Bir çift mavi göz daldı ufuk çizgisine. Öylece boş boş gezindi hareler. Yıkılmışlık tüm bedeni sardığında devrilip harabe haline dönen binaların altında kaldı. Ne yapacağını, nasıl düşüneceğini bilmeden attı kendini dışarı ve sahile geldiğinin farkına genzine dolan deniz kokusu ile vardı. Yanında bulunan banka oturdu ve gözleri ufuk çizgisine dikip esen rüzgârın kızıl saçlarını savurmasına izin verdi. Yine yıkılmıştı ve yine gözleri ufuk çizgisindeydi. Hamileydi. Beş adet testin beşi de pozitif çıkmış acaba yanılma şansı var mı düşüncesini çöp etmişti. Yirmi üç yaşındaydı ve düğün günü yediği kazığın acısını çıkarmak isterken en büyük kazık kendine dönüp dolanıp girmişti. Şimdiyse karnında tanımadığı bir adamın bebeğini taşıyordu. Düşündü, savaş alanından beter zihniyle. Anne olduğunu