Kıyım bittikten sonra çekildiler inlerine. Birer lağım faresi gibi kaçtılar. Erkek gibi savaşmak onların işi değildi. Sırttan vurmak, gizlice yaklaşmak, kısacası hainlik damarlarındaki kan gibiydi ama unuttukları bir şey vardı. Döktükleri her damla kanda yine boğulan onlar olacaktı. Türk askeri ve milleti hain tarafından öldürülürse şehitlik mertebesine ulaşıyordu. Onlar ölünce de sadece bir avuç leş oluyorlardı. Türk'ün gücünü de askerinin gözü karalığını da unutup kendi hülyalarında dolanıyorlardı ama elbette o hülyaları karabasana çevirecek cehennemi yaşatacak nice yiğitler, Asenalar, bozkurtlar ve Börüler vardı. Sırlar üzerlerine örtülen tonlarca toprağın ve geçen yılların aksine ilk gün ki gibi taze ve diridir. Açığa çıktığında ilk anda olduğu gibi büyük ve tahrip edici etki bırakır