Karşımda duran adama baktım. Kısmet mi? Ben nereye gelmiştim böyle?
Ayağa kalktım sendeleyerek. "Sen kimsin?"
Dudakları yukarı doğru kıvrıldı. "Bu soruyu benim sormam lazım. Seni daha önce hiç görmedim."
Görmezsin tabi, ben daha nerede olduğumu bile bilmiyordum! Bu yüzden cevaplarıma dikkat etmeliydim. "Genelde dışarı pek çıkmam."
"Bir kurdun dışarı az çıkması tuhafmış."
Kurt? Kurt adamların şehrine mi gelmiştim gele gele? Vampirlerin tek düşmanı!
Boğazımı temizledim. "Genelde gece çıkarım. Geceleri sakin oluyor. Peki sen kimsin?"
"Beni tanımıyor musun?" ellerini siyah dalgalı saçlarından geçirdi. "Sürünün liderinin oğluyum."
Hassiktir. Bir de sürü liderinin oğluna mı çatmıştım? Elimi uzattım. "Lora ben."
Elimi tutup kendine çekti. Dudaklarımın üstüne nefesini bıraktı. "Lewis. Artık benim kadınımsın Lora."
Zoraki bir şekilde güldüm. İlk günden onunla zıtlaşmayacaktım. "Benim gitmem lazım."
Elimi kurtarmaya çalıştım ama bırakmadı. "Önce bana kendini tanıt. Seni daha yakından tanımak istiyorum."
"Gitmem lazım dedim ya. Yarın tanıtırım. Bulurum seni."
Acilen buradan uzaklaşmak zorundaydım ama bu adam beni bir türlü bırakmıyordu. "Kaçabileceğini düşünmüyorsundur umarım."
Gülümsedim. "Kaçmıyorum. Şu an gitmem lazım sadece."
"Ailen mi bekliyor?"
Başımı olumsuzca salladım. "Ailem yok."
"Evin nerede? Tek mi kalıyorsun?"
Evim de yoktu ki benim. Nereye gidecektim sanki? "Evim... Ben yeni geldim buraya. Henüz bir evim yok."
"O halde benimle geliyorsun!"
Bileğimi tutup beni peşinden sürükledi. "Nereye gidiyoruz?"
"Evime."
"Evin nerede?"
"Ormanın çıkışında."
"Tek mi kalıyorsun?"
Arkaya dönüp başını salladı. "Tek kalıyorum, merak ettiğin başka bir şey var mı?"
Neden kısmetim deyip bana kadınım dediğini de merak ediyordum ama şu an soramazdım. Ne bu, evlenecek miydi? Kendine eş mi arıyordu? "Tanımadığın birini neden evine götürüyorsun şu an?"
"Sen benim eşimsin. Seni karşıma tanrı çıkardı. Ona karşı koymayacağım."
"Ne?"
Durup bana döndü. "Sen benim kaderimdeki kadınsın. Çiftleşme dönemi geldi ve ben senden kısmet kokusu aldım. Sen kadınım olacaksın."
Kadını? Hadi ama Lora! Şansına böyle bir yere geliyorsun ve sürünün liderinin oğlu seni çiftleşmek için eşi olarak seçiyor! Ona karşı bile koyamıyordum.
"Ya olmak istemezsem?"
Başını arkaya atıp derin bir nefes aldı. Adem elması hareket ettiğinde istemsizce gözlerim oraya takıldı. "Maalesef öyle bir şansın yok." başını eğdi. "Ben seni istiyorum ve bu böyle olacak."
"İyi ama ben..." işaret parmağını dudaklarıma bastırdı.
"İtiraz istemiyorum."
Elini çekip tekrar bileğimi tuttu. Tekrar yürümeye başladığımızda onu inceledim. Aslında oldukça yakışıklı biriydi. Siyah saçları vardı. Kahverengi gözleri, güzel bir burnu ve dolgun dudakları vardı ki bir vampir içgüdüsüyle dudaklarını ısırıp kanatmak istiyordum.
Ama tabi ki burada bir kurt olarak yaşayacaktım. İyi de kurtlar nasıl yaşardı ki?
