HANGİ EVREN?

1205 Words
Yargılama gece olmuştu, bizim için hayat gece başlardı, sabah olduğunda da herkes uykuya dalardı. Ben de uykuya dalmıştım işte, ölü bedenimi dinlendirmek için bu uyku şarttı. Henüz gece olmadığını çok iyi biliyordu bedenim, ama bir ses duyuyordum, tuhaf bir ses... Bu yüzden gözlerimi açtım, yanımda ya da karşımda hiç kimse yoktu. Sanırım hayaller görmeye başlıyordum, ya da ben kafamda kuruyordum hiç fark etmeden. Geri gözlerimi kapatmak üzereyken yine aynı sesleri duymuştum, sanki bir tür dua gibiydi bu ses. İyice kulak kesildim ne olduğunu anlamak için, birkaç saniye dinledikten sonra kim olduğunu tahmin etmiştim zaten, anında yüzüm gülmüştü az da olsa. "Buraya geleceğini asla tahmin etmezdim, yoksa yüzüme tükürmek için mi geldin?" Vampirler dünyasının biricik cadısı, aynı zamanda bizim mucizelerimizi oluşturan kadındı bu. Annemin en yakınıydı, çünkü kraliçemizin güzelliğini ancak o sağlayabiliyordu tam olarak. "Sana karşı böyle bir şey yapmam mümkün mü sence, ne kadar yanlış bir şey yapmış olsan da sen benim için değerlisin." Bana karşı her zaman çok iyi olmuştu gerçekten de, bunu inkar etmek mümkün değildi, emeği üzerimde çoktu çünkü. "O zaman toplantıda karar verildi, herkes benim ölmemi istiyor, sen de bu yüzden benimle vedalaşmaya geldin, peki bu kez tahminim doğru mu?" Onunla konuşmama rağmen kendisi ortalarda yoktu, sadece sesini duyuyordum. "Yargılama bu gece yapılacak, ve haklısın, seninle vedalaşmaya geldim, gideceğin için çok üzgünüm Lora!" Dudaklarım titremişti istemsizce, ne diyeceğimi bilemediğim için sessiz kaldım söylediği şeye. Aramızda derin bir sessizlik oluşmuştu, o da benim gibi susmayı tercih ediyordu çünkü. Sonunda sessizliği bozan taraf ben oldum. "Annem bile gelmedi biliyor musun? Sen vedalaşmaya geldin benimle, ama o beni yapayalnız bıraktı! "Büyük ihtimalle bu gece öleceğim, ama onun umrunda bile değilim, ölümüne karar vereceği kızını görmek bile istemiyor!" Kötü hissediyordum kendimi, ben burada annemden sonraki Tanrıça olacakken, şimdi sadece bir mahkum olmaktan ibarettim. "Annen senin için en doğru kararı veriyor, o yüzden onun hakkına girme, seni herşeyden çok düşünüyor Lora!" Buna inanmamı mı bekliyordu yani? Annem beni zerre kadar düşünmüyordu, onun düşündüğü tek şey itibarını zedeleyen kızından utandığıydı! "Sanırım çok kısa sürem kaldı yaşamak için, ve o süreyi yalnız başıma geçirsem iyi olacak, kafa dinlemek istiyorum. "Vedalaşmaya geldiğin için teşekkür ederim, ama gerçekten yalnız kalmaya ihtiyacım var." Bunu söylediğim an bir anda mahzenin içinde belirmişti cadı, bunu öyle ani yapmıştı ki, hiç beklemiyordum gelişini. Ben bir şey demeden yanıma oturup diz çöktü, ardından avcumu açarak elime bir şey bıraktı. "Buradan gideceksin Lora, sen asla ölemezsin! Tanrıçanın kızısın sen, annenden sonra bu ülkeyi yönetecek kişi sensin! "Şu an sana karşı herkes tepki gösteriyor, ama günü geldiğinde tahta oturunca hiç kimse sana karşı koyamayacak! "Annen de bu durumu bildiği için seninle ilgili önlem aldı, seni kurtarmak için yapıyor bunu. Onun vefatına kadar sen burada olamazsın! "Şimdi, beni çok iyi dinlemen gerekiyor, çünkü fazla vaktimiz kalmadı. Bu seni çok başka bir evrene götürecek, senin bile tahmin edemeyeceğin bir evren. "Orada gerçek kimliğini asla ortaya çıkaramazsın, kendini her zaman gizlemen gerekiyor, ta ki annenin tanrıçalığı son bulana kadar! "Sen başka bir evrene gittikten sonra başka bir bedende hayatını sürdürmeye devam edeceksin, en azından kısa bir süreliğine. "O zamana kadar sakın kimseye bir vampir olduğunu belli etme, çünkü hangi evrene gideceğini ben bile kestiremiyorum! "Şimdi bunu iç, ve hemen buradan yok ol, yoksa herşey için çok geç olacak Lora!" Duyduğum sözlere anlam vermekte zorlanmıştım, yani bu şişenin içindeki şey beni başka bir evrene mi sürükleyecekti? Peki cadı bunu neden yapıyordu, beni neden kurtarmak istiyordu ölümden? Sadece tanrıçalık için değildi bu, başka bir sebebi olmalıydı. "Eğer dediğini yaparsam annem ile başın belaya girmeyecek mi, o bunu anlayacak kadar zeki bir kadın, sen de bunu çok iyi biliyorsun!" Yüzünde manidar bir gülüş oluştu, bana eğilip kulağıma fısıldadı. "Seni bu ölüm düşüncesinden kurtarmak isteyen kişi zaten annen, ama bunu yargılama zamanı söyleyemezdi risk olduğu