Manşetlerde Gizemli Sevgili

1314 Words
Sabah çalan telefonumla zorla gözlerimi açtım. Eylül, keyifsiz bir sesle: -İpek bak artık şu telefonuna. Kaç defa çaldı dedi. Gözlerimi ovuşturarak telefonuma uzandım. Elime alıp kimin aradığına baktım. Kenan arıyordu. Bir süre telefona boş boş baktım. Telefon kapandığında 14 cevapsız arama olduğunu gördüm. Korkuyla arayanlara girdiğimde hepsinin Kenan'a ve asistanına ait olduğunu gördüm. Telefon tekrar çalmaya başladığında arayan yine Kenandı bu sefer bekletmeden açtığımda konuşmamı bile beklemeden karşı taraftan öfkeli bir ses duyuldu. -İpek neden açmıyorsun telefonlarımı? Ne yapıyorsun? Kenan'ın söylediklerine göz devirmekle yetindim. -Ne oluyor Kenan? Kaç defa aramışsın? Diye sordum. Kenan, ismini duyan Eylül yatakta doğrulup meraklı gözlerle bana bakmaya başladı. Telefondan derin bir nefes alma sesi duyuldu. -Senin kaldığın oteldeyim. Aşağı katta bekliyorum. Dün magazine düşmüşsün. Kapının önü gazetecilerle dolu. Hazırlan ve buraya gel lütfen. Seni arka kapıdan çıkartacağım. Söylediklerini kafamda anlamlı bir sıraya oturtmaya çalıştım. Neyin magazinine düşmüştüm. Neler oluyordu? -Ne magazininden bahsediyorsun sen. Ne oluyor? Diye sordum. Dün Kenan'ın evine girerken görüntülenmiştim sanırım. -Senin hiçbir şeyden haberin yok tabi. Yeni sevgilinle fotoğraflarınız çekilmiş dün gece. Herkes bu otelde kaldığını biliyor. Gazeteciler aşağıda seni bekliyor. Eylül ile beraber kalıyormuşsunuz hemen hazırlanın çıkalım şu otelden. Sizi bekliyorum dedi. Ne sevgilisinden bahsediyordu. Hızla telefonu hoparlöre alıp İpek Sayer ismini goggle da arattım ve bingo. Dün gece sahilde Poyraz ile sohbet ederken fotoğraflarımızı çekmişlerdi. Benim yüzüm kameralarda net bir şekilde belli olurken onun sırtı dönüktü. Haberlerden rastgele birine dokundum. İpek Sayer ve gizemli yeni sevgilisi ... Kenan Sayer çabuk unutuldu.. Dün gece geç saatlere kadar sahilde yeni aşkı ile eğlenen İpek Sayer kameralarımıza yakalandı. Çift gece geç saatlere kadar uzun uzun sohbet etti. İpek Sayer'in yeni aşkına olan bakışları objektiflerimizden kaçmadı. İşte o çok özel görüntüler... Fotoğraflarda hızlıca gözlerimi gezdirdim. Dün gece Poyraz ile fotoğraflarımızı çekmişlerdi. Onun yüzü gözükmüyordu ama benim yüzüm çok net bir şekilde belliydi. Üstelik haberde doğru olan bir kısımda vardı. Gerçekten çocuğa hayran hayran bakmıştım. Fotoğraflara bakarken son fotoğrafta durdum. Poyraz bu fotoğrafta üzerime eğilmişti. Muhtemelen böceği alıyordu ama haberi yapan site fotoğrafı buğulandırmıştı ve böceği alıyor gibi değilde fazla yakınlıktan öpüşmek üzere gibi çıkmıştık. Dün beni nasıl olsa bulamaz diye hayat hikayemi anlattığım Poyraz hiç aramasına bile gerek kalmadan beni çok rahat bulabilecekti. Bende şans olsa yıllar önce Kenan'a aşık olmazdım zaten. Bu sırada unuttuğum aramadan bir ses yükseldi. -İpek duyuyor musun beni? Seni bekliyorum. Sinirle derin bir nefes aldım. -Duyuyorum Kenan ama beklemene gerek yok. Ben kendi başımın çaresine bakarım. Gidebilirsin. -Kapının önündeki gazetecileri görmediğin için böyle konuşuyorsun. Buradan ben olmadan rahat bir şekilde çıkamazsın. Ayrıca oteldeki misafirler de rahatsız oluyorlardır. Bu işleri benden iyi