Afik 25. Bölüm

1010 Words
Selamun aleyküm 🍂🍂 Keyifli okumalar...🍭🍭 Geri geçirilip telaşla konuştum. -Ben özür dilerim. Vallahi bir ân da oldu. Çok özür dilerim. Bir şey söylemesini beklemeden hızlıca balkondan ayrılarak annemlerin yanına geçtim. -Kızım iyi misin? Yüzün kızarmış. -İyiyim anne. Balkondaydım, hava aldım biraz. Dışarısı soğuktu, ondan olmuştur. -Dikkat et Begüm. Bak bizim oğlana nasıl hasta oldu. Sesi zor çıkıyor. Saadet teyzenin söylemine sadece başımı sallamakla yetinmiştim. Dakikalar geçerken Doruk kapıda belirmişti. -Neredeydin oğlum? Sen de mi hava aldın? -Akşam namazını kıldım. Adam namaz diyor. Sen öpüyorsun. Başka bir şey söylemeden babamların yanına gitmişti. Suratıma bile bakmamıştı. Bakmazdı tabi. Temas yok diyordu yanağından öpüp, sarılmıştım. Salaklığıma içimden sövdüm. .... Kalkana kadar Doruk ile göz göze bile gelmemiştik. Sohbetlere katılmamış, sadece başımı sallayıp durmuştum. Evden çıkmadan önce yine Doruk'dan özür dileyip, bir daha böyle bir şey olmayacağına dair söz vererek hızlıca arabadaki yerimi almıştım. Yol boyu içim içimi yemişti. Daha yeni aramız düzelmişken yeni bir soğukluğu kabullenemezdim. Eve gelip, yatağıma girene kadar huzursuzdum. Daha fazla düşünmeden Doruk ' a mesaj attım. {Doruk} {Uyudun mu?} {Yemin ederim bir an da oldu. Vallahi bir daha yapmayacağım. } {Küstün mü bana?} Ekraanda hemen çevrimiçi yazısı belirince yatak da doğruldum. 《Uyumadım. Ders çalışıyorum. ¡ 《Niye küseyim, çocuk muyum.》 《Dışarıdan bakılınca normal bir hareket görünse de doğru olmadığını biliyorsun. 》 《Bir daha olmayacağına dair söz verdin. O yüzden fazla uzatmayacağım. Sıkma canını.》 《Hadi uyu sen artık. Saat geç oldu.》 Okuduğum mesajlardan sonra rahat bir nefes aldım. {Tamam. } {Sana iyi çalışmalar. } 《Hayırlı geceler...》 Bu gece yaşananlardan sonra aramızın bozulmadığına sevinip yatağa girip huzurla gözlerimi kapattım. 5 AY SONRA -Ay çıldıracağım bu kadar teferruata gerek var mı? Vallahi ölüp, bittim. -Ay abla daha kaç defa söyleyeceğim. Kadın kendi ağzıyla söyledi söz alışverişi de oluyor diye. Ben ne yapayım? Git kayınvalidene sor. -Offff of. Pestilim çıktı. Ailelerin de birbirleriyle iyice kaynaşmasından sonra aramızdaki ilişkiyi resmiyete dökmeye karar vermiştik. Ailelerimizle de konuşup onların onayını almıştık. Annemler yeni hastalığımı atlattığım için tereddütle yaklaşsa da zamanla ikna olmuşlardı. Doruk' un ailesi zaten dünden razıydılar evlilik işine. Ee hal böyle olunca da kısa sürede ailelerimiz söz tarihi belirlemişlerdi. Bu pazar günü aile arasında söz yüzüklerimizi takacaktık. İki hafta sonra ise yakınlarımızın olduğu bir nişan yapacaktık. Nişan alışverişini duymuştum. Bohça vs. şeyleri nişan zamanı yapıldığını biliyordum ama söz alışverişini ilk defa duymuştum. Söz kıyafetinden tut, ayakkabıya kadar onların alacağını Saadet teyzeden öğrenmiştim. Bugün de annem, Özge, Saadet hanım Doruk'un kız kardeşi Aslı ve Doruk' un yengesi Nazlı ile alışverişe çıkmıştık. Sabahtan beri içime sinen bir elbise bulamamıştım. Şimdi de kabinde Özge 'nin yardımıyla beğendiğimiz başka bir elbiseyi giymiştim. Özge kabinden çıkınca ben de arkasından çıkmıştım. Karşımdaki boy aynasından kendime bakarken diğerleri yanıma gelip bakmıştı. -Çok güzel olmuş. -Beğenmedim. İstediğim bir şey bulamıyorum. Saatlerdir bakıyorduk ama hayalimdeki gibi bir elbise bulamıyordum. Sinirden, yorgunluktan, aradığımı bulamamaktan kendimi daha fazla tutamamıştım. Kabine girip sabahtan beri zor tuttuğum gözyaşlarımı özgür bıraktım. Tabinin perdesi bir an da çekilince annemi görmüştüm. Annem yanına gelip perdeyi tekrar çekmiştim. -Anne ya, yok . Bulamıyorum istediğim gibi elbise. -Ağlama kızım. Asuman hanımların tanıdığı bir terzi varmış. Sen hayalindeki