VİNDİCTA

Üzerindeki mini pileli eteği, göğüslerini zor kapatan göbekten bağlamalı gömleği, lens olduğu belli olmayan yeşil gözlerine yaptığı kışkırtıcı makyajı ve dudağındaki koyu bordo ruju ile oldukça dikkat çekici şehvet uyandırıcıydı. Kusursuz bedeni, gri tonlardaki saçı ve yüzündeki masumane tebessümle onu izleyen adamı etkilediğini biliyordu. Bar tezgâhında otururken de istediği içkiyi yudumlarken de aç gözlerin bedeninde dolaşması onu asla rahatsız etmiyor aksine tahrik oluyordu. Bir yudum daha aldı ve kendini çalan hareketli müziğin etkisine bırakıp sallanmaya başladı. Yetmedi ve içki bardağını bir dikişte bitirerek tezgâhın üzerine bir hamle de çıkıp bedenini savurarak dans etmeye başladı. Masumane ama iç geçirten, çekinir ama aynı zamanda davetkâr hareketler sergiliyor birçok erkeğin ağzının suyunun akmasına neden oluyordu. Yere çöküp kalkarken verdiği frikikleri sanki istemsiz yapmış gibi gösteriyor ona kadeh kaldırıp selam veren iri erkeklerin aletlerinin pantolonlarından çıkmak istediklerini görüyordu. Ama onun istediği bir kişiydi. Tek bir erkek. Şuan dans ettiği bar ve buna benzer bir çok barın işletmecisi ve mal sahibi. Üst katta loca kısmında elinde viski bardağı, yüzünde "Seni istiyorum" bakışları ile öylece kızı izliyor, her bir kıvrımda gözleri ile soyup düzüyordu adeta. Bir müddet daha dans edip artık istediğini almanın bilinci ile inmek için yardım alarak ayaklarının yere basmasını sağladı. Küçük çantasını alıp çıkışa doğru ilerliyordu ki bir korumanın önünü kestiğini gördü. Adama anlamayan bir bakış atarken koruma eğilip sesini duyurmak ister gibi bağırarak "Patronumuz Bay Patrick size bir içki ısmarlamak için locasında bekliyor" dediğinde içinden kahkahalar atan genç kız şaşkınca gözlerini kırpıştırıp onayladı. Onun halini görenler cidden masum zannedebilirdi ama bir kez olsun karşı karşıya gelenler, gerçek yüzünü görenler ölümün nefesi diyebilirdi. Kalabalığın içinde ilerlediler ve metal merdivenlerden çıktıklarında gerçekten de özel bir alan merhaba dedi. Kadife koyu kırmızı koltuklar, rahat alan ve o alana ait bar para kokuyordu. Gözlerini şaşkınlıkla etrafında gezdiren kız, ona bakıp sinsice gülen ve pahalı kıyafetleri içinde orta yaş krizine girmeyecek kadar yakışıklı olan adamın davetini kabul edip yaklaştı ve masasına oturdu. Kuş kafesteydi, belki de kafese giren kendisiydi. Uzun bir sohbet ardından adam kendine gülümseyen ve sarhoş olan kızın elinden tutup teras kata çıkarmak için korunaklı kapılardan geçti. Şifreyi sadece kendi biliyordu. Genç kızdan stipriz sözü almıştı ve taze bedende zevkin doruklarına çıkacağını düşündükçe erkekliği daha da sertleşiyor, titreyerek gireceği deliği hissetmek içine dalıp talan etmek istiyordu. Adamın koluna tutunan ve gözleri baygın bakan genç kız çoktan kapılardaki şifreleri öğrenmişti ama son şifre adamın parmak iziydi. Bu defa gözleri parladı içten içe çünkü bayıldığı kan kokusunu alacaktı. Ama önce eğlenmesinde zarar yoktu. Hem kendi kadınlığıda feci derecede tatmin edilmek istiyordu. Son kapıdan geçip büyük bir odaya geldiklerinde mor rengin ağırlığı kızı gülümsetti. İç çamaşırlarını özellikle mor seçmişti ki adamın takıntısını biliyordu. Kırkına merdiven dayayan adam genç kızı içeri çekip kapıyı kapattıktan sonra çelik kasnağa yaslayıp dudaklarına yapıştı. Karşılığı aynı şekilde alırken inlemeleri odayı dolduruyordu. Kız üzerindeki gömleği boynunu sömürmeye başlayan adamdan fırsat buldukça çıkardı ve mor sutyenli göğüsleri gözler önüne serildi. Adamın elleri çoktan bacaklarında dolanıp