Afik 15. Bölüm

1112 Words
Selamun aleyküm🍂🍂 Keyifli okumalar...🍭🍭 1 AY SONRA -Nasıl hissediyorsun Begüm? -Yorgun. Başımın ağrısı yine hâd saffada. Bu radyoterapi (Radyoterapi, güçlü radyoaktif ışınlar yardımıyla kanser hücrelerinin hasara uğratılması ve büyümesinin durdurulmasıdır. Genellikle cerrahi sonrasında kalan tümör dokusunun tedavisi için veya cerrahi yapılamıyorsa kullanılır.) bana hiç iyi gelmiyor sanki. Sürekli halsiz hissediyorum. Yorgunluk yakamı bırakmıyor. Baş ağrısı, yutma derken artık fayanacak gücüm kalmadı. Cilt değişiklikleri, halsizlik, diare, yutma güçlüğü, idrar yapmada yanma gibi bir sürü yan etkisi vardı vücudumda. İki hafta olmuştu radyoterapiye başlayalı. Haftanın beş günü seansım oluyordu ve vücudum iki hafta da kaldırmamaya başlamıştı. Daha yolun başında böyleydim. On haftalık süreç bitince kim bilir ne halde olacaktım. Gerçi radyoterapi bitip, olumsuz sonuç çıkarsa bu sefer kemoterapi tedavisi başlayacaktı. -Aksine her şey yolunda ilerliyor. Doktorun bütün bunların normal olduğunu söyledi. -Anne... -Şhhh, annene güvenmiyor musun? Ben seni kandıracak, sana yalan söyleyecek biri miyim? -Yok ondan değil de... -İyi öyleyse. Hadi sen biraz dinlen, ben de Özge ' yi arayıp geleyim. Bugün Ramazan bayramıydı. Eve misafir gelme ihtimalinden dolayı annem, babaları eve gönderip kendisi yanımda kalmıştı. Yarım saat önce de babam arayıp hastaneye geleceğini, eksik bir şey olup olmadığını sormuştu. -Tamam anne. Annem yanıma gelip yanağından öperek odadan çıkınca biraz dinlenmek için gözlerimi kapattığım sırada kapı çalmıştı. Gel diye ses verdiğim de kapı açılmış ve Doruk içeriye girmişti. -Hoşgeldin. -Hoşbuldum. -Hayırdır, annemin çıkmasını mı bekliyordun odaya gelmek için? -Yok, ne alakası var. Öyle denk geldi. -Eminim öyledir, yoksa pusuda beklediğini falan düşünmedim. Elindeki iki kitabı ve poşeti başucumdaki komodinin üstüne bırakıp yanındaki sandalyeye oturdu. -Benim gelmemi boşver de sen nasılsın? Seanstan önce gelmeye çalıştım ama acilden çıkamadım bir türlü. -Yorgun hissediyorum. Onun dışında bir şeyim yok. -İyi. Daha iyi olman için biraz daha yorulacaksın ama değecek unutma bunu. Bundan emin olabilirsin. -Unutmama fırsat vermiyorsunuz ki. Annem bir yandan, sen bir yandan, bizimkiler, Egeler derken dört bir koldan unutmalı engelliyorsunuz. -Herkes iyiliğin için öyle konuşuyor. -Farkındayım ama ileriyi düşünmekten kafayı yiyeceğim. Her şey çok zorluyor. Özellikle şu hafıza kaybı. Bizimkiler unuttuğum altı yıl hakkında bilgiler verip, video veya fotoğraf gösterse de hâlâ çok boşluk var. Bu boşluk canımı sıkıyor. Geçen gün de söyledim, altı yıl kısa bir zaman dilimi değil. Hayatımın dörtte birini unutmuşum. Neredeyse mezun olacakken doktorluk adına hiçbir şey hatırlamıyorum şimdi. Ağabeyim bu ameliyat durumum olmasa sözlenecekmiş. Annem, babam, Özge, diğerlerinin hayatında bir sürü değişiklik olmuş. Hiçbirini hatırlamıyorum. Ya da sana şunu sorayım. Seni de hatırlamıyorum. Bu durum canını sıkmıyor mu? Sevdiğin kız seni hatırlamıyor. Adını hile başkasından duyuyor. Sevgilisi olduğunu başka bir kızdan duyuyor. Ha bir de o vardı değil mi? Sevgilim olduğunu tek bir kişi biliyor. O bilen kişi de beş yıldır hayatımda olan biri.... Her şey çok karışık, her şey çok yorucu. Söylediklerimden sonra yüzü düşünce konuyu değiştirme ihtiyacı hissettim. -Senin günün nasıl geçti? -Erken saatlerden beri acildeyim. Bugün bayağı kalabalıktı. Özellikle bayramdan dolayı yollar dolu olduğu için trafik kazası vakaları geliyor. -Yıllardır milleti her bayramda uyarıyorlar, uzun yola çıkarken dikkat edin diyorlar ama inatla uykusuz yola çıkıyorlar. Yetmiyor trafik kurallarını hiçe sayıyorlar. -Orası öyle. -Aman neyse, tus hazırlıkları nasıl gidiyor? Malum son yılın. -Bilmem, normal. Histoloji ve Embriloji, Mikrobiyoloji konu sorularını pek yapamıyorum. Sabahlasam da sonuçlar istediğim gibi gelmiyor. -Daha önünde çok zaman var. Şimdiden yapamıyorum diye şartlama kendini. Yapabilirsin, sen de o azim var. Biraz çabalarsan emeğinin karşılığını alırsın. -Seni dinleyeceğim. -Dün kitap istemiştim. Onları getirmişsin de poşetteki ne? Yüzündeki gülümseme büyümüş ve