için. "Şimdi herkes uykudayken gitmeni istiyor, onlar uyanana kadar biz bir şekilde senin sahte ölümünü ayarlayacağız!" Ne düşüneceğimi, ya da bu konuda ne yorum yapacağımı bilmiyordum. Sadece elimdeki şişeye, ve de cadıya bakmakla yetiniyordum. Annem herkesin aksine benim yaşamamı istemişti, sadece bunu dile getirememişti. Beni kurtarmak istiyordu, bu yüzden de başka evrene gönderecekti. Bunu duyunca istemsizce gülümsedim, ama bir anda korkuyla geri ciddileştim. "Peki ya beni orada daha tehlikeli şeyler bekliyorsa, ya daha kötü şeyler yaşarsam? Nereye gideceğim bile belli değilken nasıl rahat edebilirim ki?" Cadı sessiz kaldı bu konuda, bana ancak bu kadar yardım edebilirdi, belli ki gerisi onun elinde değildi. "Gücüm ancak buna yetiyor Lora, o yüzden senin de bununla yetinmen gerekiyor yaşamak istiyorsan. Gerisi tamamen senin önsözülerine bağlı. "Lora, bundan sonra hayatına bir vampir olarak devam edemezsin, tabii buraya dönmediğin sürece. "Şimdi, şu kolyeyi al, ve de bu şişeyi yanından hiç ayırma." Sözlerini söylerken boynuma bir kolye taktı, ardından da diğer elime ayrı bir şişe daha verdi. Ben şaşkınlıkla ona bakarken o açıklamaya devam ediyordu. "Bu kolye parladığı zaman anla ki annenin tanrıçalığı son bulmuştur, ve ülkemizin sana ihtiyacı vardır. O zaman son verdiğim şişedeki ilacı içerek buraya geri dönebilirsin. "Onun dışında asla buraya dönme, çünkü bu annene de zarar verecek bir şey olur. Lora, artık gitmen gerekiyor, aklına takılan bir şey varsa hemen sor, vaktimiz yok." Aklıma takılan bir sürü şey vardı, ama daraldığım için soramıyordum, aklım karmakarışık olmuştu. "Şey... Aklımda bir sürü soru var, ama dilimden çıkmak bilmiyor işte! Hem çok korkuyorum, ya ölümden daha kötü şeyler yaşarsam?" Bu da ihtimaller dahilindeydi, ama cadı bunu önemsemiyor gibiydi. "Soyumuz tehlike altında olmamalı Lora, emin ol ki en büyük tehlike budur, o yüzden korkmadan harekete geç. "Ve son olarak, aynalardan uzak dur!" Biz vampirlerin aynada yansıması yoktu zaten, peki başka bir evrene gittiğim zaman neden aynalardan uzak duracaktım ki? "Neden, neden beni sadece aynalar konusunda uyarıyorsun ki?" Cadı belli ki benden sıkılmışa benziyordu, yine de usanmadan anlattı sorduğum sorunun cevabını. "Az önce söylediğim gibi, başka bir evrene gideceksin, ama ne olarak gideceğin belli değil. Belki insanoğlunun dünyasına karışacaksın, ya da başka şeyler olacak. "Ama ne olarak gidersen git, aynalarda hiçbir zaman görüntün yansımayacak, işte o zaman gittiğin evrende senden şüphe edebilirler. "Bu yüzden çok dikkatli olacaksın aynalar konusunda, onun dışında bir risk yok. Öyle bir şey ki bu, hiç kimse senin önceden bir vampir olduğunu anlamayacak asla!" Söylediği şeyin ne kadar doğru olduğu tartışılırdı, ama belli ki benim tartışmaya bile vaktim yoktu. Annem bana ikinci bir hayat şansı vermişti, ben ölmeyeyim diye yapmıştı bunu, aynı zamanda yeni bir hayat yaşayayım diye! O halde bana da verdiği ikinci şansı değerlendirmek kalıyordu, ikinci şansımı değerlendirerek yaşamam gerekiyordu! Cadı bana baktı sabırla, gitmemi bekliyordu ilacı içerek. Soracak sorum kalmamıştı aklımda, vaktimde olmadığı için verdiği ilacı açıp hiç beklemeden içtim. İçtiğim an tuhaf bir karıncalanma olmuştu bedenimde, görüntüler bir anda bulanıklaşırken bedenimde acılar hissediyordum. Adıyla sarsılırken cadının görüntüsü silinir olmuştu, zaten artık mahzende de değildim belli ki. Ben ne olduğunu çözmeye çalışırken bir anda mosmor bir ışığın içinde dalgalanır oldu bedenim. Birkaç saniye sonra yere çarpar gibi bir his oluşmuştu bedenimde, tuhaf bir acı hissettikten sonra gözlerim kapanmıştı. Gözlerim ne kadar kapalı olsa da bilincim açıktı, ve etraftaki sesleri duyuyordum, daha doğrusu sessizliği duyuyordum! Birkaç saniye sonra adım sesleri duydum etrafımda, gözümü zar zor açtığımda tam karşımda bir karartı olduğunu gördüm. "Sende kimsin?" Sert ses tonuyla konuşuyordu karşımda duran adam, ben yanıt vermeyince tekrar konuştu. "Ahh, şimdi anlıyorum, belli ki benim kısmetim şimdi gelmiş," dediğinde söylediği sözlere hiçbir anlam veremedim. Bu adam neyden bahsediyordu böyle, ve ben hangi evrene gelmiştim?
Free reading for new users
Scan code to download app
Facebookexpand_more
  • author-avatar
    Writer
  • chap_listContents
  • likeADD