İstemiyorum

1115 Words
Selamun aleyküm 🍂🍂 Keyifli okumalar...🍭🍭 -Bunun cevabını vermek bana düşmez. Aras ve Ahu ne derse kabulüm. Aras oğlum ne diyorsun? -Beni ilgilendirmez. Zaten konuşulacak herşey konuşulmuş. Nasıl istiyorsanız öyle yapın. -Aras oğlum!!!.... Biz bir kendi aramızda konuşalım. Allah'ın izni ile yarın size haber ederiz. -Peki Hikmet bey. Biraz daha oturmuşlardı. Saat ona gelirken müsaade isteyerek kalkmışlardı. Şimdi hep beraber salon da oturuyorduk. -Barış, kardeşini de al aşağıya in. -Tamam baba... Hadi Buket. Barış ağabey ve Buket evden ayrılırken dördümüz kalmıştık. -Aras, oğlum ne oluyor? -Bir şey olduğu yok amca. -Ne demek yok? Bütün gece yüzün sirke sattı. Kim soru sorduysa tersledin. Bak biliyorum kardeşinin evlenmesi zor geliyor ama dünyanın kuralı böyle... Gelenler oğlanın ailesi de olsa başkası da olsa misafire saygısızlık yapamazsın. -Amca beni ilgilendiren bir durum yok. Bundan sonra geldiklerinde daha dikkatli olurum. -Nasıl yok? Kardeşin evlilik yolunda ilk adımını atacak ama sen dış kapının dış mandala gibi uzaktan mı bakacaksın? -Bu zamana kadar fikrimi soran olmadı. Bu saatten sonra da ben de tam da dediğin gibi uzaktan bakacağım. -Aras, bak sabrım taşıyor. Ne alıp veremediğin var? -Amca, saygısızlık etmek istemiyorum... O lavuktan herkesin haberi varmış. Annesi, kız kardeşi defalarca yengemin arkadaşı diye gelip gitmişler. Yetmemiş yeğeninde gitmiş. Aylarca görüşmelerine rağmen kazara çekmecedeki yüzüğü görmesem haberim olmayacak. -Kardeşin doğru zamanki beklemiştir. -Doğru zaman ha... Tamam o da dediğin gibi olsun. Ya buraya geleceklerini lavuğun babasından mı duyacaktım? Ben bu kadar mı kardeşimin gözünde yokum ki bana söyleme zahmetine bile girmemiş. -Ahu ne demek oluyor? -Amca yemin ederim, ağabeyim söyleyince haberim oldu. Ben de bilmiyordum. -Bu adamlar kafalarına göre mi iş yapıyor? -Amca ...................................................................................................................... UFUK' DAN -Ağabey enişteme çok çektirdin. Ablan artık nasıl içli içli dua ettiyse senin başına senden beter ağabey geldi. -Kapa çeneni. -Doğan sus oğlum. Hani sen ağabeyi ile konuşmuştun? -Konuştum konuşmasına da tam normale döndü derken babam herşeyi mahvetti. -Ben ne yaptım? O oğlanın gönlü yok. -Baba... Ahu ağabeyi ile konuşmadan sen arayıp söylemişsin. Kavga etmişler. Ki haklılarda. Ben olsam daha beter çıkışırdım. Kardeşimin sevdiği çocuğun ailesinden öğreniyorum misafir diye geleceklerini. Ben sana o kadar dedim benden haber gelmeden sakın kimseyi arama diye. Bilseydim sana numara falan vermezdim. -Mustafa doğru mu? -Yahu oğlum evleneceğim dedi. Ben de heyecandan arayayım dedim. Konuşmuşlardır sandım. -Pes. Gerçekten pes. Oğlan ne dese yeri. Yine olgunluk gösterip içeriye buyur ettiler. Ben olsam ne orada olurdum ne de içeriye alırdım. Uygun bir zaman da konuşsam mı acaba? -Yok anne. İşin içine girdiğinizden beri kavga etmediğimiz gün yok. Yarın Ahu' nun amcası arayana kadar onları aramak yok. Hele sen baba. Aramayacaksın. -Bana bak sıpa, alırım ayağımın altına. Dün ki velet gelmiş bana emir veriyor. -Oğluma velet deme. -Eşoeşsek. Oldu mu? -Yahu düzgün konuşmayı bilmez misin sen? Oğlanın adı var. Onu kullansan hiç fena olmaz. -Ben böyle seviyorum. Velet bir, velet iki. -Eylem? -O babasının prensesi. Bu hıyarlar gibi değil. -Yalnız babacığım o prenses daha yirmi bir yaşındayken prensi ile başka saraya yol aldı. -DOĞAN!!! -Fermuarı çektim. Tıp. -Ben bir duşa gireyim. Sonra da çıkarım. Onları salon da bırakarak odama geçtim. Önce telefonumu elime aldım. Ahu'dan arama ya da mesaj yoktu. Dünden beri olduğu gibi. -Ahh baba ahh. Ne güzel halletmiştim. Ne diye gittin aradın. Kıyafetlerimi hazırlayarak duşa girdim. Kısa bir duşun ardından siyah tşört ve siyah eşortman giyerek salona geçtim. -Saçlarını da kurutmamışsın. Hasta olacaksın oğlum. -Anne .ayıs ayındayız. Hiç bir şey olmaz... Baba hazırsan çıkalım. -Hazırım. Annem ve Doğan ile sarılıp geriye çekildim. -Üzülme annem. Bakarsın haftaya gelirim. Hem bu sefer