bulundurulan yakıcı asit ile erime noktasına geldi. Bedeni soyulmuştu ve ilişki sonrası gibi bir izlenim vardı. Bilerek ellerini bağlamıştı ki ilk görenler bunun kendi olduğunu kadının üzerinde seks fantezileri uyguladığını düşünecekti. Üzerine giyindiği kıyafet ve küçük bir cımbız ile ses tellerine taktığı cihazın ardından çıkmaya hazırdı. Gri gözleri siyah lenslerle kamufle olmuştu ki zaten hiçbir koruma kadına bakmaya cesaret edemiyordu. Kim patronunun sağ koluna saygısızlık etmek ister ki. Odadan çıkıp merdivenleri indiğinde parmak uçları ikinci cinayeti için karıncalanıyor esas avına doğru ilerliyordu. Büyük araca binip ilerlemeye başladığında "Haber verin odaya hemen girmesinler. Can çekişen Yokubonun biraz daha kıvranmasını istiyorum. Beni epey zorladı sona doğru" dediğinde ön tarafta olan korumalar sadece kafaları ile onaylayıp mekânı arayarak bilgi verdi. Büyük bahçeli eve geldiklerinde genç kız araçtan inip açılan kapılardan geçerek esas hedefin odasının önüne geldi. Odadan çıkan hizmetli "Bayan Nakamura sizi bekliyor." Deyip gittiğinde gözleri parladı adeta. İşte onu bekliyordu. Katilini. Şeytanını. Onu cehenneme postalayacak kişiyi. Derin bir enfes aldı. Genzine kan konusu doluyordu. İlikleri kan diye inliyor tüm bedeni bunun için geriliyor rahatlamak istiyordu. İçeri girip odanın kapısını kilitlediğinde onu karşılayan büyük yatak odası ciddi anlam bu kadın için bile fazla abartılıydı. Genelinde altın ve gümüş işleme kullanılmıştı. Tek bir eşyanın bedeli ile normal standartlı bir aile altı ay geçimini sağlayabilirdi. Ama abartı olayı onu bağlamıyor diğer odada jakuzi içinde gevşemeye çalışan kadının ölümü ilgilendiriyordu. Adım adım odaya ilerleyip içeri girdiğinde, karşısındaki orta yaşlı kadın yüzündeki gülümseme ile ona bakıp "Hoş geldin tatlım. Nasıl rahatlaya bildin mi? Kuşlardan duyduğuma göre sağlam bir parça yakalamışsın. Tadına bakmak isterdim" dedi. Tek kaşı havalanan Satanas "Sana daha iyisini bulurum merak etme. Üstelik yatakta zor biriydi. Ona şehvet adını verdim ama o kadar da zorlamaya gelmediğini gördüm. Zevkimi bile yarıda bıraktı diyebilirim" diyerek jakuzinin kenarına oturdu. Kahkaha atan Yui "Zavallıcık seni. Oysa daha küçük parçaların tadına baksan eğlene bilirdin. En çok da yalvarmaları tahrik ediyor insanı" dediğinde kafası ile onayladı onu. Midesi bulanıyordu. O küçük kızlara yaptıklarını böylesine anlatması onu öldürmesi için daha vahşice şeyleri hayal etmesine neden oluyordu. Hemen önüne gelip sırtını dönen Yui "Masajını özledim tatlım, çok gerginim. Yeni kızlar için alım yapılacak ülkeler arasında burada var ve yetenekli çocuk avına çıkmamız gerekiyor. Üstelik son görevde aptalca ölen o salaklar kadar iyi olmaları şart. Hele de lanet şeytan lakaplı kız. Hala öldüğüne inanmak gelmiyor içimden. Kız resmen cehennemden gelme gibi. Her şeyden sıyrılıyordu. DNA raporları elime ulaşmasa inanmazdım da öldüğüne. En iyi elemanımızdı. Düşüne biliyor musun? Ailesini gözleri önünde katledildi ve sesi dahi çıkmayıp yüzünde mimik oynamamıştı. Tüm duygularından arınmış gibiydi. Sağlam bir ölüm meleği" diyerek konuşmaya devam etti. Bir yandan kadına masaj yaparken diğer yandan boş gözlerle anlattığı şeyleri dinliyordu. Derin bir nefesi içine çekip kan diyen duyularına karşılık sakin sesle "Doğru diyorsun. Ona şeytan ismini vermekle oldukça haklıymışsınız. Bence cehennemden geldiği de doğru" derken bir eli topuzunun içine gitti. İğnenin top gibi başlığına değen parmakları onu kavrarken devam etti. "Bende öldüğüne inanamıyorum. Zira şeytanlar cehenneme aittir ama intikam isterse geri dönebilir." Sözlerine karşılık kadın