Afik 23. Bölüm

1039 Words
Selamun aleyküm 🍂🍂 Keyifli okumalar...🍭🍭 DORUK'DAN -Nerdesiniz? -Ali yanımda. Birazdan taksiden inecek. -İnmesin. Yanınıza geliyorum. -Ne oldu? Sen eve geçmeyecek miydin? -Yanınıza geliyorum. Ali'ye söyle semaveri yaksın. -Bu havada ne semaveri? Gel, içeride otururuz. -Uzatma. Ben gelene kadar çayı demleyim, geliyorum. Telefonu kapatıp arabayı Ali'nin evine sürdüm. .... Dakikalar sonra Alilerin evine vardığımda arabayı gelişigüzel park edip bahçeye girdiğim de yaptıkları semaveri önüne montlarıyla kurulmuş ısınmaya çalışan ikiliyi görünce beklemeden yanlarındaki boş sandalyeye oturdum. -Hayırdır kardeşim, ne oldu da topladın bizi bu saatte, bu soğuk havada? -Ayrıldık. -Ne? Nasıl? -Kiminle? Can'ın saçma sorusunu görmezden gelip elimi ateşe doğru tutup ısınmaya çalıştım. -Can kiminle ayrılmış olabilirim kardeşim? Begüm ayrılmak istedi. Bitti. -Hangi ara? Daha birkaç saat önce hep beraber yemek yiyorduk. -Lavabodan çıktıktan sonra söyledi. -Niye? -Dilimi tutamayıp, sürekli kırıyorum. O da daha fazla dayanamayıp bitirelim dedi. -Sen ne dedin? -Bir şey demedim. Bitirelim dedi. Sustum. -İyi halt ettin. -Bence böylesi daha iyi oldu. Sonuç da Doruk yalan söylediği için ve Begüm hatırlamadığı için Begüm seni hayatına dahil etti. -N. Nasıl? -Eminim ki birkaç güne barışacaksınız. En azından sıfırdan bir başlangıç yaparsınız. -Begüm gayet ciddiydi. İkinci bir şansımız olacağını sanmıyorum. -Sen öyle san. -Sonra konuşalım. Kıçım dondu. Çay demini almıştır. İçip biraz ısınalım. 2 GÜN SONRA -Öhhööööö öhhhööööö. -Ulan hadi içeriye girelim. Kıçım dondu. -Otur lan oturduğun yerde. -Geberiyorsun. Hâlâ dışarıda oturalım diyorsun. -Defol git Can. -Beraber geçelim içeriye. Ulan üçümüzün sesi de bir yerimizden çıkıyor ama beyefendi ayrılık acısını bizden çıkarıyor. -Sus lan. -Yürü eve girelim. Sonra depresyona girersin. Ulan Begüm ' e sinirliyim. Ne demeye Şubat ayında ayrılırsın ki bu heriften. -Ali, Begüm ne yapsaydı? Doruk şimdi git. Mayıs ayında gel öyle ayrılalım mı diyecekti? Saçmalamayı kes. -El insaf. Üç gündür anamız ağlıyor bu şerefsiz yüzünden. Ulan ben mecbur muyum bu karda, kışta her gece semaver yakıp, bu şerefsizin aşk acısını dinlemeye? Millet gezip, gezip ayrılığı unutur biz bu şerefsiz yüzünden üç gündür çay komasına giriyoruz. İki gün önce Âlilerin bahçesinde oturup çay içip dertlenirken dün de Canların bahçesinde yeniden semaveri yakıp dertlenmiştik. Bugün de bizim bahçede toplanmış yine semaverde çayımızı demlemiştik. -Lan Ali bari yalan söyleme. Dün annem bir ara ıhlamur getirdi. -Paşamız aşk acısı yaşayacak diye hasta olduk. Zaten soğumuş olan bardağı tek de kafama dikip ateşe iyice yaklaştım. -Saadet teyze geliyor. Ali'nin sesiyle arkamı döndüğüm de elinde üç battaniye ile buraya geldiğini gördüm. -Anne ne oldu? -Şu halinize bak. Hasta oldunuz iyice. Şuraya bak sesiniz de çıkmıyor. Bu hava da dışarıda oturulur mu hiç? Zatürre olacaksınız bu gidişle. -Biz. iyiyiz anne. Lafımla Ali ve Can homurdanmıştı. Annem ise getirdiği battaniyeleri bizlere uzatmıştı. -Anlamıyorum koca ev neyinize yetmiyor da bahçede oturuyorsunuz. Geçin bir odaya oturun, kapıyı da örtün üstünüze. Kimse sizi rahatsız etmez oğlum. -Hava alıyoruz sultanım. -Yeter bu kadar hava alma. Hadi içeriye geçin, salep yapayım. Sıcak sıcak için, içiniz ısınsın. -Sen geç sultanım. Biz de geliyoruz. Annem başını sallayıp, yanağından öperken sanki yeni aklına gelmiş gibi tekrar lafa girmişti. -Cuma günü Asuman hanımları yemeğe çağıralım diyoruz. Ben Asuman hanımla konuşmadan önce sen bi Begüm ile konuşsana. Bi Begüm'ün ağzını ara. Eğer cuma günü müsaitlerse ona göre Asuman hanımı arayayım. Emrivaki yapmayalım. İşleri varsa bizim yüzümüzden iptal etmesinler. -Tamam anne... Hadi sen geç içeriye. Biz de geliriz şimdi. Annem kalkıp giderken cebimden telefonu çıkardım. -Begüm ailesine söyleyecekti hani? Söylememiş mi yoksa? -Söylememiş demek ki. -Eee ne yapacaksın? Begüm'ü mü arayacaksın? -Su sesle mi arayayım. Makul bir mesaj atacağım. O zaten sonrasında cevap verir. Telefondan Begüm'ün adını bulup hemen mesaj attım. 