Afik 39. Bölüm

1064 Words
Selamun aleyküm 🍂🍂 Keyifli okumalar...🍭🍭 FLASHBACK -Asuman Aslanoğlu ile randevum vardı. -Doruk bey? -Evet, benim. -Asuman hanım sizi bekliyor. Geçebilirsiniz. Geçmişte bu odayı çok aşındırdığım tek başına koridoru aşıp kapıyı tıklattım. -Gel. Duyduğum sesle kapıyı açıp içeriye girdim. Asuman annenin yanında Zuhal hanım da vardı. -Hoşgeldin Doruk. -Hoşlbuldum... -Ayak da kaldın, geç otur. Asuman annenin çaprazına, Zuhal hanımın da karşısına gelecek şekilde oturdum. -Bir şey içer misin? -Yok, teşekkür ederim. Sağ olun. Beni neden çağırdıklarını merak ediyorsun. Bir ân önce öğrenmem gerekiyordu. Çay, kahve gibi gereksiz şeylerle vakit kaybetmek istemiyordum. -Immm, sekreteriniz benimle görüşmek istediğinize dair beni aramıştı. -Evet. Geçen gün konuştuğumuz konuyu hallettik Zuhal ile. Önümüzdeki hafta Begüm'ün çalıştığı hastanede işe başlayacaksın. -Zorlansak da Asuman ile hallettik. Gerçi asistanlık dönemini ve notlarını vs. düşünürsek kendi başarınla işi aldın diyebiliriz. -Çok ama çok teşekkür ederim. -Teşekkürü daha sonra edersin. Biz işin kolay kısmını hallettik. Zor kısmı da sende. Üç ay içinde Begüm'ü ikna ettin , ettin. Edemedin üç ayın sonunda hastaneden ayrılıp kendi yoluna bakacaksın ve bir daha kızının karşısına çıkmayacaksın. -Ben... -Şhh, anlattıklarından sonra sana yardım etme isteğim hiç olmadı. Şu an sadece kızımın iyiliği için ufak bir yardım da bulundum. Eğer kızım üç ayın sonunda aynı fikirdeyse hastaneye nasıl alınmanı sağladıysam öyle de ayrılmanı sağlarım. Anlaşılmayan bir şey var mı? -Yok, hayır. -Ne alakası var? Kimsenin yardımıyla gelmedim buraya. Emeğimle geldim. İnanmıyorsan hastane sayfasında yayınlanan öz geçmişime bakabilirsin. Düşünceli haline tezat anında cevap vermesi tuhafıma gitmişti. -Gerek yok. Konuşmasına fırsat vermeden odadan çıkarak giyinme odasına giderek kendi kıyafetlerimi üstüme geçirerek hastaneden ayrılmıştım. Sabah evden ayrılırken annemin akşama Can ve ailesinin akşam yemeğine geleceğini söylediği için eve gitmek yerine arabayı sahile sürdüm. Gördüğüm park yerine arabayı park ederek gördüğüm seyyar köfteciden ekmek arası köfte ve ayran alarak boş banklardan birine oturarak karnımı doyurmuştum. Elinde büyük termos ile çay satan bir çocuk görünce hemen kendime bir çay almıştım. Çayımı yudumlarken bir yandan da Ege' yi aramış geçen gün iptal olan buluşmamız için tekrar plan yapmıştık. -Eskisi gibi hep bir arada olacağız yani? -Evet dedim ya. Onur, Ege, Kerim ve Miray ile bir araya gelecektik. Üç silahşörler ile ara sıra buluşsak da Miray'ın olduğu ortamlara girmiyordum. Özellikle kaçıyordum. -Bakalım Kerim efendinin bize söyleyeceği büyük haber neymiş. -Arabasını değiştirmiştir kesin. Herkes nedenini bilmese de Miray ile konuşmadığımızı biliyordu. Önce Fransa 'ya hemen sonra da Ankara'ya gitmemle aramızdaki mesafe büyüdükçe büyümüştü. Miray, Doruk' un yalanına ortak olurken iyiliğimi düşünmüş olabilirdi ama artık ona nasıl güvenecektim ki. Nasıl ki Doruk ' a güvenmiyorsam. Ona da güvenemezdim. Bu buluşmaya itiraz etmememin nedeni ise tamamen arada Kerim 'in olmasıydı. Eve gidip uyumadan önce duş almam gerektiği için daha fazla oyalanmadan eve geçmiştim. Hemen odama çıkmayıp misafirlerin yanında biraz oturmuştum. Özge müstakbel kayınvalidesi ve kayınpederinin yanında gayet hanım hanımcıktı. Tanımasak yiyeceğiz bu hallerini. Hanım hanımcık gelin alıyoruz sanıyorlardı ama bilmiyorlardı ki tam bir çingeneyi gelin alıyorlardı. Saat on bire gelirken misafirlerin kalkmasıyla odama çıkarak önce güzelce duş almıştım. Sonra da yatsı namazını kılarak yatağa girdim. 