AFİK

Afik 16. Bölüm

Selamun aleyküm 🍂🍂

Keyifli okumalar...🍭🍭

DORUK'DAN

-Neyin var oğlum?

-Bir şeyim yok. Sanırım bugün hastanede fazla yoruldum.

-Git uyu. Yarın boş günün. Uyuyup dinlenirsin.

-Doruk neredeyse iki aydır her boş gününde dışarıya çıkıyorsun. Evde dinlenmek varken neden sürekli dışarıya çıkıyorsun? Bizden ne saklıyorsun? Hayırdır inşallah.

Can benden önce davranıp annemi cevaplamıştı.

-Hâyr teyzem hâyr. Senin bu oğlun her boş gününde gelininin yanına gidiyor.

-NE? GELİN Mİ? Doruk oğlum, Can doğru mu söylüyor?

Can ' ı öldürmek istiyordum. Daha bugün Begüm ' e sadece ablam biliyor derken Can'ın sayesinde annem de öğrenmişti.

-Abartıyor anne.

-Oğlun yalan söylüyor teyzem. Gelin yapmış, sana söylemiyor.

-Sus lan.

-Sen sus Doruk. Can sen de ne olup bittiyse bana anlatıyorsun.

Can söylediğim, yaptığım salaklıkları anlatmadan Begüm'e anlattığımız şekilde olanları anneme anlatmıştı.

-Kızın durumu nasıl? İyi mi? Kurtuldu mu o illetten? Niye daha önce söylemediniz? Belki bir yardımımız olurdu.

-Anne sakin ol. Ameliyat iyi geçmiş. Şimdi ışın tedavisi görüyor.

-Hangi hastane de kalıyor gelinim?

-Anne ne gelini? Bismillah dün bir, bugün iki.

-Ne demek ne gelini? Gönül mü eğleniyorsun?

-Yok öyle bir şey anne.

-Eee öyleyse ne demeye böyle konuşuyorsun. Şimdi kızın hangi hastane de kaldığını söylüyorsun?

Daha Begüm ile konuşmadan annem çıkıp Begüm'ü ziyarete giderse Begüm ' e ne açıklama yapacağımı bilemediğim için hangi hastanede kaldığını anneme söylememeye karar verdim.

-Anne...

-Teyzem oğlunun staj yaptığı hastanede kalıyor Begüm. Eğer yarın gidersen yaptığın baklavadan da götür. Bugün oğlun götürmüş, hastaneye gittiğim de gelinin öve öve bitiremedi.

-Hayır!!! Anne hastaneye falan gitmiyorsun.

-Neden?

-Begüm ile konuşayım. Ona seninle konuştuğumu ve senin ziyarete gelmek istediğini söylerim. Ondan sonra ziyarete gidersin. Hem Begüm de biraz toparlanmış olur.

-İyi bari.

-Anlaştığımıza göre Can yürü odama gidelim. Anne daha da misafir gelirse çağırma beni aşağıya. Ağabeyimi çağır, yengemi çağır ama beni çağırma. Birkaç saatliğine sal beni.

-İnsan içine çıkıp onlarla tanışıp, kaynaşın diye elimden geleni yapıyorum ama yine de yaranamıyorum. Ama siz ileride dediğime gelirsiniz. Yarın, öbür babanızı, ailenizi temsil edeceksiniz ama kimse tanımayacak sizi.

-Onu da yarın , öbür gün düşünürüz.

Can'ın ayaklanması ile annem bur şey söylemeyince arkalı önlü üst kata odama çıkmıştık.

-Dökül bakalım Doruk efendi. Bu hâlinin sebebi ne?

Kenardaki koltuğa kendimi atıp yüzümü sıvazladım.

-Begüm'ün yanındayken babası geldi.

-Ne var bunda? Adam kızının doktoru sanıyor seni.

-Adamın gelmesinde bur sıkıntı yok. Adam gelip doktordan izin aldığını başını ıslatabileceğini ve eğilip kalkabileceğini söyledi.

-Yani?

-Yanisi şu; Begüm namaz kılıyormuş. Hem de dokuz yıldan fazla bir zamandır. Ben de duyunca şaşırdım. Begüm de babasının odadan çıkmasını fırsat bilip şaşkınlığımı sorguladı. Namaz kılmadığını bilmediğimi söyleyince bana resmen giydirdi. Durduk yere namaz kıldığımı söylememişim demek ki. İbadetin gizlisi makbuldür diye hadis var. Ortada hiçbir sebep yokken niye söyleyeyim ki? Yoksa hatırlamadığım altı yılı da sayarsak dokuz yıldır namaz kılıyorum. Dışarıdan nasıl görünüyor bilmiyorum ama dünya telaşına kapılmamaya çalışıp ibadetlerimi yerine getiriyorum.

-Sanki dört dörtlük birisinde başkasının ibadetini sorgulayıp duruyorsun. Bu önyargıdan dolayı ileride basın çok ağrıyacak. Sanane namaz kıldığından, sanane tesettüründen, sanane başkasının hayatından.

-Can...

