Söylediklerimi kavrayamadan Ersin bana doğru geldi. Tam önümde durup ceplerine soktuğu elini bile çıkartmadan üzerime doğru eğildi. Fazlasıyla yaklaşınca kalbim kendiliğinden çarpmaya başladı. Deli bir tempo tutturup nefesimi kesti. Gözlerim sonuna kadar açılırken ne yapacağını merakla bekledim. Öpecek miydi? Öpmeli miydi? Öpmesine izin verecek miydim? "Doğru, seni öpmek istemedim." deyip geri çekildi. Hayal kırıklığı ile bir kez daha hıçkırmak için boğazımı zorlayan nefesim amacına ulaşamadan, "Sen karanlık köşelerde öpülecek bir kız değilsin Püsküllü." diye mırıldandı ve arabanın kapısını açtı. Nefesimi tuttum. Bana değer verip vermediğini çözmeye çalıştım. Sonuca varamadım. Yüz hatları donmuş bir alçı kadar sertti. Vurup dağıtabilirdim ama yine de ne hissettiğini çözemezdim. Fazlasıyl