tam ona dönecekken şah damasına saplanan iğne ile donup kaldı. Saniyeler içinde fokurdayan suyun içinde bir külçe gibi hareketsiz kalırken ayağa kalkıp karşısına geçen kız yüzündeki gülümseme ile "Şeytana merhaba demek ister misin Yui?" deyip bileklerindeki bıçakları açığa çıkardı. Kadın ona bakıyor görüyor duyuyor ama asla tepki veremiyordu. "Sen şimdi merak ediyorsundur ben nasıl buradayım. Hatta ilk önce en yakın ve sadık kadınının sana ihanet ettiğini bile düşünmüş olabilirsin. Ama merak etme o şu sıralar büyük bir asit kuyusunun içinde yok olmakla meşgul. Basit piyonları ortadan kaldırmak şaha ulaşıp mat etmek için en büyük silahım. Sana gelirsek Yui, sen ve diğerleri, tüm konsey tek tek şeytanla karşılaşacak sonra da keskin ölüm tadını damağınızda hissedeceksiniz. Aslında seni bu şekilde bıraksam ve sen kendi yetiştirdiğiniz yılanların zehri ile ölsen de olur. Ama ben kan dökmeden ölüm olunca rahat edemiyorum. O cinayeti sindiremiyorum. Ciğerlerim kan kokusuna doymayınca daha fazla öldüresim geliyor hatta bir katliam yapasım. O yüzden diğer piyonlar yerine senin kanını akıtmak daha mantıklı. Bundan daha büyük bir zevk yok. Dedin ya hani duyguları alınmış gibi. Alınmış gibi değil seni sürtük, aldınız. Benden tüm hayatımı aldınız ve bir şeytana dönüşmeme neden oldunuz. Cehenneme mahkûm bir yaratık oldum ve siz o yaratıkla sınanmaya ölümü onun ellerinden tatmayı mahkûmsunuz. Şimdi çok uzatmaya gerek yok bence. Daha diğerleri için planlarımı devreye sokmam şart." Kenarda öylece kalan kadına gelip ilk darbeyi şah damarına attı. İçinde bulunduğu su kızıla bulanırken kadının gözlerinden yaş akıyor ama sadece durup gelen ölümü karşılamaktan öteye geçemiyordu. İkinci darbe göğüslere geldi. Acımadan ortadan ikiye yardı iki dolgun memeyi. Tıpkı annesine yapıldığı gibi. Kollarını sıvadı ardından. Jakuzinin tıpasını açıp suyun boşalmasını sağladı ve geri taktı. Kan ile dolmalıydı içi. Bu defa üçüncü yer kadınlığıydı. Keskin bıçaklardan birini kadınlığına takıp göğüs altına kadar yararak çıktığında elinin altındaki kadın çoktan can vermişti. Ama o durmuyordu. Şu an gözlerinin önünde aynı şeyler annesine yapılıyordu ve dişleri birbirine geçmişti. En sonunda ellerine bulaşan kanın kokusunu soluyarak zeminde oluşan kan gölünün içindeki kadının başına gelip çenesini sıkarak ağzını aralattı ve dilini kesti. Emri veren o dili koparıp bir köşeye attı. İşi bittiğinde derin derin soludu. Gidip bıçakları kenardaki lavaboda yıkadı. Ellerine sabun sıkıp temizledi. Aynada şöyle bir rujunu tazeleyip odadan çıktı. Evin güvenlik kameralarıyla oynayan küçük köstebeği sayesinde elini kolunu sallaya sallaya evden çıktı. Yüzüne kızgın bir ifade yerleştirip "Kim patronu sinirlendirdi. Resmen köpürüyor ve hepinizi içeri. Tüm korumaları" dediğinde herkesin gözlerinde korku belirdi. Patronlarını kim kızdırdı bilmiyorlardı ama başlarına iş açılacağı kesindi. Herkes hızla içeri girerken kimsenin kalmadığına emin olduğunda en son kendisi içeri girecekken kapıları kapatıp dışarda kaldı. Cebindeki telefondan "Şimdi" diye işaret yolladığında tüm evin kapıları kilitlendi ve camları çelik plakalarla kapanmaya başladı. Çıkmak için uğraşan adamlar ise ona kapana kısılan fareleri anımsatıyordu. Evden uzaklaşmaya başladığında yoldan bir taksi çevirdi ve otelin adresini verdiğinde telefonunun ekranında beliren ateşleme sistemlerini bir bir aktif hale getirdi. Git gide uzaklaştığı ev içten içe patlarken o sıradaki hedefi için planını devreye sokmalıydı. 
Free reading for new users
Scan code to download app
Facebookexpand_more
  • author-avatar
    Writer
  • chap_listContents
  • likeADD