Emily birkaç yıl önce iş görüşmesi için geldiği şirkette bariz bir böcek muamelesi görse de, işinde gösterdiği özeni hızı ve sabrı, patronuna asla diğer asistanlar gibi bir yaklaşımda bulunmayışı ile kabul görmüştü.
Giyimi, sakin klasik ve monoton hayatı ona hep daha koruyucu alan sağlamıştı. Tek arkadaşı Eric di. O da görünüşte yunan mitolojisinden fırlayıp yeryüzüne inmiş gibi dursa da cinsel seçimi ile genç kız için tehlike arz etmiyordu. Eric bir gaydi ve Emily onun için bir kız kardeş gibiydi. Hafta da birkaç akşam film gecesi yapar özellikle hafta sonları birkaç kadeh içmek için şehrin en sakin ve kaliteli barında vakit geçirirlerdi.
Eric sayesinde genç kızı rahatsız eden olmaz o da bu durumdan asla şikâyetçi olmazdı.
Maillere göz atarken çalan telefonuna bakıp gülümsediğinde arayan kişinin Eric olduğu bariz ortadaydı.
Açar açmaz "Küçük kurbağam" diyen adama "Maymunum" diyen kız kahkaha atarken genç adamın "Tanrı aşkına Emi. Benim nerem o her yeri kıllı şekilsiz suratlı ve kırmızı popolu hayvana benziyor. Ah tamam ikimizde muz seviyor olabiliriz ama sonuçta amaçlarımız çok farklı" deyip güldüğünde yüzünü buruşturan Emily olmuştu.
"Eric, maymunun muz zevki ile senin sevdiğin muz farklı biliyorsun değil mi? Üstelik sana öyle dememin nedeni senin beni o şekilsiz çarpık bacaklı sürekli zıplayıp böcek yiyerek beslenen hayvana benzettiğin için söylüyorum. Tanrım, benim nerem benziyor kurbağaya?"
"Çünkü tatlım kurbağalar küçük benim için sevimli ve bence doğa için çok yararlı hayvanlar. Üstelik geçen belgeselde gördüğümüz küçük kara kurbağası tıpkı sendi. Böyle cep boy minik bir şey."
Gözlerini kapatıp "AH" diye inleyen kız, genç adamla baş edemeyeceğini fark ettiğinden konuyu değiştirip "O zaman maymunum beni neden aradın onu söyle bakalım. Genelde bu saatlerde sen spa da ya da masajda olurdun." Dediğinde adam derin bir nefes alıp "işten ayrıldım. Lanet Adam patronum diye geçiniyor ama beni taciz etmekten de kendini alamıyor. Benim gibi bir şirket elemanının masaj ve spa merkezinde işi neyse. Biliyor tercihimi ve bunu bana karşı kullanmaya çalışıyordu bende yüzüne bir yumruk patlatıp işi bıraktım. Anlayacağın boştayım ve iş aramam lazım." dedi.
Üzüldüğünü dile getiren genç kız "Akşama bana uğra bakalım ne tür bir şey bulabiliyoruz senin için. Sağlam bir cv ile birçok şirkete başvuru yaparız. Bu akşam büyük ihtimalle mesaiye kalmam" dediğinde Eric "Tamam küçük kurbağam akşama biralar ve takolar benden" deyip telefonu kapadı.
Sıkkın bir soluk çeken kız toplantı saatinin yaklaştığını fark ettiğinde, bakışlarını patronunun kapısına çevirdi. İçeride olan biteni az çok bilse de yüzü yine buruşmadan duramıyordu.
&&&
Genç adam yatağa ters bir şekilde uzanmış kadının arkasında tutturduğu hızlı bir ritimle git gel yaparken orgazm olmak üzere olan kadının inlemeleri ile boğazından çıkan hayvani hırıltılar çoğaldığında vuruşları daha da sertleşti. Her bir darbede gözleri kapayıp tırmandıkları o bulutların üzerinden düşmek üzereyken gözlerinin önüne gelen esmer ten siyah saçlar ve küçük göğüsler ile küfürler savura savura boşalarak rahatladı.