biliyorsun İpek. Hadi hazırlan bekliyorum seni. -Bekleme diyorum Kenan. Kendi işimi kendim hallederim diyorum. Duyuyor musun beni? -Tamam sakin ol bir şey demiyorum. Aşağı in konuşalım bari. Derin bir nefes aldım. -Ne konuşacağız acaba söyler misin? Dedim sinirle. -Haberi alır almaz sen basın ya da otel ile ilgili bir problem yaşama diye buraya geldim. Saatlerdir seni bekliyorum. Sen otelden çıkış yapmadan da gitmeyeceğim. O yüzden lütfen yanıma gel dedi. Kararsızlıkla Eylül'e baktım. Gözlerini onay verircesine kapatıp açtığında: -Tamam bekle birazdan yanında olurum dedim. Cevap beklemeden telefonu kapattım. Eylül, meraklı gözlerle bana bakıyordu. Haberi göstererek: -Yanındaki kim kızım? Hangi ara oldu böyle bir şey diye sordu. Telaşla giyeceğim kıyafetleri ayarlayıp Eylül'e döndüm: -Önemli bir olay değil. Şu işi halledeyim sonra anlatırım. Şimdi hemen toparlanıp otelden görünmeden çıkmamız gerekiyor. Tabi ben öncesinde Kenan'ın yanına gideceğim ama onunla çıkmayacağız. Sen otelin sahibi Nermin teyze ve Ahmet amcanın torunu demiştin. Ona ulaşabilir miyiz? Bizi çıkartabilir mi otelden? Diye sordum. Eylül: -Nermin teyze ihtiyacımız olursa diye numarasını vermişti. Kaydetmiştim dedi ve telefonunu kurcaladı. Ahmet Erden… buldum. Ben arayıp konuşurum sen hazırlan hadi dedi. Eylül’ü onaylayarak banyoya yöneldim. Hızlı bir şekilde işlerimi halledip üzerime rahat bir elbise ve spor ayakkabı giydim. Banyodan çıktığımda Eylül ayaklanmış bavulu ve el çantamı toplamaya başlamıştı. Omuz çantama cüzdanımı ve telefonu atarken: -Ne yaptın konuştun mu? Bizi çıkartabilecek mi otelden diye sordum. Eylül kendi bavulunun fermuarını çekerken: -Evet konuştum. Oteldeymiş zaten. Sen Kenan ile konuş ve gel. O bizi çıkartacak otelden merak etme dedi. Çantamı omzuma asarken Eylül’e döndüm. Eylül benim eşyalarımı da toparlamaya başlamıştı. -Teşekkür ederim Eylül. -Teşekküre gerek yok. Daha sonra bunları uzun uzun konuşacağız. Her zaman yanındayım biliyorsun dedi. Yanağına sulu bir öpücük kondurup homurdanmalarını duymazdan gelerek kendimi odanın dışına attım. Biraz ilerde takım elbiseli bir adam bekliyordu. Beni görünce yanıma gelerek: -İpek hanım, Kenan bey sizi bekliyor. Size ben eşlik edeceğim. Hazırsanız gidelim dedi. Bir şey demeden tanımadığım adamı takip ettim. Alt katta bir odaya geldiğimizde kapıyı Kenan’ın iş yerinden Mesut bey açtı. -Hoşgeldiniz İpek hanım dedi ve geçmem için geri çekildi. İçeri geçtiğimde kapıyı kapatarak: -Kenan bey içeride sizi bekliyor dedi. O önde ben arkada Kenan’ın olduğu odaya doğru ilerlemeye başladık. Odaya geldiğimizde Kenan koltuklardan birine oturmuş düşünceli bir şekilde önündeki masaya bakıyordu. Mesut bey geldiğimizi belli etmek için önce boğazını temizledi. Ardından : -Kenan bey, İpek hanım geldi. Otelin sahibi Ahmet beyle de konuştuk. O da birazdan burada olacak dedi. Ahmet bize Kenan aracılığı ile mi yardım etmeyi düşünüyordu? Duyduğum şey ile keyfim kaçarken Kenan’a bakmaya başladım. Overthinkistandan Mesut’un sesi ile çıkan Kenan ayağa kalkarak: -Bizi yalnız bırak. Ahmet bey geldiğinde içeri alırsınız dedi. Mesut bey geldiği hızla odadan çıkarken Kenan’a baktım. Dünkü yorgun hali bugün daha da artmış gibi gözüküyordu. Benimle