Öykü evin içinde kendine iş yaratıp dolanırken Gökmen’de peşinden ayrılmıyordu. Çocuk gibi oyun oynuyorlardı. Arada evin içinde yükselen kahkahaları iki yaşlının dikkatinden kaçmasa da ses etmediler. Rauf her duyduğu kahkahada tebessüm ediyor, Misbah “hey Allah’ım” diyerek kanaviçesine devam ediyordu. “Gökmen… Ben kurabiye yapmayı öğrendim, beraber yapalım mı?” “Kızım ne kurabiyesi ya. Ele güne rezil mi edeceksin beni?” “Ay kıçımın kenarı, rezil olacakmış” “Sabah ne güzel övüyordun. Şimdi kıçının kenarı mı oldum?” “Oho her an gaz mı vereceğim ben sana?” “Dikkatini çekerim, ben hep sana iltifat ediyorum” “Edeceksin tabii, hak ediyorum ben” Küçük burnunu havaya kaldırıp bilmiş bir eda ile konuştu. Gökmen gülümseyip burnundan makas aldı. Misbah’ın yanına gidip sandalyesini iyice kadı