ATEŞ PARÇASI

Sabah yatağında uyanan genç Emily esneyip karışan saçlarına elini daldırıp kaşıyarak biraz daha karıştırdı.   Ayaklarını sürüye sürüye banyoya girdiğinde üzerindeki dizlerinin üzerinde biten pamuklu kumaştan olan geceliğini çıkarıp duşa girdi. Tazelenmek ve tüm duyularını açıp lanet patronuna katlanmak için güç toplamaya çalıştı.   Pislik herif yüzünden dün gece geç saatlere kadar şirkette kalmış eve ise gelir gelmez sadece geceliğini zorla giyip yatağa girmişti. Ne olmuş yani sevgililerine gidecek notlar ve hediyeler de karışıklık olmuşsa.   Aptal kadınlar bilmiyorlar mi Samuel Baker ın asla bir kadınla yetinmeyeceğini. Hayır bunu kapıdaki vale bile bilirken yatağına giren kadınların bilmemesi komikti. Tabi yine olan zavallı Emily e olmuş hem azar yemiş hem de angarya işlere sürülmüştü.   Mavi bornozuna sarılıp çıktığında içinden patronuna küfürler ediyordu. Odasına geçip hemen dolabını açtı ve klâsik diz altında biten ekoseli eteklerinden birini, üzerine de bol beyaz bir gömlek çıkarıp yatağın üzerine attı. Aslında bedeninde giyinmek isterdi ama poposu ve göğüsleri biraz küçüktü. Daha doğrusu minyon bedenine uygun büyüklükte olsa da diğer kadınlara göre hala lise çağlarındaki kızlar boyutunda kalmış ve bunlardan utanıyordu.   Çekmecesini açıp beyaz bir iç çamaşırı takımı çıkardığında kıyafetlerine ve yaşam tarzına göre oldukça seksi çamaşırları tercih ediyor maaşının hatırı sayılır bir kısmını bunlara yatırıyordu.    Giyinip hemen mutfağa geçtiğinde kendine bir kahve ve tost yapıp hızlıca yiyerek evden ayrılıp işe gitmek için yola koyuldu. İyi ki işi evine yürüme mesafesindeydi ve yirmi dakika yürümek ona da iyi geliyor sağlam çalışan metabolizması daha da hızlanıyordu. Spor yapmaya zamanı olmadığından yürümek bir nimetti ona göre. Bir de sevdiği film ve kitaplar.   Anne ve babası öldüğünden beri onlardan kalan evde yaşıyor çalıştığı para ile geçimini sağlıyordu. İşinde iyi bir asistan olarak biliniyor bir çok çalışan onu patronuna tahammül ettiği için oldukça başarılı olduğunu düşünüyorlardı. Dış görünüşü nedeniyle patronu ile bir ilişkisi olmadığı ve olamayacağı düşünülse de Emily de bu tür bir şeyi istemezdi.   Şirkete girip karşılaştığı herkese günaydın gedikten sonra asansör ile yirmi üçüncü kata çıktığında kolundaki çantasının kulbunu sıkıp kendine sakin kalması ile ilgili telkinler veriyordu.   Adımları asansörden dışarı çıktığında hemen karşı duvarda bulunan büyük saate bakıp erken geldiğini teyit ettikten sonra hızla masasına geçip çantasını ve giydiği gri eski model hırkasını askıya astı. Bilgisayarını açarken çekmecesinden kahve kupasını ve atıştırmalık minik çikolatalarını çıkarıp hazır etti.   Hemen mailleri kontrol ettiğinde patronundan gelen "Şirkete geç geleceğim öğlenden önce ki tüm toplantıları ertele" maille derin bir nefes alıp "Lanet herifi bugün daha az göreceğim desene. Tanrım bugün kutsandım galiba" diye kendi kendine mırıldandı.   İşlerini yoluna koyup kendine bir kahve almak için katta bulunan küçük mutfağa girdiğinde zevkine göre doldurdu kupasını ve hemen masasına dönmek için acele ederken görmediği evrak dağıtıcı Mark ile çarpışıp tüm kahvenin üzerine döktü.   Yanan teni ile küçük bir çığlık atan Emily gömleği teninden uzaklaştırırken "Tanrım. Mark resmen haşladın beni. Biraz daha dikkatli olamaz mıydın" dediğinde genç adam gözlükleri ardından bakıp "Ah Emily bana çarpan sensin. Aklın nerede tanrı aşkına. Hemen üzerini değiştir yoksa daha çok yanacaksın" deyip uzaklaşarak işine devam etti.   