birkaç saatliğine değil. İki günlüğüne. -İnşaallah oğlum inşaallah. Herkesle vedalaşıp yola koyulduk. Alanda babamla sarılıp işlemleri halledip uçağa bindi. İnşallah yarına güzel haberlerle başlardım. AHU' DAN -Söz, nisan ,isteme hepsi bir arada olsun diyorum öyleyse kızım. -Son kararım amca. -Aras? -Uygun. -Ben yarın ararım. Suna sen de oğlanın annesiyle detaylı konuşursun. Sonrasın da alışveriş, ne yapılması gerekiyorsa eksiksiz yapın. Ahu ne istiyorsa öyle olsun. -Tamam. Sonra da Melek anneyi onları da ararız. Madem nişan yok dayı, amca, hâlâ ve teyzelerin hepsi gelsin. -Amca... O kadar kişi eve sığmaz. Onlardan da gelen olur. Küçük cafe gibi bir yer tutalım. Çok da büyük olmayan bir şey hazırlarız. -Aslında Aras haklı. Öyleyse ben yarın Mustafa beyi arayayım bu sefer de onlara yemeğe gideriz. Böyle şeyleri yüz yüze konuşmak daha doğru. -Oğlan kendini ayarlarsa erken gelsin. Evde isteme gerçekleşir, tutulan mekânda da yüzükler kesilir. -Büyük bir şey olmasın. Gereksiz masraf. -Orasına karışma. -Ama ağabey. -AHU... Hiç bir haltında yoktum bari bu sefer ağabeyin olduğumu hatırla ve sus. -T. Tamam. .... Günler çok hızlı geçmişti. Nesrin teyzelerde yemek yediğimiz gün herşey konuşulmuştu. Nişan için iki hafta sonraya aramızda karar vermiştik. Ama nişandan önce aile büyüklerinin olduğu bir söz kesilmesine karar vermiştik. O geceden sonra ağabeyim eve de yakın olan bir cafeyi ayarladığını söylemişti. Biz de Buket ile nişan için organizasyon şirketi ile anlaşmıştık. Nişan için masa hazırlayacaklardı. Onun dışında mekandaki masa ve sandalyeler süslenecekti. Ortalama yüz kişi olacağımız için amcam ve Barış ağabey yemek kısmını üstlenmişti. Bana kalsa onu da istemezdim. Ağabeyim ile aramız ne iyiydi ne de kötüydü. Her türlü desteği sağlıyordu ama... Aması vardı. Neden böyle yaptığını anlamıyordum. O gece amcamlarla konuştuğumuz da ne olduysa olduğu gibi anlatmıştım. Beni niye anlamıyordu? -Ahu, hazır mısın? -Evet ağabey. Raftan Kur-an' ı Kerim'i alarak odadan çıktım. Akşam söz yüzükleri kesilmeden önce annem ve babamın yanına gitmeye karar vermiştik. Amcam ve yengem bizdeydi zaten. Onun dışında babaanem ve dedem, anneannem ve diğer dedem gelmişti. Diğerleri zaten nişana geleceklerdi. Salona geçip onlara göründüm. -Biz çıkıyoruz. Bir saate geliriz. -Dikkat edin kuzularım. -Ederiz babaanne. Allah'a emanet olun. Salondan çıkarak ayakkabılarımı giyindim. Hemen apartmandan çıkıp arabada beni bekleyen ağabeyimin yanına gittim. Ağabeyimin arabayı durdurması ile hemen indim. Beraber annemlerin yanına gidip duamızı ederek okumaya başladık. Hıçkırıklar eşliğinde zor da olsa son ayeti okuyarak kapattım. Ağabeyimin her zaman ki gibi su getirmeye gittiğin de ağlamaya devam ettim. -Keşke yanımda olsa. Olsaydınız. Baba... s. Sen be. Belki derdin ki. Ben. Kızı. Kızımı. Verimi. Vermiyorum deseydin. Kapı. Kapımızda süründü. Süründürseydin. Ya sen a. Anne... Keşke yenge. Yengemin söyle. Söylediklerini sen bana. Söyleseydin. -Ahu, ağlama güzelim. Bak onlar seni görüyorlar. Üzülme. Hadi gidelim , bak gelecekler birazdan. -Hı hı. Yol boyunca göz yaşlarımı tutmamıştım. Eve gelene kadar ağlamıştım. Benim ağlamam ile ağabeyim daha fazla dayanamayıp o da ağlamıştı. Yanımızda kim olursa olsun hep bir yanımız eksik kalacaktı. Onlar yanımızda değildi, ağabeyim desen görüntü olarak yanımdaydı. İstemiyordu. Ufuk ile evlenmemi istemiyordu. -Ahu kalksana kız. Kendin dedin yoldalar ama oturmuşsun. -... -Ahu. -İstemiyor, ağabeyim istemiyor. Benim ondan başka kimsem yok. Evlenip gidersem aramız eskisi gibi olmayacak. Beni unutacak belki. Olmaz, onu kaybedemem. Yerimden kalkıp odanın içinde deli gibi telefonumu aramaya koyuldum. -Ne arıyorsun Ahu? Söyle belki ben biliyorumdur yerini. -Telefonumu. -Niye? -Ufuk 'u arayacağım. Gelmesinler. Ben ağabeyimi kaybedemem. Ondan başka sığınacak kimsem yok. İstemiyorum kimseyi. Söz, nişan istemiyorum. Ufuk 'u istemiyorum. 💣💣💣
Free reading for new users
Scan code to download app
Facebookexpand_more
  • author-avatar
    Writer
  • chap_listContents
  • likeADD