Bazen dakikalar insana seneler gibi gelir ya, ameliyathanenin kapısında ellerinde sevdiklerinin kanı ile bekleyen Andrew içinde öyleydi. Çaresiz kalkmak olanları hala anlayamamak canının bedeninden çıkması gibiydi. Ruhu sanki parmak uçlarından süzülüp gidiyor, yeşil gözlerinden yanağına süzülen yaşlar cehennemde çıkmışçasına canını acıtıyordu. Sahi ne olmuştu ki. Nasıl gelmişlerdi bu hale. Sadece hepi topu on dakika yalnız kalmıştı Menekşe ve sonrasında her şey buğulu bir camın ardından sürüp gitmişti. Yanına gelip omuzuna elini koyan Mike'ın sözlerine sağırdı kulakları, ya da ağlamaktan içi çıkan Laura'nın gözyaşlarına kör. Tek odak noktası, tek nefes alış nedeni canı ve evlatlarının hayatı ile cebelleşen kadını. Karısı. Ne de güzel bir kelimeydi sıfattı. Onun karısıydı. Rahip ebedi bağ