Afik 13. Bölüm

1031 Words
Selamun aleyküm 🍂🍂 Keyifli okumalar...🍭🍭 -Begüm? Bunu benden nasıl saklarsın? Asistan doktorun söylediklerinin şokunu atamadan annemin anlamsız soruları ile göz devirdim. -Anne farkında mısın hafıza kaybı yaşadım ve son altı yılımı hatırlamıyorum. -Ne bileyim kızım ben. Her şeyi bana anlatırsın, bir erkek arkadaşın olduğunu öğrenince haliyle şaşırdım. Annem gelip yanıma otururken sevgilim olduğunu söyleyen doktor geriye adımlamıştı. -Begüm hatırlamıyor ama sen neden bizlerden ilişkinizi gizlediğinizi anlatabilirsin. Seni dinliyorum. -B. Ben... Biz aslında uzun zamandır birlikte değiliz. En fazla iki aydır birlikteyiz. Birbirimizi tanıma aşamasında olduğumuz için sizlere söylemek istemedik. Begüm söylemek istemedi. Yani en azından birbirimizden emin olana kadar. -Ege'nin ya da diğerlerinin haberi var mı? -Y. Yok. Şimdilik kimse bilmiyordu. -Söylediklerin kafama pek yatmadı çocuğum. Begüm bizlerden saklasa bile Ege'den saklamaz. -B. Ben bilmiyorum efendim. -Begüm'ün hastane sürecinde seni hiç görmedim. Madem kızımla birlikteydin, neden bu zorlu süreçte yanında değildin? -Begüm bir ân da ortadan kayboldu. Ona çok ulaşmaya çalıştım. Okuldaki hocalardan, öğrenci işlerinden adresini öğrenmeye çalıştım ama gizlilik ilkesinden dolayı vermediler. Staj yaptığı hastaneye de defalarca gittim ama bir sonuç alamadım. Okulunu dondurduğunu söylediler. Telefonu deseniz uzun zamandır kapalı. Begüm 'e bir türlü ulaşamayınca Begüm'ün kız kardeşine sosyal medyadan defalarca mesaj attım. Dönüş alamayınca Miray ve Kerim' i defalarca aradım. Miray yurtdışına çıktığını söyledi. Annem ve asistan doktor konuşurken ne kadar onları dinlemeyi istesem de uykum ağır bastığı için gözlerimi kapatıp uykunun kollarına bıraktım kendimi. DORUK'DAN -Begüm uyumuş, bu konuşmaya daha sonra devam edeceğiz. -Tabi efendim. Odadan çıkıp çıkmama konusunda kararsız kalmıştım. Tam da bu sırada açılan kapı kurtarıcım olmuştu. -Kusura bakmayın, rahatsız ediyorum. Emre hoca, Doruk' u çağırıyor. Diğer asistanın söylemi ile rahat bir nefes alıp Asuman yanıma dönmüştüm. -Müsadenizle. Başını hafifçe sallaması ile bir şey söylemeden odadan çıkmıştık. -Emre hoca nerede? -Odasında seni bekliyor. Yalnız odadaki halin neydi senin? Adamın ilk günden gözüne battın. Yanına gittiğinde bir şey söylerse alttan al. -Tamam. Oyalanmadan merdivenlere yönelip üst kata çıkarak Emre hocanın odasının kapısını dalmıştım. İçeriden gelen gel sesi ile kapıyı açıp içeriye girmiştim. -Hocam beni çağırmışsınız ? -Neden çağırdığımı tahmin ediyor olmalısın. Stajın ilk gününden böyleysen seninle çok işimiz var. Belli ki nöroşirurji sana göre değil. Sorulan soruları geç hastanın hikayesini bile anlatamadın. Bu tutukluluğun sebebi ne? -B. Begüm sınıf arkadaşım. -Sınıf arkadaşın? Haline bakılacaksa sadece sınıf arkadaşın değil. Söylediklerine karşı sessiz kalmayı tercih ettim. Begüm'ün odadaki hali gözümün önünden gitmiyordu. Başını boydan boya kapamayan bandaj, gözlerinin altındaki morluklar, çökmüş vücudu... Dosyada okuduğum bilgilere göre aylardır bu hastalıkla mücadele ediyordu. Bu süreç de yasana akları bildiğinden benimle konuşmayı tercih etmiş olmalıydı. Ama ben kemiği olmayan dilimle onu parçalara ayırıp konuşmuştum. Kalbini defalarca kırmıştım. Onu geçirdiği zorlu süreçte iyice dibe çekmiştim. -Doruk! Begüm' e karşı duygusal duyguların varsa onunla ilgilenemezsin. Duyduklarım ile kafamı hemen kaldırmıştım. -B. Bu olamaz. Begüm'ü daha fazla yalnız bırakamam. Lütfen benden böyle bir şey istemeyin. -Bunun doğru olmadığını sen de biliyorsun. Hasta, doktor arasındaki çizgiyi geçmemelisin. -H. Hocam kimseye bir şey söylemem. Diğerlerinin yanında hâl ve hareketlerine dikkat ederim. -Toparlan doktor Doruk. Ağlamanın zamanı değil. Şimdi görevinin başına dön. -Begüm ile ilgilenebilecek miyim? -Çık dışarı asistan. Emre hocanın yanından ayrıldığım gibi telefonum çalmıştı. Arayan Miray 