Gökmen adındaki çocuk rakibimizin takım kaptanıydı. Bizde de Marcus'tu kaptan. Birbirlerinin elini sıkarak hakemin düdüğünü öttürmesini beklemişlerdi. Bu sırada üzerindeki beyaz formasının içinde dimdik duran Acar'a gözüm kaymış onunda beni izlediğini görmüştüm. Saha kenarında teknik direktörün yanındaydım o sırada gözü çarpmıştır yani. Ülkelerin marşları çalınıp bütün stat eşlik ederken İstiklal Marşında Güneşle birlikte bizde eşlik edip kenarda belirlenen yerlerimize oturmuştuk. Maçın başlama düdüğü çalındığında heyecanla oturduğum yerde kıpırdandım. Birazdan taraftarla coşup bende tezahürata başlayabilirdim. Türk taraftarında sevdiğim yegane olaylardan biri bu tezahürattı evet bizim ülkemiz taraftarları da birlik içinde takımlarına destek oluyordu ama böyle delicesine coşkulu bir ba