Silah sesleri her yerdeydi. Masanın altına yatan iki beden de hem kendini koruyor hem de çekmecelerinden aldıkları silahları ile karşılık vermek için an kolluyorlardı.
“Tanrım Martin neler oluyor?”
“Sus geri zekalı ve ölmemeye çalış.”
“Siktir, az önce televizyonum patladı.”
“Kafanın patlamasından iyidir göt herif. Neredesin? “
“Çalışma odasındayım.”
İki adam ötesindeki büyük vazo parçalara ayrıldığında dişleri arasından küfretti.
“Kitaplığa ulaşabilir misin?”
“Dostum aklımdaki de o ama resmen saniye boşluk vermiyorlar. Sende durum ne?”
Martin kafasını hafifçe masanın kenarından uzatmıştı ki kulağının dibinden geçen mermi ile geri çekildi.
“Galiba keskin nişancı var.”
“Siktir. Ne yapacağız?”
“Bilmiyorum ama kitaplıklara ulaşabilirsek
