NİSAN Ayvaz masadan ayrıldıktan sonra Sevil giden adamı izleyerek “analar neler doğuruyor ve, maşallah,” deyince kıkırdadım. Durduk yere arkadaşıma laf sokmak olmazdı. Kıskançlığın alemi yoktu. Sevil’den hoşlandığına emin olduğumuz Erkan suratını assa da Sevil pek umursamamıştı. Omzuma yalandan vurup “hiç tanıştırmıyorsun da aşk olsun,” diye bana sataştı. Salak mıydım ben? Ne diye tanıştıracaktım? Oldu olacak aralarını da yapayım da tam olsun. “Ben lavaboya gidip geliyorum,” diyerek masadan sıvıştım. Ayvaz’ın her geldiğimde ödeme almaması canımı da sıkıyordu. Bizim hala ona muhtaç olduğumuzu düşünmesi fikrinden nefret ediyordum. Annem ve ben artık ona muhtaç değildik, bunu kabul etmeli ve beni muhtaç biri olarak değil kadın olarak görmeliydi. Kim hoşlandığı kişi tarafından muhtaç biri o