Afik 9. Bölüm

1040 Words
Selamun aleyküm 🍂🍂 Keyifli okumalar...🍭🍭 DORUK'DAN -Lan şerefsiz hani kızla karşılaştığında özür dileyecektin? Ne demeye orada kilitli kaldığınızda o lafları ettin? Kıza yazık, günah değil mi? Niye kalbini kırdın? Kız geldi söyledi. Bir daha da karşına çıkmadı. -Ben... Bir ân da karşımda görünce ne diyeceğimi bilemedim. Biliyorsun kötü bir gün geçiriyordum. Sinirimi de Begüm'den çıkardım. Büyük ayıp ettim. -Ayıp demek az kalır. Belki de Begüm bu yüzden haftalardır kampüse adım atmıyor. Ulan it, insan gibi istemiyorum olmaz desene. Ne demeye kırılan kalbini bin parçaya bölüyorsun ki. -Farkındayım, hatalıyım. O günden özür dilemek için defalarca arayıp, mesaj attım ama cevap vermedi. Sosyal medyadan da yazdım ama cevap vermedi. -Arkadaşlarına sorsaydın. -Miray 'a sordum. Diğerlerinin haberi yokmuş. Miray da tabiri caizse ağzıma s.çtı , bir şey söylemedi. -Kız haklı. Begüm ona söylemiştir söylediğin o lafları. -Of lan offf. Ben ne hâlt yiyeceğim? Şurada dönemin bitmesine kaç gün kaldı. Ben nasıl konuşacağım? Nasıl özrümü dileyeceğim? Staj yaptığı hastaneye kaç defa gittim ama göremedim. Oradaki arkadaşlarına sordum neredeyse kırk güne yakındır hastaneye hiç gitmemiş. Benim yüzümden ne hastaneye gidiyor ne de okula. Ağzımdan çıkan kelimelerin onu kıracağını düşünmeden kötü konuştum. -Şimdi ne yapacaksın? -Bilmiyorum. -Lan şu Miray ile Kerim'in düğünü bu haftasonu değil mi? -Yani? -Kerim bize davetiye verdi. O düğüne gideceğiz. -Can konumuzla ne alakası var bunun? -Lan oğlum akıl tutulması mı yaşıyorsun. Evlenenler Begüm'ün en yakın arkadaşları. Kız okula, hastaneye gelmiyor ama en yakın arkadaşının düğününe gelmemezlik yapmaz. Kısaca Begüm o düğünde mutlaka olacak. Biz de o düğüne gideceğiz. Sen de düğün sırasında Begüm ' ü yalnız gördüğün bir ân da onunla konuşup özrünü dileyeceksin. -Affeder mi lan? -Sözlerini unutmaz ama laf olsun diye affettim der. -Bu yükle yaşayacağım hep. Onu kırdım. -Karalar bağlayıp durma. Düğün günü konuş. Belki gerçekten affeder. -Düğün ne zaman demiştin? -Bu pazar. Cuma günü de kına var yanlış hatırlamıyorsam. -Pazar günü o düğüne gidiyoruz. Ne yapıp edip kendimi Begüm' e affettireceğim. Günlerimi alsa da inat edip affettireceğim kendimi. ..... -Doruk sınıftan kızlar kına gecesine gitmişler. Sosyal medyadan paylaşım yapmışlar ama gördüklerim arasında Begüm yok. Kız acaba kınaya gitmedi mi? -Denk gelmemiştir. Zaten düğüne gidiyoruz. İlla ki denk geleceğiz. O zaman konuşuruz... Hadi çık dışarıda da şu takımı üstüme geçireyim de çıkalım evden. -Yemedik lan odanı. Gideyim de Saadet teyzemin yaptığı böreklerden yiyeyim bari. -Zevzekliği kes. Aşağıda tıkınırken Ali'yi de ara. Nerede kaldı, sor. -Ali direkt düğünün yapılacağı mekana geçecekmiş. Can'ın odadan çıkması ile giyinme odasına geçip takım elbiseyi üstüme geçirdim. Oda da daha fazla oyalanmadan alt kata inmiştim. -Saadet teyzem sen şu börekleri biz gelene kadar sakla. Muhtemelen ben aç gelirim. Geldiğimde ben hallederim onları. -Sevda'ya söyleyeyim de yine yapsın. -Teyzem aramızda kalsın ama Sevda abla senin gibi güzel yapamıyor. Kimse senin eline su dökemez be teyzem. -Can yıkaman, yağlaman bittiyse çıkalım artık. Geç kalıyoruz. ..... Düğünün yapılacağı mekana geldiğimizde arabanın anahtarını valeye verip girişte bekleyen görevlilere davetiyeyi göstermiştik. Görevli kızlardan birinin eşlik etmesi ile bize ayrılan masaya geçmiştik. -Lan Doruk şurada oturan adam Tayfun Yıldırım değil mi? -Ne bileyim lan. Hem o adam kim ki? -Adamın inşaat şirketi var. Babamlardan dolayı biliyorum ben de. -Adamın yanındaki kadını tanıyorum. -Ben de tanıyorum, Zuhal Yıldırım. Ulan buraya Begüm ile konuşmaya geldin ama burası bir tıpçının hayalini kurabileceği ortam olmuş. Her taraftan alanında uzman doktorlar çıkıyor. Bu