-Sus da dinle. Begüm söylediklerini unutmuşken kalkıp yine aynı şeyleri söylemesen de hareketlerinle belli ediyorsun. Kız hazır söylediğin o saçmalıkları unutmuşken geçmişi sen de unutsana. Kendine itiraf edememişsin ama kızı seviyorsun. Namaz kılmak, oruç tutmak, başımın kapalı vs. elbette önemli ama zorla olabilecek şeyler değil. Kötü kadınlar kötü erkeklere, kötü erkekler de kötü kadınlara lâyıktır. Temiz kadınlar temiz erkeklere, temiz erkekler de temiz kadınlara yakışır. Onlar, iftiracıların kendileri hakkında söylediklerinden uzaktırlar; onlar için bir bağışlama, değerli bir nasip vardır. (NUR SURESİ /26) İnsanlar kimlerle düşüp kalktıklarına dikkat etmelidirler. Dedikodu, gıybet, iftira eden, edepsizlik yapan, edepsizliği tabiileştirecek davranışlarda bulunan kimseler kötülerdir; onlarla düşüp kalkanlar da giderek onlara benzerler. Hz. Peygamber Allah'ın sevgili kulu ve elçisi, ümmetin sevgi ve ahlâk rehberi, insanlığa rahmet müjdesi bir kâmil insandır. Onun eşlerinin de kendi ölçülerinde erdemli ve kâmil olmaları gerekir; Allah, resulünü ahlâksızlarla dost ve beraber olmaktan korumuştur. Bak zaten Begüm ibadetlerini yapıyormuş. Yapmasa bile belki senden görüp, kalbi ısınacak. Belki sen ona vesile olacaktın. Bir de böyle düşün. Bu yüzden hareketlerine, jest ve mimiklerini kontrol altına almaya çalış.

-Hata yapmamak için ekstra dikkat ediyorum. Sırf bu yüzden daha da hata yapıyorum. Daha dikkatli olacağım.

-Sakin ol sadece. Gerekirse Begüm 'e söyle her şeyi sil baştan konuşalım de. Ya da Miray ile konuş. Sakin olmayıp sürekli panik hâlde dolaşırsan işin zorlaşır sadece. İster Begüm'ün hafızasını kaybetmesine şans de, ister ayağına gelen bir fırsat olacak düşün, ne düşünürsen düşün ama Begüm geçmişi tekrar hatırlamadan kendini ona anlatmaya çalış. Begüm yeniden seni sevebilsin.

BEGÜM'DEN

-Gece ağrın var mıydı?

-Yok, ağrı kesicilerin etkisinden deliksiz uyumuşum resmen. Bi sabah namazına annemin çağışmasıyla uyandım o kadar.

-Güzel... Yanına gelmeden önce doktorunun yanına gittim. Eğer kendini iyi hissediyorsan bahçeye çıkabileceğini söyledi.

Doruk' un söylemi ile resmen havalara uçacaktım. Aylardır odadaki camın arkasından gökyüzü izleyip duruyordum.

-İyi hissetmek de laf mı? Bomba gibiyim. Ben hazırlanıp , annemi arayayım sonra da bahçeye çıkarız.

Annem Doruk yanıma gelince eve duş almaya gitmişti.

-Hevesini kursağında bırakmak istemem ama tekerlekli sandalyede oturma şartı ile doktorun izin verdi.

-Tek şart tekerlekli sandalye olsun.

Komodinin üstündeki telefonu alacağım sırada Doruk konuşmuştu.

-Sen hazırlan. Ben anneni ararım.

-Olur.

-Zorlanacağını düşünüyorsan hemşireyi çağırabilirim.

-Hallederim.

Doruk ' un odadan çıkması ile dolaptaki uzun hırkamı giyinip ayağındaki terlikleri çıkarıp spor ayakkabılarımı giyinmiştim. Son olarak başıma farklı bir bandana takip hem kelliğimi hem de başımdaki ameliyat yarasının üstünü kapattım. Hazırlığım bittiğinde telefonumdan Doruk' u arayarak hazır olduğumu söylemiştim. Doruk' un odaya sürerek getirdiği tekerlekli sandalyeye oturmuştum. Oturmamla Doruk sabah getirdiği piknik sepetini dizlerimin üstüne koyunca merakla içini açmıştım.

-Bunlar ne?

-Doktorunla konuşmak aklımdaydı. Yüzde doksan dışarıya çıkmana izin vereceğini düşünüyordum. Bu yüzden ufak bi hazırlık yaptım. Hastane bahçesinde piknik yapalım dedim.

-Yaa inanmıyorum.

Doruk' un tekerlekli sandalyeyi sürmesi ile bahçeye çıkmıştık. Yine Doruk 'un yönlendirilmesi bir masanın önünde durmuştuk.

-Dorukk başka yere gidelim. Baksana burada başkası oturuyor galiba.

-Burası bizim için.

-Ne? Bizim için mi?

Kulaklarıma varan ağzımı kontrol altına almaya çalışmıştım ama Doruk 'un bu sürprizi iki gram kalan aklımı da alıp götürmüştü.

Gülümseyip kafasını sallayınca aklımdaki diğer soruyu sordum.

-Masa, diğer şeyleri hangi ara hallettin?

-Can yardımcı oldu.

-Yorulmasaydı keşke.

-Bırak ya. İşi ne ki yardım etsin.

Doruk kucağımdaki piknik sepetinin içindekileri masat yerleştirince karşılıklı oturmuştuk.

Doruk' un oturmasıyla kalkması bir olmuştu. Ne oluyor diye soracakken sırtıma bırakılan ince örtü ile yine gülümsemiştim. Doruk 'un bu jestleri yüzünden ağzım kulaklarımda dolaşacak herhalde ömrümün geri kalanında.

-Teşekkür ederim.

Bir şey söylemeden eski yerine oturup kendine çay, bana da portakal suyu doldurmuştu. Ben de tabağın içindeki sandiviçlerden birini onun önüne diğerini kendi önüne koymuştum.

Karşılıklı Doruk ' un hazırladıklarını yiyip, bir yandan da sohbet ediyorduk.

Ameliyattan önceki bir ayı yaşanmamış sayıp birbirimizi sanki yeni tanışıyormuşuz gibi kendimizi anlatıyorduk.

"İnsan sevmeye başlayınca yaşamaya da başlar."

🥀🥀🥀