Son kırıntılarını da taktığı prezervatife akıtan adam dişlerini sıkarak kadının içinden çıkıp kendini odada bulunan lavaboya attığında elleri yumruk olmuş kafasını küçük kabinli duşun fayansına yaslamıştı. Daha saniyeler önce içinde olduğu kadın içeride yatakta yatarken o buradaydı ve aleti hala sert dik ve dolu bir haldeydi. Hele o son vuruşta göz kapaklarına yapışan görüntü sertliğinin titremesine ucundan minik bir damla sıvının akmasına neden olmuştu.
İçinde olduğu kadının yerinde Emily vardı ve esmer tenine tezat yanakları pembeleşmiş küçük yüzündeki dolgun dudakları aralanmış gözleri duyduğu haz ile yarı açık bir halde inliyor kıvranıyor adını haykırıyordu. Küçük bedeni ise kendi koca bedeni altında kaybolmuş ince ama düzgün bacakları beline dolanmış onu yarığına daha da bastırıyordu.
Adam dişlerini kırmak istercesine bir kez daha sıktı. Derin nefesler alıp verirken neden hala böyle olduğunu çözemiyor kendine de asistanı olacak kıza da lanetler yağdırıyordu.
Aldığı duş sonrası odaya girdiğinde onu yatakta bekleyen kadına "Bayan Aidan, neden hala burada olduğunuzu sorabilir miyim?" dediğinde bozulan kadın belli etmek istemediğinden şuh bir sesle "Ah Bay Baker. Size hala daha çok hizmet edebileceğimi düşünüyorum. Belki bir kez daha rahatlamak istersiniz." Deyip çıplak bedenindeki çarşafı sıyırdı.
Beyaz tende gözleri dolanan adamın erkekliği sert olsa da istediği o değildi.
Kaşları çatılan adam "İşinizin başına dönmeniz bence daha isabetli bir karar olur. Hem de hemen" dediğinde "Ama be-" diye konuşmaya çalışan kadına attığı öldürücü bakış ile kadın hemen kalkıp üzerini giyindi ve odadan çıktı. Adam ise yedek takım elbisesini giyip çalışma odasına geçtiğinde asistanını arayıp "Bayan Oven, temizlik sorumlusu birini gönderin ve odamı temizlesin." Dedi ve ona "Tamam efendim hemen gönderiyorum" diyen kızın sesindeki titreşimi hissedince gülümsedi.
O gün akşam olup herkes eve gitmek için şirketten çıktığında Los Angeles da şiddetli bir yağmur yağıyordu.
Genç kız hızlı adımlarla yürüyerek evine gitmeye çalışırken oldukça ıslanmıştı ve eve vardığında tüm bedeni titremeyle meşguldü. Hemen içeri girip çantasını bir köşeye fırlattı ve hemen üzerini çıkarıp duşa girmek için banyoya koştu. Hapşırıp durması çoktan hasta olmaya başladığının kanıtıydı.
Hemen sıcak suyun altına girse de çıktığında bedenindeki kırıklık kendini belli ediyordu. Hep çabuk hasta olan ufacık nezlenin bile süründürdüğü bir çocukluk ve genç kızlık geçirmişti. Her ne kadar yirmi dört yaşında olsa da zayıf bedeni onu zorluyordu böyle durumlarda.
Hemen üzerini kalın bir şekilde giyinen kız kendine bitki çayı hazırlarken çalan kapı ile yorgunca bakışlarını kapıya dikti. Tabi ya Eric gelecekti.
Isıtıcıdaki suyu kaynamaya bırakıp kapıyı açtığında gördüğü yüz ile hastalıktan mayışan gözleri kocaman açılmış gülkurusu rengi dudakları aralanmış şaşkın bir nida ile "Sen?" diyebilmişti. "Bu adamın burada ne işi var?" diye düşünmeden edemedi.