kalçasına oradan da kadınlığına yolculuğa çıkmıştı. Küçük kumaş parçasından içeri sızan parmaklar ıslanmış kadınlığı okşarken genç kız sesli bir inlemeyi koy verdi. Adam daha da azarken kızdan ayrılıp hemen üzerindekileri çıkarmaya başladığında fantezi amaçlı odanın ortasına yerleştirilen direği gören kız adamın soyunmak için acele eden ellerini tutup durdurdu ve son parçaya kadar kendi çıkardı. Usul usul yatağa doğru itip tamamen mor saten çarşafların üzerine düşürdüğünde geri çekilip dili ile dudaklarını yalarken elleri göğüslerini okşamaya başlamıştı. "İzin ver sana dansımı göstereyim" Sözleri biter bitmez adamın kararan gözleri altında sertçe yutkunmasına neden olacak şekilde dansına başladı. Direğin etrafında dönüyor bazen bacak arasını sürtüp zevkle çığlıklar atıyordu. Sırasıyla önce mini eteğini sonra da sutyenini çıkarıp adamın üzerine attı. Giydiği mor tangası poposunu daha güzel gösterirken adamın seğiren erkekliğine bakıp göz süzerek son parçayı da çıkardı. Artık tamamen çıplaktı ve adamın dayanacak gücü yoktu. Rahatlamaya ihtiyacı olan genç kız direğe sırtını verip bacaklarını araladığında parmaklarını önce dudaklarından içeri sokup dili ile ıslattı ve sonra kadınlığına götürüp okşamaya başladı. Adam yataktan kalkıp iri erkekliği kızın kadınlığı ile buluşturmak isterken kız itiraz etti. "Sabret biraz, sıra senin o muhteşem erkekliğine de gelecek. Ağzıma almak için sabırsızlanıyorum." Adam geri yerine yattığında kız zevkle inleyip gözlerine bakarken "Yüz üstü yatar mısın? Poponu o iri bedenini arkadan görmek istiyorum" diye inlercesine konuştu. Patrick resmen hipnoz olmuş gibi yüz üstü yattı ve karşısında deli gibi çığlıklar atarak boşalan kızı izlemeye başladı. Sonunda işi biten kız yatağa ilerleyip adamın kalçalarına oturdu. Elleri belinden yukarıya doğru çıkarken dili de omurgası üzerinde geziniyordu. Sağ eli de omurga üzerinde dolanmaya başladığında pelte gibi olan adam anlık bir gerginlik yaşadı ama iş işten çoktan geçmişti çünkü kız çoktan onun kemiğini ezbere bildiği teknik ile kırıp öldürmüştü. Nefesi kesilen ve birkaç küçük debelenmeden sonra son nefesini verirken üzerine uzanıp gözleri açık bir çekil de ölen adamın kulağına "Vindicta bebeğim. Ölümün nefesini çek içine" diyerek derince soluğunu bıraktı. En zevk aldığı nokta ise adamın parmağını kesip sonrasında göğsüne VİNDİCTA yazarak imzasını ölümsüzleştirmekti. Üzerini giyindiğinde son kez çarmıha gerilmiş gibi yerde yatan ve kanlar içinde kalan adama bakıp kapılardan geçti. Parmak izi gibi bir sorunu yoktu. Zamanında silmişlerdi ve işlediği cinayetlerde yakalanma olasılığı sıfıra iniyordu. Onu yetiştirenler şimdi bardan çıkıp motoruna atlayarak oradan uzaklaşan kızın ölüm listesinde yer alıyorlardı. Ölümün nefesini yüzlerine solumak için sabırsızlanıyor, genzinde dolanan kan kokusuna daha bir bağımlı oluyordu. Bir zamanlar kan kokusu midesini bulandırır dayanamazdı görmeye. Ne zaman ki ailesi kan gölünün ortasında ateşe verildi, daha kokusunu duyamadığı iki kardeşi vahşice parçalatıldı, işte o zaman içindeki kana tutkun susamış ölüm isteyen kadın kendine yer edindi. Bu defa ölüm; zaafı kalmayacak diye ailesine el uzatan, annesinin ırzına geçip sonra uzuvlarını keserek parçalayan, babasının başını kesip cesetlerini yakan, iki kardeşini en vahşi şekilde öldüren konseyden yana olacaktı. Yarattıkları canavar onları için geliyordu. Ayak sesleri cehennemi sarsarken dişi bir lucifer parmaklarındaki kanı emerek ölüm dağıtıyordu. Ta ki son kurbana kadar... VİNDİCTA = İNTİKAM BÖLÜM NASILDI?