《Selamun aleyküm. Kusura bakma rahatsız ediyorum. 》 《Ailem sizinkileri yemeğe çağırmayı düşünüyor. Ailenle aramızda geçenleri ne zaman konuşursun? Ben de aileme söyleyeyim.》 Mesajı atıp telefonu cebime koyduğum sırada telefonum çalmıştı. Hızlıca telefonu çıkarıp arayana baktığım da Begüm'ün aradığı görmüştüm. Bu yüzden beklemeden hemen açtım. -S. Söylemeyeceğim aileme bir şey. O gece sini. Sinirle konuştum. Piş. Pişmanım. Ay. Ayrılmak falan istemi. İstemiyorum. Özür dilerim. Seni seviyorum. Ne olur barışalım. Bırakma beni. Ağlayarak konuşuyordu. Benim yüzümden yine ağlıyordu. BEGÜM'DEN -Ağlama lütfen. Sakin ol. -Özür dilerim. Barışalım. Kimseye bir şey söyleme. Yarın sizinkiler yemeğe gelsinler. Hatta çiçek , çikolata ile gelin. Baban istesin beni. -B. Begüm... Sakin ol. Ağlama. -Tamam, ağlamıyorum. Sesine ne oldu? Niye öyle boğuk çıkıyor? -Bir şeyim yok. Sesi boğuk çıkıyordu. Hasta olmuştu kesin. -Yalan söyleme. Hasta olmuşsun işte. -İyiyim ben. -Yine yalan söylüyorsun. -Tamam yalan söylemeyeceğim. Biraz soğuk almışım o kadar. -Madem soğuk aldın ne demeye dışarıdasın? -Nereden anladın ? -Ali sizi paylaşmış, gördüm sizi. Laptopdan girdiğim i********: hesabıma tekrar giriş yapıp Ali'nin attığı postta baktım tekrar. -Hava soğuk. Kar yağıyor. Girsenize eve. -Tamam. Bir dakika bekler misin. Ali ve Can' a eve girmelerini söyleyip adımı söylemişti. -Yalnızım, şimdi konuşabiliriz. -Ben o gün söylediklerimden pişman oldum. Anlık bir karar aldım. Pişmanım. -Begüm... Pişman olacağın bir şey yapmadın. Bu kararı benim davranışlarım yüzünden aldın. -Hayatımdan çıkmanı istemiyorum. Seni seviyorum. Seninle tanışmak kaderdi, arkadaşın olmak bir seçimdi, ama sana aşık olmak benim kontrolümün ötesindeydi. Bu yüzden seni kontrolsüzce sevdiğim için bana kızma. Seni sevmekten kendimi alamıyorum! -Begüm seni böyle çok kırıyorum. Yapıp yapıp özür diliyorum. Hayatıma girdin ve dünyamı tamamen değiştirdin. Kontrolümü kaybettim. Ben artık tamamen değişmiş bir insanım. Kendimi frenlemek istiyorum ama beceremiyorum. Doğru olmayan bir şey gördüğüm de susamıyorum. Bu da seni kırıyor. Sıkılıyorsun. -Düşündüm. Hem de çok düşündüm. Söylediklerinin hepsinde haklısın. Tek hatan kelimeleri yanlış seçiyorsun. Uygun bir dille konuşmak yerine ağır kelimeler kullanıyorsun. Bu yönünü frenlersen aramızda bir sorun olmaz. -Seni üzmekten başka bir şey yapmıyorum. -Amma naz yaptın. Tamam ya, istemiyorsan isteme. Ben annemlere söylemeye gidiyorum. -Dur! Gitme. Kimseye bir şey söyleme. -Niye? Zaten ayrılmışız. Sen de istemiyorsun. Ailelerimize söyleyelim. -Hayır , söyleme. -Neden? -Kızım bak ben seni seviyorum. Çok seviyorum ama üzüyorum. Yanımdayken üzülüyorsun. Söylesene göz göre göre seni nasıl üzmeye razı geleyim? -Dikkat et öyleyse. Üzme. Bir şey kafana takılınca kırıp, dökmeden söyle. -Söz veriyorum bir daha aynı hataları yapmayacağım. -Tamam , sözüne güveniyorum. Konuşmamı Doruk' un öksürüğü bölmüştü. -İyi misin? Doruk ses versene. Hastaneye git. -İyiyim. Dediğim gibi soğuk almışım. -Hastaneye git. Çabucak iyileş. -Giderim. -Hemen git. Bak birkaç güne size geleceğiz. Hızlıca toparlan. Can veya Ali'yi arayayım seni hastaneye götürsünler. -Tamam, giderim. Beni boşver, sen nasılsın? Senin de sesin boğuk geliyor. -Imm, şey ağlamaktan... Karşıdan homurdanma sesi geliyordu. -Bir daha benim yüzümden ağlamayacaksın. Sana yemin olsun benim yüzümden mutluluktan da olsa ağlatmayacağım seni. 🥀🥀🥀
Free reading for new users
Scan code to download app
Facebookexpand_more
  • author-avatar
    Writer
  • chap_listContents
  • likeADD