Evinin önüne geldiğimizde durdu. Cebinden anahtarı çıkardı. Geç bakalım adamın evine. Bakalım buradan nasıl kurtulacaksın?
Kapıyı açtıktan sonra içeri girdim. Işığı açtığında koridoru geçtik ve salona girdik. "Evet, artık seni daha iyi tanıyabilirim."
"Ben uyumak istiyorum. Nerede uyuyabilirim?"
"Uyuyarak kaçacağını düşünmen çok güzel ama bu gece değil."
"Kusura bakma ama tanımadığım biriyle sevişecek değilim."
Gülerek ayağa kalktı. "Sana sevişeceğimizi düşündüren ne? Bütün yol boyunca sevişeceğimizi mi düşündün geçekten? Nasıl bir hayal dünyan var senin?"
"Nasıl yani? Onu istemiyor musun?"
Dudaklarını yaladı. "İstiyorum. Çok istiyorum ama önce seni tanımam lazım. Nereden geliyorsun?"
Hay söylediğim yalana ben ya! Ne diyecektim ben şimdi! Şansımı sikeyim gerçekten...
Aklıma gelen şeyle üzerimdeki ceketi çıkarıp koltuğa oturup bacak bacak üstüne attım. "Ne bu böyle sorgu sual? Ayrıca soru sorma sırası ben de."
Yanıma oturdu. Erkek değil mi, karı kız gördü mü hepsi muma dönerdi. Ben de bunun için az önce söylediğim lafı yutup onunla yatacaktım.
"Ne sormak istiyorsun?"
"Kaç yaşındasın?"
"26."
Elimi bacağına attım. "Benim kokumu aldığını söyledin? Ben neden almadım?"
"Kısmetinin kim olduğunu bilmek istediğin zaman duyarsın o kokuyu. Neden bilmek istemiyorsun?"
"Bilmem, hiç merak etmedim. O kişinin gelip bulmasını bekledim hep. Ama senin gibi birini beklemediğim doğrudur."
"Nasıl biri olsun isterdin?"
Elimi bacağından çekip kollarımı birleştirdim. Bacak bacak üstüne atıp konuştum. "Kimse sürü liderinin oğlunu istemez."
"Aksine tüm kızlar benim kısmet eşim olmak ister."
"Hayır yanılıyorsun. Evet belki tüm kızlar seninle yatmak ister ama kimse öyle bir makamda olmak istemez. Bu sorumluluk gerektiren bir şey. Korkutucu."
"Sen korkuyorsun sanırım."
Korkuyordum. En azından kendi ailemden öğrendiğim buydu. Tanrıçanın kızı olmak bile hem çok sorumluluk getiriyordu. Hem de tehlikeliydi. Herkesin gözü üstünde ve hata yapmanı bekliyorlardı.
"Biraz."
Elini bacaklarıma attı. "O halde seni rahatlatalım güzelim."
Hay siktir. Tanımadığım biriyle bir ilişkiye mi girecektim şimdi?
Gülümsedim. "Ben de hoşuna giden şey ne? Sadece kısmet kokusunu aldığın için mi benimle beraber olmak istiyorsun?"
Gözleri vücudumda dolaştı. "Vücut hatların çok güzel. Tam dişime göre birisin."
"Vücudumda kocaman bir yara izi olsa bile mi?"
Dudaklarını yaladı. "Daha çok hoşuma giderdi. Her bir santimini öperdim."
Derin bir nefes aldım. Anlaşılan bu gece zorlu geçecekti. "Şimdi ne yapmak istersin?"
Tereddütle sormuştum sorumu. Cevabı ise elleri vermişti. Bacaklarımın üzerinde kayıp elbisemin üstünden kadınlığıma dokundu. "İşte şimdi seni daha yakından tanıyabilirim."
Kadınlığımı okşamaya başladığında garip bir haz duydum. Daha önce de seks yapmıştım ama bu garip hissettiriyordu. Dokunuşları yumuşacıktı ama yanıp tutuşuyordum. İstemediğim içindi. Yasak oluşu hoşuma gidiyordu.
Ellerini çekti. "Ayağa kalk ve soyun."
Nefesimi bıraktım. "Pekala."
Sanırım bir süre bu oyuna devam edebilirdim.
