Üzerinde bana ait olan ve bedenine bir kaç beden büyük gelen bornoz ile yere çökmüş, ağlamaktan gözleri şişmiş, burnu kıp kırmızı olmuş, yüzü gözyaşları ile sırılsıklam olmuş bir Azra. Öylece yere çökmüş hıçkıra hıçkıra ağlıyordu. Sadece bir adımda yanına çöktüm. yüzüne odaklanarak konuşmaya başladım. "Ne yapıyorsun sen ? " dedim. Sesimin kendime bile yabancılığını umursamayarak, "Hiç mi sevmiyorsun beni Azra " diye sordum. O anda yüzüme, gözlerini sanki daha ne kadar açabileceğini denermiş gibi kocaman açarak baktı. "Hiç mi önemsemiyorsun? " diyerek devam ettim. "Sen, böyle ağladığında benim canımın nasıl yanacağını hiç mi tahmin etmiyorsun?” diye sorduğumda gözlerinden akan yaşlara yenileri de eklendi. Ama susmayıp devam ettim. "Peki, burada daha ne kadar ağlayacaktın " diye sordum