'dı. Muhtemelen oda da söylediklerimi duymuştu. -Efendim? -NEREDESİN SEN? -Sesini kıs. Nerdesin sen? Yanına geleyim. -Bana emir verme! -Miray uğraşamam seninle. Neredeysen söyle geleyim. -Offff. Begüm'ün kaldığı odanın önündeyim. -Kattaki merdiven boşluğuna geç, ben de geliyorum. Bir şey söylemeden telefonu suratıma kapatınca beklemeden alt kattaki merdiven boşluğuna gitmiştim. İçeri girmemle birkaç saniye sonra Miray da gelmişti. -Asuman teyzenin söyledikleri doğru mu? -Miray beni dinle. -Sana Asuman teyzenin söyledikleri doğru mu diye bir soru sordum. -Doğru. Doğru dememle suratıma tokat atmıştı. -Se. Sen nasıl birisin. Sen böyle bir yalanı nasıl dile getirirsin. Begüm şu an hatırlamasa da duygularını sana söylediği gün söylediklerinden sonra ne hâle geldi haberin var mı? Kız yıkıldı. Karşında bir insan olduğunu unutup kalbini kırdın. Şimdi de kalkmış ailesine yalan yanlış şeyler anlatıyorsun sırf Begüm hatırlamıyor diye. Begüm o gün kadavra odasında yaşananları Miray' a anlatmamış olmalıydı. Anlatsaydı kesinlikle dile getirirdi. Geçmişte yaşananlardan, söylediklerimden pişmandım. Aynı hataya düşmemek için oda da söylediklerimin devamını getirmem gerekiyordu. -Beni dinle! O gün Begüm ile kadavra odasında kilitli kaldığımızda Begüm ile konuştuk. O gün söylediklerimden pişman olduğumu söyleyip özür diledim. O gün haddim olmadan ağır konuşmuştum. Kötü geçen günün faturasını Begüm' e kestiğimi çok sonradan fark ettim. -Özür diledim ha? Bana yalan söyleme. Begüm bana her şeyini anlatırdı. Orada yaşananları bana söylerdi. Söylediğim yalan şimdiden küçük bir çığ olma yolunda ilerliyordu. -Aramızda geçen ilk konuşmayı biliyorsun. O gün söylediklerimden pişman olduğumu orada kaldığımızda Begüm' e söyledim. Neden öyle konuştuğumu anlattım arkadaşına. Begüm samimiyetime inandı ve o günden sonra telefonda, sosyal medyada konuşmaya başladık. -Hâlâ yalan söylüyorsun. O gün oradan çıktığınız gibi Begüm hastanelik oldu. Saatlerce kendine gelemedi. -N. Ne? -Ne o Doruk bey Begüm sana söylemedi mi? -Söylemedi. Bir süre sonra Begüm ile iletişimimiz tamamen koptu. Aramalarıma, mesajlarıma dönüş yapmadı. Kardeşine yazdım. O da dönüş yapmayınca sizin düğüne geldim. En son da Kerim 'i aradım. Sonrasını biliyorsun zaten. -Sana zerre kadar güvenmiyorum. İnanmıyorum. Yalan söylediğine adım kadar eminim. Ama sana iki gün süre veriyorum. Ya bana aklında neler kurmuşsun onu anlatırsın ya da Begüm' e onun hatırlamadığı ama aramızda geçen her şeyi anlatırım. Bir tek Begüm 'e değil herkese anlatırım. Kapı kolunu tuttuğu sırada daha fazla dayanamayıp günlerdir Begüm'ü gördüğümde ona söylemeyi düşündüğüm o cümleyi dile getirdim. -Evet yalan söyledim. O gün söylediklerimden sonra Begüm'ü kaybettim. Pişmanlığımı vicdanıma bağlasam da öyle olmadığını sonradan anladım... Günlerce Begüm'e ulaşmaya çalıştım. Ulaşamayınca özür dilediğine dair mesaj atıp köşeye çekilme seçeneğim varken yapamadım. Vicdan muhasebesi yapsam da günler geçtikçe öyle olmadığını anladım. Gözümü kapattığım gibi hep Begüm'ü gördüm. O gün kilitli kaldığımızda büyük konuştum. Seni sevmem dedim ama Begüm'ü seviyorum. Belki inanmayacaksın ama seviyorum... Sevgimden başka hiçbir şey yok elimde ve Begüm 'den başka hiçbir şey yok kalbimde... Konuşmaya devam ettikçe yüzünü geri bana dönmüştü. -Senden tek bir şey istiyorum. Begüm geçmişi hatırlayana kadar susmanı. Begüm geçmişi hatırlayıp beni yanında istemezse itiraz etmeden giderim. Ama Begüm hatırlamayıp beni yeniden severse bir adım bile uzaklaşmam ondan. Ondan vazgeçmem. -Bu işin sonunda Begüm üzülecek biliyorsun değil mi? -Üzülmemesi için elimden ne geliyorsa yapacağım. -Begüm hastaneden çıkana kadar sana süre. O zamana kadar Begüm'ün sana karşı herhangi bir hissi olursa susacağım ama aksi olursa bir dakika bile durmam. 🥀🥀🥀
Free reading for new users
Scan code to download app
Facebookexpand_more
  • author-avatar
    Writer
  • chap_listContents
  • likeADD