elbiseyi tarif et. Pazar gününe kadar yetiştirirmiş. -Anne Allah aşkına nasıl yetişsin iki günde. Ortada kumaş yok. Sabah akşam oturup dikse bile yetişmez. -Öyleyse şöyle yapalım. Söz zaten aile arasında. Beğendiğin elbiselerden birini alalım, söz de giy. Terzi de nişana kadar diğer elbiseyi hazırlasın. Nişan da iki tane abiye giyersin. -Olur mu ki? -Niye olmasın bitanem. Hadi kalk bakalım. Diğer eksikleri tamamlayalım. Sonra da bir yerde oturup yemek yeriz. Gecenin detaylarını konuşuruz. -Tamam. Mağazadaki ağlamamdan sonra sakinleşince mağazadan ayrılıp alınması gerekenleri almıştık. Bütün hazırlıklarımızı zaten günler öncesinde bitirmiştik. Aynen canım. O yüzden söz elbisen ortada yok. İç sesimi bastırıp garsonun önüne bıraktığı tabağa odaklandım. Hanımlar pazar günü hakkında konuşurken onları dinliyordum. Saadet teyze heyecanlı heyecanlı diğer oğlunu da evlendirdiği için mutlulukla şakıyordu. Ne şımarık gelin aldım diyordur içinden... Daha neler. Gayette beni seviyordu. Bugün zor bir gün geçirdiğimin farkındaydı. O yüzden gayette ılımlı yaklaşıyordu bana. DORUK 'DAN -Yahu, Begüm sana hiç anlatmadı mı hayalindeki elbiseyi? -Bağırma be. Begüm evlilik kafasında değildi. O yüzden bu tarz bir konuşma geçmedi aramızda. Ama benim söz, nişan zamanı denediği elbiselerle fotoğraf çekilmiştik. Onları atayım, onların karşımı bir şey hak. -Gördüklerimin fotoğrafını atarım. Şimdiden teşekkür ederim. -Bir şey değil. Telefonu kapatıp gördüğüm mağazalardan birine girdim. Annem dün akşam eve geldiklerinde Begüm'ün istediği gibi bir elbise bulamadığını, oturup ağladığını söyleyince bugün kendim Begüm' e söz de giymesi için elbise bakmaya gelmiştim. Ama nasıl bir şey istediğini bilmediğim için mecburen Miray ' ı arayıp yardım istemiştim. Girdigim mağazadaki görevli kızlardan Miray'ın attığı fotoğrafları gösterip benzer bir elbise bulması içiin rica da bulunmuştum. Görevli kız bir yandan bakarken bir yandan da kendim bakıyordum. Neredeyse kırk dakika sonra mağazadan eli boş çıkmıştım. Bu sırada Ali arayıp yanına çağırsa da olanları anlatmıştım. İkisi yanıma gelirken alışveriş merkezindeki başka mağazaya girmiştim. Aynı fotoğraflara buradaki görevli kıza da gösterirken Aliler de gelmişti. -Lan bu günleri de mi görecektik? Doruk beyimiz müstakbel nişanlısı için saatlerdir elbise bakıyor. -Sus lan. -Ne susması, oğlum ben bir ömür bununla dalga geçerim. -Burdan bir çarparım, bir de yer çarpar o zaman dalga geçmeyi görürsün sevsek herif . Ali'yi boş verip köşe de gördüğüm kırık beyaz elbisenin yanına gidip askıyı çekerek elbiseye baktım. Çok güzeldi. Fazla güzeldi. -Buldum... BEGÜM'DEN -Kızlar eve geçelim direkt. Imm, şey Miray istersen sen de bu gece bbize gel. Otururuz kız kıza. -Kerim ile konuşayım. Kalırım. Sabah erkenden kızlarla toplanıp önce kahvaltı etmiş hemen ardından güzellik merkezine gelmiştik. Yarın sözden önce cilt bakımımızı yaptıracaktık. .... Saatler sonra kızlarla eve geçerek bizimkileri beklemeden yemek yiyerek odama çıkmıştık. Her kafadan bir ses çıkıyordu. Gündemimiz yarın ki sözdü. -Sabah erkenden Kerim elbisemi getirecek. Burada hazırlanırım , bir daha eve gitmeme gerek kalmaz. Kapının çalmasıyla gel diye ses vermiştim. Havva teyze elinde büyük bir kutu ile gelmişti. -Begüm, kızım bu sana geldi. -Bana mı? Kimden gelmiş ki? -Sözlün göndermiş. Doruk' un gönderdiğini duymakla heyecanla yerimden kalktım. Havva teyze kutuyu elime bırakıp odadan çıkınca hemen kutuyu açtım. Kutunun üstündeki notu okudum. "Hayalindeki elbise belki değil ama sana çok yakışacağından şüphem yok... Seni seviyorum..." Doruk... 🥀🥀🥀
Free reading for new users
Scan code to download app
Facebookexpand_more
  • author-avatar
    Writer
  • chap_listContents
  • likeADD