2 GÜN SONRA Çok güzel olmuştum. Aynadan kendime bakarken kendimi çok beğenmiştim. Biraz sonra hastaneden çıkıp Egelerle buluşacağım için yanımda elbise ve topuklu ayakkabı getirmiştim. Giyinme odasındaki aynadan dok kez kendime bakıp diğer kiyafetlerimu buradaki dolabına koyarak çantamı da alarak giyinme odasından çıkmıştım. Koridoru aşıp asansöre yöneldiğim sırada malûm şahsı görmüştüm. Kendisi bugün nöbetçi olduğu için hâlâ hastanedeydi. Onu görmemiş gibi yapıp yanından gideceğim sırada seslenmesi ile dönmüştüm. -Buyurun hocam? -Nereye? Her gün böyle giyinmediğim için dikkatini çekmiş olmalıydı. -Mesaim bitti. Çıkıyorum. -Nereye? -Pardon? Hesap mı soruyorsunuz? Bankonun diğer tarafında duran hemşire bize baktığı için bir şey diyememişti. -Ben de öyle düşünmüştüm. İyi nöbetler. İyi akşamlar. Arkamı döndüğüm sırada çömez diye seslenmişti. -Yedi de burada ol. Sabah beraber ameliyata gireceğiz. -Tam yedi de ameliyathanede olacağım hocam. İyi akşamlar. Asansöre bineceğim sırada onunda arkamdan geldiğini anlamıştım. Ama anlamamazlıktan gelip asansörün düğmesine basmış ve asansörün kata gelmesini beklemiştim. Birkaç dakika sonra asansörün gelmesiyle o da benimle asansöre binmişti. Asansör de ikimiz dışında kimse yoktu. Çantamı karıştırıp arabanın anahtarını çıkaracağım sırada çantamın dibinde gördüğüm ruju ani bir kararla çıkarıp asansörün aynasına bakarak dudaklarıma sürmüştüm. Kırmızı ruj pek bi iddialı görünmüştü. Doruk da benim gibi düşünmüş olacak ki gözlerini benden ayırmıyordu. Ağzını açıp kapatıyordu. Belli ki bir şey söyleyecekti ama cesaret edemiyordu. Şu an aynadan kendime bakarken fazla iddialı görünmüştüm. Dudaklarım ben buradayım diye bağırıyordu. Arabaya bindiğim gibi ruju silmeyi düşünüyordum. Tabi bu detayı Doruk bilmese de olurdu. Asansör zemin katta durunca Doruk ' a iyi geceler diyerek çıkışı adımlamıştım. Arabama binene kadar gözlerini üstümde hissediyordum. Keza dudaklarımı silmek için çıkardığım ıslak mendili Doruk buraya bakıyor diye pakete tekrar koyarak arabayı çalıştırmıştım. Egelerle buluştuğumuz restorantın önüne gelince dudaklarımdaki ruju silip araçtan inmiştim. Geldiğimiz restorantta her zaman aynı masada oturduğumuz için oyalanmadan masaya geçmiştim. Hepsi benden önce gelmişlerdi. Miray hariç diğerleri ile sarılıp Onur' un yanındaki boş sandalyeye oturdum. Hareketimle Miray 'ın yüzü düşse de umursamadım. -Çok beklettin mi? -Yeni geldik sayılır. -Sipariş verelim bir an önce. Çok açım. Öğlen doğru dürüst bir şey yiyemedim. Yemeğimizi yerken sohbet ederiz. Gelen garsona siparişlerimizi vermiştik. Kısa denilemeyecek bir süre sonra yemeklerimiz gelince beklemeden yemeklerimizi yemeye başlamıştık. .... Yemeklerimizi yemiştik. Garsonlar masayı toplarken lavaboya gitmiştim. Boş bir kabine girip işimi halledip çıkmış ellerimi yıkayacağım sırada lavabonun kapısı açılmış ve Miray görünmüştü. - Niye beni görmezden geliyorsun? Doruk ' u seviyordun. O da benden yardım isteyince kabul ettim. Seni mutlu ediyordu. Mutluydun. Mutluyken iyiydim, aranız kötü olunca kötü olan ben mi oldum? -Yanlış! İkinize de defalarca sordum. İkinizde ben dahil olmak üzere herkesi ayak da uyuttunuz. Yalanlar üzerine olan bir mutluluğu yaşadım iki yıl boyunca. Doruk ' u daha kolay hayatımdan çıkardım ama seni maalesef çıkaramadım. Arada Kerim var maalesef. -Bu kadar mı nefret ediyorsun benden? Yanlış bir karara ortak oldum ama seni düşündüğüm için kabul ettim. Doruk çok pişman görünüyordu. Seni seviyordu diye sustum. -Beni gerçekten düşünüyor olsaydın bana gerçekleri anlatırdın. Doruk ' u seviyordum ama bana söyledikleri de ortadaydı. Ben unutmuş olabilirdim ama sen biliyordun. Ne olursa olsun engel olmalıydın. Beni kaldırmasına izin vermemeliydin. Yanından geçip gideceğim sıra da kolumdan tutmuştu. -Dört yıl oldu. Yetmez mi bu kadar? Ben dostum , kardeşim dediğim Begüm'ü çok özledim. Ağlayarak kurduğu cümleler ile dönüp suratına baktım. Ben de çok özlemiştim ama... İşte anası vardı. -Boşuna ağlama. İstesek de eskisi gibi olamayız. -Oluruz. Sen yeter ki arkadaşlığımıza bir şans ver. Kendine çekip sarılması ile ellerim benden bağımsız olarak beline çıkmıştı. Sarılmasına karşılık vermiştim. Sarılmamla ağlaması şiddetlenince korkmuştum. -Sakin olsana. -Bebeğim uğurlu geldi. Annesiyle, teyzesinin arasını düzeltti. 🥀🥀🥀

Read on the App

Download by scanning the QR code to get countless free stories and daily updated books

Free reading for new users
Scan code to download app
Facebookexpand_more
  • author-avatar
    Writer
  • chap_listContents
  • likeADD