olduğu halinden çok daha çökmüş duruyordu fakat yine de her zamanki gibi yakışıklıydı. O da beni inceliyordu. Az önce kalktığı koltuğu göstererek: -Oturmak ister misin diye sordu. Ellerimi göğsümde bağlayarak ciddi bir ifadeyle Kenan’a baktım. -Gerek yok. Ne konuşmak istiyorsan konuşalım. Eylül bekliyor dedim. Kenan, aramızdaki mesafeyi kısaltarak yanıma yaklaştı. - O adam sevgilin mi gerçekten? Diye sordu. Ona neydi acaba? Sinirle gözlerinin içine bakarak: -Seni ilgilendirmeyen şeyleri neden soruyorsun Kenan? Sana ne o adamın kim olduğundan? Dedim. Kenan da ellerini benim gibi göğsünde birleştirerek : -Kötü bir niyetle sormuyorum İpek. Haberlere telif attırdım. Bir saatten hepsi silinmiş olur. Rahatsız olacağın bir durum yok. Bunu bilmen için söylüyorum dedi. Dedikleri ile kısa bir süre durakladım. Bugüne kadar bir sürü rezil şekilde haberlere düşmüştüm. Şampanya şişesi ile metresini …. Pardon müstakbel eşini kovalarken bile fotoğraflarım vardı magazinde. Onlara telif attırma zahmetine girmeyip bu fotoğraflara telif mi attırmıştı? Sinirle Kenan’a dönüp histerik bir gülüş attım. -Rahatsız olduğumu kim söyledi? Boş yere uğraşmışsın. Magazin beni bu şekilde çekmeye devam ettiği sürece o yanımda hep olacak. Telifi kaldırabilirsin. Benim için sorun yok dedim. Görünen o ki ciddi ciddi binlerce kişi arasından Poyraz’ı aramak zorunda kalacaktım. Kenan da benim gibi yapay bir gülüşle: -Biz daha iki ay önce boşandık. Merak ediyorum İpek Sayer. Ne zaman buldunuz bu büyük aşkı? Aldatan erkek yüzsüzlüğü diye bir şey olduğunu söylemiş miydim…Duyduklarım sinir seviyemi zıplatırken sesimi yükselttim. -Bunu bana 6 aylık hamile bir kadınla bir ay sonra evlenecek olan sen mi soruyorsun. Yapma Kenan lütfen! Komik oluyorsun. Ayrıca İpek Sayer değil. Bunu unutma dedim. Bu sırada kapı açıldı ama Kenan kapı sesini duymuş gibi durmuyordu. -Öyle mi? Sayer değil demek. Hala her yerde Sayer olarak geçtiğinin farkında mısın? İpek Metar ismini bilen yok dedi. Bunu sesini yükselterek söylemişti. - Telif attırmayı çok iyi biliyorsun ya hani. Tüm İpek Sayer ismi geçen haberlere telif attır o zaman ama yok onlara telif attırmazsın değil mi? Egoist, bencil …. Tam devam edecektim ki Mesut bey ne zamandır buradaydı bilmiyordum ama hızla araya girerek: -Kenan bey, Ahmet bey geldi dedi. Muhtemelen açılan kapıdan Ahmet bey ve Mesut girmiş ve tüm kavgayı duymuştu. Mesut bey bana yaptığı gibi Ahmet beye de eşlik etmek için giderken Kenan aramızdaki mesafeyi açtı. Bende sinirimi yatıştırmak için kolumdaki saati düzeltip kapıdan gelen kişiye bakmaya başladım. Biraz sonra kapıdan giren kişinin Poyraz olduğunu görmemle şaşkınlıkla gözlerimi ondan alamadım. Poyraz ise dün gece anlattıklarımın üzerine az önceki tartışmayı da duymuş olacak ki bana anlayışla baktı ve gözlerini sorun yok dercesine açıp kapattı. Mesut bey: -Kenan bey. Otelin sahibi Ahmet Erden diyerek Poyraz’ı, Kenan’a tanıttı. Kenan, Poyraz’a yöneldiğinde hiç düşünmeden ondan önce öne atıldım. Poyraz’a ya da yeni öğrendiğim ismi ile Ahmet’e sarılarak: -Hoşgeldin sevgilim dedim…
Free reading for new users
Scan code to download app
Facebookexpand_more
  • author-avatar
    Writer
  • chap_listContents
  • likeADD