Ayağa kalkıp elbisemi kollarımdan sıyırıp bacaklarımdan düşüşünü sağladım. Üzerimdeki siyah dantelli iç çamaşırlarına bakıp yutkundu. "Senin sol göğsün daha mı küçük sanki?"
Başımı eğip baktım. Gerçekten biraz daha küçüktü sanki... "Bilmem anlamadım."
"Çıkar da daha iyi görelim."
Başımı salladım. Elimi arkaya atıp sutyenimin kopçasını açtım. Dikkatlice sutyeni üstümden atıp yere attım. Tekrar eğilip baktım. "Bence de küçük. Ama..."
Bir kaç adım atıp kucağına oturdum. Kollarımı boynuna doladım. "Daha yakından bak bir de."
Nefesini bırakıp güldü. "Çok fenasın."
Başını eğip sol göğsümün meme ucunu dudaklarının arasına aldı. Başımı arkaya atıp gözlerimi kapattım. Lanet olsun, çok iyi hissettiriyordu.
Dudaklarını daha büyük açıp sol göğsümü tamamen ağzının içine alıp emdiğinde inledim. "Sikeyim."
Duyduğu küfürle göğsümü ağzından çıkarıp saçlarımı arkaya attı. "Daha fazlasını istiyor musun?"
Başımı salladım. "İstiyorum."
İlk başta nereden geldiğimi sormayı bıraksın diye oynadığım bu oyun hoşuma gitmeye başlıyordu. "İstiyorum ne?"
Elini külodumun içinden sokup kadınlığımı okşamaya başladığında gözlerimi kapatıp inledim. Zorla kekeleyerek de olsa konuştum. "Seni istiyorum Lewis."
Sikeyim ki çok istiyordum.
Parmaklarından birini vajinamın girişinden içeri soktu. Kadınlığım alev alev yanarken parmağını çıkarıp dudakları arasına götürüp yaladı. "Imm, enfes."
Arzuyla yanıp tutuşurken dudaklarından çıkardığı parmağına uzanıp yaladım. Ne oluyor bana böyle? Yarım saat önce tanıdığım adamla ne haldeydim...
Parmağını dudaklarımdan çıkarıp üstünden inmeye çalıştığımda belimi tuttu. "Kaçmak yok Lora."
"Kaçmıyorum. Soyunmamı söylemedin mi? Külodumu indireceğim."
Belimi sıkıca kavrayıp aramızdaki tüm boşluğu kapattı. "Vazgeçtim. Onu ben çıkarırım."
Ellerini külodumun etrafında gezdirip kaydırdı. Yavaşça sıyırıp kadınlığıma bir öpücük bıraktı. Hay... Hay sikeyim cidden. Ben ne yapıyordum?
Hızlıca uzaklaştım. "Tamam yeter, bu kadarı yeter. Buna dayanamıyorum."
"Neye dayanamıyorsun?"
Nefes nefese bir şekilde konuştum. "Yeni tanıdığım bir adamın beni sırılsıklam yapmasına dayanamıyorum. Nesin sen böyle?"
Ayağa kalkıp yanıma geldi. Eli az önce sıyırdığı küloduma geldi. Yavaşça vajinamı okşayıp az önce akan akıntıyı okşamaya başladı. "Bu ıslaklık,..." parmağını dudaklarına getirip yaladı. "Tadın çok güzel. Daha fazlasını istemiyor musun?"
"Çok istiyorum." Duraksayıp gözlerimi kapattım. "Ama şu an olmaz. Her şey çok yeni. Ben... Tanımadığım bir adamla sevişmeyeceğim."
"O halde tanışırız. Sen de beni daha yakından tanımalısın bence."
Uzaklaşıp tişörtünü indirdi. Lanet olsun, adam çok seksiydi.
Pantolonunun fermuarını açıp indirdi. Pantolonunu yavaşça sıyırdığında sadece boxerıyla kaldı. Bu adam kesinlikle Tanrının özenerek çizmiş olduğu bir tablo gibiydi. Ve bu da beni zorluyordu.
Evet daha önce de gittiğim gece kulüplerinde ilgimi çeken adamlarla yatmıştım ama bu çok farklıydı. Bu adam bir kurttu. Ben de bir vampirdim. Biz birlikte olamazdık.
