Bakışları donuklaştı, ellerini sıktı. Pişmanlığı o kadar ortadaydı ki bir an gülümsemek istesem de bunu yapmadım. Olayı bilmeyen Semiha teyze ve Gökçen kaşlarını çatmış ne olduğunu anlamaya çalışıyorlardı. "Bu ne demek şimdi?" Gökçen'in sesine omuz silktim. Beni anlaması gereken kişi anlamıştı. Fatih; "Sıkmayalım misafirimizi." Büyüdüğüm evde misafir damgası yemek biraz dokunsa da burukça gülümsedim. Bir zamanlar bu eve gelin hayalleri kurduğumu bu odadaki iki kişi çok iyi biliyordu. Biri yengem ol diye deliriyor diğeri de kardeşimsin demekten ileri gitmiyordu. Şimdi ne olursa olsun değişmeyen bir şey vardı: ben ve duygularım. Semiha teyze; "Ne misafiri Fatih, bu kız senden daha çok bizimeydi. O bu evin kızı." Ben ve Gökçen kıkırdarken Fatih göz devirmiş daha sonra aklına ne geldiyse