Emily ise hızla patronunun odasına girip oda içinde bulunan  ve arada Samuel in kaldığı diğer küçük yatak odasına geçerek gömleğini çıkardı. Karın kısmı kızaran tenine bakıp içinden küfrederken hemen küçük banyonun lavabosunda yıkamaya başladı. Topuz yaptığı siyah saçları dağılınca gözlüğü de çıkardı ve gömleği yıkadığı soğuk suya elini sokup göğüs altından başlayarak kasık kemiklerine kadar olan kısımdaki kızarıklığa elini sürdü.   Canı yansa da soğukluk biraz rahatlatmıştı.  Samuel olmadığı için rahat olan Emily yıkadığı gömleği güzelce sıkıp yatağın olduğu kısma geçerek oturdu ve komodinin çekmecesinde bulunan saç kurutma makinesi ile hemen kurutmaya başladı.   Bu odayı düzenlerken o kadar sinir olsa da şimdi işine yaraması ne ironiydi. Üzerinde küçük göğüslerini saran ve seksi bir hale sokan südyeni ile hâlâ kurutmaya çalışırken diğer odadan gelen sesleri duymuyordu bile.   Kafası eğik gömlek ile uğraşan genç kızı çatık kaşları ve göğsünde birleştirdiği elleri ile kapıya yaslanmış izleyen Samuel kızın esmer teninde ve beyaz seksi iç çamaşırında gözlerini  gezdirdi. Açık olan ve esmer tenine dökülen siyah bukleli saçları oldukça dolgunken, kızın nasıl böyle zayıf olduğunu düşünüyordu. Tabi ki kilolu olduğu düşüncesi giydiği bol kıyafetlerden kaynaklıydı.   İşi biten Emily hala kapıdaki adamı fark etmemiş ayağa kalkıp sırtını kapıya dönerek üzerindeki eteğin yandaki fermuarını açarak yere düşmesini sağlamıştı. Ve adama seyirlik bir manzara sunduğunu bilmeden ecza dolabından aldığı yanık kremini kasık kemiklerinden başlayıp göğüs altına kadar güzelce sürmüş sürerken de "Lanet olsun. Güya bugün kutsanmış günümdü. O kendini beğenmiş manyak burada olmasa bile işlerim rast gitmiyor. Ah tanrım haşlandım resmen. İyi ki beyefendi geç gelecek çünkü hayatta izin vermezdi yoksa." Diyordu.   Sessiz kalan Samuel kızın dedikleri ile sert bir duruş alsa da gözleri kızın bedenini tarıyor erkekliği ise küçük beden yüzünden uyanıp kendini belli etmeye başlıyordu. Beyaz çamaşır esmer teninde çok güzel durmuştu. Diğer kadınlara göre küçük ama kendi bedenine göre oldukça yerinde olan kalçaları o kalçaların yukarısında bel kısmında olan küçük iki gamzesi adamın parmaklarının karıncalanmasını sağlıyor gözleri önüne gelen anlık sahneler tüm kanın kalın büyük ve sert erkekliğine dolmasını sağlıyor.   Krem sürme işlemi biten Emily eğilip eteğini yukarı çekerken homurdanmakla o kadar meşguldü ki büyükçe yutkunan adamı yine fark etmemişti.   Eteğini giyen kız elinde gömleği giymek isterken geri dönmüştü ki gözlerinden ateş çıkan ve ona çatık kaşla bakan adamı görünce çığlık atarak gömleği düşürmüş ve çarptığı siyah ipek çarşaflı yatağa düşüvermişti.   Samuel yatağına düşen ve küçük göğüslerini beyaz südyenin sardığı sakar asistanına bakarken Emily utançtan ölmek üzereydi.   Narsist adam küçük kızı altında yok etmeyi onun derinlerine gömülüp göğüslerini ağzı içinde kaybetmeyi o an öyle çok istedi ki bu isteğe kendi de şaşırdı. Hatta aklına öyle şeyler geldi ki büyükçe yutkunma isteği kapısını yumruklayıp ben buradayım diye bağırmak istedi. Değişik hissetmek içindeki sekse aç mağara adamının iliklerini titretirken böylesi bir istekliliği ilk kez yaşıyordu.    Yıllardır dolgun göğüsler büyük kalçalar uzun bacaklar tercihi olsa da şimdi küçük cennet tepeleri, büyük avuçlarına sığacak kalçaları ve utançtan kemirilen gül kurusu rengi dudakları arzuladığı kadar hiç birini arzulamıyordu. Yaşadığı seks dolu gece sabahında biraz olsun tükenmesine yardım edecekken mürebbiye kılıklı bir kızın teni, bedeni ve dahi bedeninin her zerresi erkekliğine vurulan kırbaç gibiydi. Kanı kasıklarında toplanmış oradaki iri erkekliği şaha kaldırmak için çabanın en büyüğünü sarf ediyordu. Başının belada olduğunu hissetti.