Boxerını çıkardığında görkemli ve sert penisi gözler önüne çıktı. Onu deliler gibi istiyordum.
"Hala yapmak istemiyor musun?"
"İstemiyorum." dudaklarımdan dökülen sözcükler bunlarken gözlerim hala penisindeydi. O da benim ikilemimin farkındaydı.
"Sen ne dersen, ne yapacaksan o olacak. Bana istediğini yapabilirsin."
Koltuğa oturup ellerini de arkaya attı. Bu bir davetti ve ben yavaşça ona doğru çekiliyordum.
Külodumu tamamen üzerimden indirip yanına gidip çöktüm. Penisini ellerimin arasına alıp okşadım. Başını sağa yatırıp beni izlemeye başladı. Evet, tamam. Bu gece ne istersem o olacaktı. Ve sonra her şey bittiğinde bu evden çıkıp gidecektim. Beni çiftleşme dönemi için eşi olarak seçse bile ondan kaçacaktım.
Penisinin başını ağzımın içine alıp emdim. Bütün ruhunu emerek bu küçücük delikten çıkarmak istiyordum. Bu yüzden penisini hızlıca emip yavaş yavaş ağzımın içine aldım.
Kadınlığım yanmaya başladığında elimi vajinama getirip okşadım. Lanet olsun ki hızlı bir şekilde sırılsıklam oluyordum. Kadınlığımdaki vajinal akıntı hiç durmadan akıyordu.
Penisini ağzımın içinde ileri geri yalayarak emdiğimde inlemeye başladı. "Böyle devam et kızım."
Adam azgının tekiydi ve bunu iyi biliyordu. Bir kadının nasıl tahrik olacağını iyi biliyordu.
Penisini tamamen ağzımın içine alıp ağzımda tutmaya başladım. Gözlerimi kapattım. Öğürüp onu ağzımdan çıkarmak istiyordum ama Lewis eliyle kafamı tutup bastırıyordu.
Kendimi tuttum. Son ana kadar ağzımın içinde tuttuktan sonra derin bir nefes alarak çıktım. Derin derin nefes almaya çalışırken belimden tutup beni kucağına oturttu. "Nasıl hissediyorsun?"
"Süper." ağzımdan akan meniyi baş parmağıyla sildi. Baş parmağını ağzımın içine getirdiğinde emdim. Siktir, çok iyiydi.
Parmağını dudaklarımdan çekip elini vajinama getirdi. Yavaşça okşamaya başlarken bir yandan da dudaklarını göğüslerimde gezdirdi.
Sol göğsümü ağzının içine aldığında inleyip kollarımı boynuna doladım. "Sikeyim. Çok iyi."
Elinin üç parmağını vajinama yerleştirip içime soktuğunda derin bir nefes alarak çığlık attım. " Ahh! "
Hareketlerini hızlandırdı. Nefes alamıyordum. Birazdan üstüne boşalacaktım ki çok sürmeden boşalmıştım.
Elini çıkarıp penisini vajinamdan içeri soktu. Çok büyük ve uzun olduğu için ilk defa bir erkekle ilişki sırasında canım acımıştı.
"Oh, oh... Daha hızlı."
Ne kadar canım yansa da daha çok hızlanmasını istiyordum. O hızlandıkça ben de ona ayak uydurup penisinin üzerinde zıplamaya başladım.
Vajinamdan kan geldiğinde yavaşça penisini çıkardı. "Sikeyim kızım, çok darsın."
Titreyen dudaklarımı dudaklarına bastırıp onu soluksuz bir şekilde öptüm. Canımın yanması sanki bu şekilde geçecekmiş gibi hissetmiştim ama hala çok acıyordu. Sikeyim şansımı cidden. Bu adam ne yapmıştı bana?
Belimi tutup beni koltuğa bıraktı. " Dinlen. Bu şekilde devam edemeyiz."
Başımı salladım. "Canım çok yanıyor."
"Sabaha geçer. Sürtünme yüzünden kanamıştır."
Başımla onu onayladığımda vajinama uzanıp masaj yapmaya başladı. "İyi uykular Lora."