uzanıp poşeti almıştı. -Bayram diye bizimkiler baklava yapmışlardı. Hem baklava getirdim hem de geçen gün sözünü verdiğim kurabiyelerden yapıp getirdim. Kurabiye yap getir demiştim geçen gün. Doruk 'un bunu ciddiye alacağını hiç düşünmediğim için kahkaha atmıştım. -Ya ben şaka olsun diye söylemiştim. -Olsun, ben yine de yapayım dedim. Hatta inanmazsın diye fotoğraf çektirdim bizimkilere. Cebinden telefonunu çıkarıp çektirdiği fotoğrafları açıp göstermişti. Gerçekten de yapmıştı kurabiye. Hatta iki çeşit yapmıştı. Bayağı hamarattı bu kıvırcık. Onu alan yaşadı. Sen alacaksın Begüm. Yaşadın, yaşadın. -Fotoğraflardaki kişiler kim? -İlk gösterdiğim fotoğrafdaki kişi ablam. Diğer fotoğrafdakilerde yeğenlerim. Dün gece gözdeydiler. Kurabiye yapmak için mutfağa geçince peşime takıldılar. Takım çalışması ile hem onlara hem de sana kurabiye yaptık. Çikolatalı kurabiyeden bir ısırık alıp Doruk ' a cevap verdim. -Teşekkür ettiğimi onlara iletirsin. Şu hastaneden çıktığımda ilk işim onlara kurabiye yapmak olacak. -Aman yapma. Şimdi güzel kurabiye yaparsın, başımın etini yerler " bize böyle kurabiye yap " diye rahat bırakmazlar. Ben yapamam, sana sararlar. -Bir şey olmaz. Hem ailene kendimi sevdirmem gerek. Ailenin en küçük üyelerinden başlarsam işim daha kolay olur. -Ekstra bir şey yapmana gerek yok. Emin ol, hepsi seni sevecektir. -Ailenden kimler biliyor beni? -Ablam biliyor. Bir de arkadaşlarım. Dört aylık bir ilişki için sadece ablasının bilmedi gayet normaldi. O yüzden sesimi çıkarmadım. -Molam bitmek üzere, orderlarını doldurup acile ineyim ben. Oturduğu sandalyeden kalkıp ayakucumda masanın üstünde duran dosyayı eline alıp cebinden bir kalem çıkarmıştı. Sıradan bir kalem değildi. Benim uğurlu kalemindi o. Yıllarca bana uğurlu geldiğini düşünüp bir kere bile kullanmamış ve hiç yanımdan ayırmamıştım. Yanımdan ayırmadığım kalem Doruk daydı şu an. -O kalem benim değil mi? Bir elindeki kaleme bir de bana bakıp cevaplamıştı beni. -Evet, sen vermiştin. -Ben mi? -Evet, kalemlerimi arabada unutunca sen derste kullanmam için vermiştin. Niye sordun ki? Bir problem mi var? -Yok da, sadece şaşırdım. Bu kalem bana hep uğurlu gelmişti. On yıldan fazladır var ve uğurlu olduğunu düşündüğüm için kullanmaya kıyamıyordum. Şaşırdığım nokta ise kendimin kullanmaya kıyamadığı kalemi sana veriyorsam gerçekten seni seviyorum demektir. Belki saçma gelecek ama ben nesnelere, eşyalara anlam yüklüyorum. O yüzden bu kalemi sana vermem benim için çok büyük bir şey. Resmen kalemi çocuğa verdin diye onu sevdiğini mi düşünüyorsun? Evet. Sen gerçekten kafayı yemişsin. -İstersen kalemini geri verebilirim. -Yok, sen de kalsın. Ama sürekli kullanma ki hemen bitmesin. Bitmesin ki bana uğurlu gelmeye devam etsin. Doruk cevap veremeden kapı çalmış, eş zamanlı olarak da kapı açılmıştı. Annemin geldiğini düşünsem de gelen babamdı. Babam, Doruk ile aramızdaki durumu bilmediği için Doruk önündeki dosyaları inceliyormuş gibi yaparken babam ona birkaç soru sorup bana dönmüştü. -Doktorunla konuştum, başını ıslatman da ve eğilmende bir sakınca yokmuş. Artık istediğin gibi namaz kılabilirsin. Yarabbi şükür... Ameliyat olduğumdan beri aklımdaki tek konu namaz konusuydu. Hem başımı çok oynatmamam gerekiyordu hem de başımdaki ameliyat yarasından dolayı başımı ıslatamadığımdan iki aydan uzun bir süredir namaz kılamıyordum. -Nihayet. Baba, annemi çağır. Abdest almanda bana yardımcı olsun. Özge 'yi de ara bana seccade, tesbih, namaz elbisemi ve tülbent hazırlayıp göndersin. -Tamam, kapıdayım ben. Babam odadan çıkarken Doruk ile yalnız kalmıştık. Yüzündeki şaşkın ifadeyi anlamamıştım. -Ne oldu? Yüzündeki şaşkın ifadenin sebebi ne? -Ben namaz kıldığını bilmiyordum. -Durduk yere namaz kıldığımı söylememişim demek ki. İbadetin gizlisi makbuldür diye hadis var. Ortada hiçbir sebep yokken niye söyleyeyim ki? Yoksa hatırlamadığım altı yılı da sayarsak dokuz yıldır namaz kılıyorum. Dışarıdan nasıl görünüyor bilmiyorum ama dünya telaşına kapılmamaya çalışıp ibadetlerimi yerine getiriyorum. 🥀🥀🥀
Free reading for new users
Scan code to download app
Facebookexpand_more
  • author-avatar
    Writer
  • chap_listContents
  • likeADD