kadar uzman doktoru meslek hayatımda bir arada göremem. Can konuşurken gözlerimle etrafı kontrol ediyordum Begüm 'ü görmek için ama yoktu. Belki de gelin odasındaydı. Gözüm o sırada Zuhal Yıldırım'ın yanına giden Ege'ye takılmıştı. -Bu Ege'nin soyadı neydi? -Yıldırım. Da niye soruyorsun? -Baksana şuraya. Şu bahsettiğin adam Ege'nin babası. Zuhal hanımda annesi. -Lan bunların ne biçim çevresi var. Gerçi çevre demek basite kaçar. Cennet lan cennet. Babası inşaat sektörünün önde gelenlerinden, annesi desen tıp da... ..... Dakikalar hızla ilerlerken gelinle damat gelmişti. Nikahları kıyılmıştı. İlk danslarını etmişlerdi ama Begüm ortalıkta yoktu. Arkadaşlarının düğününe gelmemişti. Dans faslı kapandığında salonda bulunan büyük ekranda Kerim ve Miray'ın küçüklükten itibaren vudeo ve fotoğrafları akmaya başlamıştı. O gün Begüm'ün de dediği gibi Ege, Kerim, Onur ve Begüm'ün arkadaşlıkları taa anasınıfına dayanıyordu. Ekranda oynatılan videolara odaklanmışken önümden geçen Ege ile gözüm ona takılmıştı. Önümden geçip Begüm'ün annesinin yanına gitmişti. Asuman hanımın yanına ulaştığı gibi sarılmıştı. -Doruk , Begüm'ün seni sevdiğini söylemesi acaba senin bir taraflarının uydurması mı? Şuraya baksana lan Ege ile nasıl samimiler. Sen demistin Ege , Begüm'ün annesine annne diyor diye. Acaba sen kafayı yedin de olmayan şeyleri mi hayal ediyon lan? Dörtlü küçüklükten arkadad olsa da gördüğüm vudeo ve fotoğraflarda Ege ve Begüm daha yakınlardı. Begüm, Kerim ve Onur'a daha uzaktı. Ekranda akan fotoğraflarda hep Ege'nin yanındaydı. Oynanılan oyunlarda vs. hep Ege'nin yanındaydı. Fazla yakınlardı. Bu kadar yakınlığa gerek var mıydı? Yoktu. -Begüm'ün geleceği yok. Gidip şunları tebrik edip gidelim. -İçeriye geçtiler. Galiba gelin odasına geçtiler. Üçümüzde ayaklanıp gelin odasına gitmiştik. Kapıyı çalıp içeriye girdiğimizde Ege, Kerim, Miray ve Onur önlerinde laptopdan biri ile görüntülü konuşuyorlardı. -Geceye senin yanında devam edeceğiz. Boşuna gelmeyin uykum var deme uğur böceği. İçeriye girdiğimiz gibi Miray laptopun kapağını kapatmıştı. Diğerleri yaptığı harekete anlam veremeseler de sessiz kalmayı tercih etmişlerdi. Miray oraya gittiğime pişman etse de mutluluklar dileyip, tebrik ettikten sonra hediyelerimizi verip oradan ayrılmıştık. Arabayı sahile çekip kayalıklarda oturmuştuk. -Lan benim yüzümden kız arkadaşlarının düğününe gelmedi. -Belki işi vardır. -İşi arkadaşlarından önemli mi? Değil. Siz de gördünüz asıl nikah üç gün önce kıyılmış. O nikahta vardı. Nikah şahidi olmuş ama düğüne gelmedi. Lan yanlarına gittiğimizde görüntülük konuştukları kişi Begüm' dü. Benim yüzümden gelmedi. Keşke gitmeseydim. -Başkası ile konuşuyorlardı belki. Nereden biliyorsun? -O Ege şerefsizi Begüm'e uğur böceği diye hitap ediyor. Biz odaya girince de yine söyledi. -Sen niye bu kadar yükseldin? Sanane Begüm ' e nasıl hitap ettiğinden. Sen kimsin ki? Ali'nin söylediklerine sinirlensen de sessiz kalmayı tercih ettim. -Kız geldi seninle konuştu. Sen de insan gibi hayır demek yerine haddini aştın. Şimdi de kız kiminle, nasıl yakınsa sanane. Sevmediğin birini niye kıskanıyorsun ki? Bin kalbin olsa birini bile vermeyeceğin bir kizi niye kıskanıyorsun ki? Can'ın telefonunun çalması ile konuşmamız yarıda kalmıştı. Can telefonunu açıp konuşmuş, mutlu bir şekilde de telefonu kapatmıştı. -Ne oldu lan? Niye pişmiş kelle gibi sırıtıyorsun? -Fatih hoca aradı. -Hayırdır lan? Bu saatte niye aramış? -Hayır lan hayır. Staj yaptığım hastaneden memnun değildim ya. Fatih hocayla konuşmuştum. O da Erkin 'lerin staj yaptığı hastaneyi söyledi. Begüm... Duraklayıp devam etmişti. -Begüm kaydını dondurmuş. Onun yerine gideceğim. 🥀🥀🥀
Free reading for new users
Scan code to download app
Facebookexpand_more
  • author-avatar
    Writer
  • chap_listContents
  • likeADD