Sabahtan işte oyalanan Burak daha öğlen olmadan ablasının yanına geldi. Bir an önce telefonuna ulaşması gerekiyordu. Tüm iş takiplerini oradan yaptığı için kendini adeta çıplak hissetmeye başlamıştı. Sabahtan bu yana belki on defa elini cebine atıp karşılaştığı boşluk ile dudak bükmüştü. Ablasının müsait olduğunu öğrenince odaya hızlı bir giriş yapıp "Merhaba abla" dedi ve sormadan masada duran telefonunu alıp kendi numarasını tuşladı. Banu'nun bakışlarına aldırmadan sıralı duyulan arama sesini dinlemeye başladı. Bir, iki, üç derken cevap alamadan hat düştü. Her dıt sesi yüzünde bir mimiğin düşmesine neden olmuştu. Omuzları düştü, yüzü düştü... Geçmeyen bir on dakika sonra tekrar arama tuşuna bastı. Bir yandan da odanın içinde konuşmadan volta atıyordu. Banu ise onun her hareketini her