Bekaret doğduğum topraklarda tabuydu. Korunması gereken, bir kadının değerini belirleyen bir değer yargısıydı. Benim içinse hiçbir şey ifade etmiyordu. Ailemin beni evlenmeye zorladığı o zamandan bu yana evlilik ve erkeklerden tiksinir hale gelmiştim. Hatta bunun için terapi bile almıştım. Birkaç seanstan sonra nihayet bana ilgi duyan erkeklere bir şans vermeyi denesemde maalesef öpüşmekten fazlası gelmemişti içimden. Şimdiyse karşımdaki bu kaslı, ultra yakışıklı İtalyan devini yatağa atmak için deliriyordum. Otuzbeş yılık hayatımda sekse hiç ihtiyaç duymamış, bir kız kurusu olarak öleceğimi düşünürken bana vajinamın olduğunu hatırlatan bu adamı kaçırmak istemiyodum. Ellerim yanaklarında olan elleri sıkıca kavradı ve gözlerine bakarak “This is just the beginning." (Bu daha başlangıç) d