Ağaçtaki meyveler bitince Gökmen ellerini havaya kaldırıp Öykü’nün atlamasını istedi. İnebildiği kadar aşağıya inen kız sıçrayarak Gökmen’in önüne atladı. Adam sayesinde yere yumuşak bir şekilde indi. “Bir daha kedi gibi tırmanıp korkutma bizi” “Tırmanmaya alışığım ben. Bir şey olmaz” “Söz dinlesen ne güzel olur Öykü” Gökmen’in ardından oflayarak yürüdü. Yemek saati gelmiş olmasına rağmen Yamaç hala ortalarda yoktu. Rauf, Gökmen’e aramasını söyledi. Gelmeyecekse beklemeye gerek yoktu. “Birader yemeğe geliyor musun, bekleyelim mi?” “Siz yiyin” “Tamam, Oylum’la mısın?” “Şimdilik evet” “Sonra?” “Kapat Gökmen” Gökmen dudak bükerek telefonu kapattı. Ailesine yemeğe oturabileceklerini söyledi. Öykü bir azar seansı da masada yedi. Bir daha kendini tehlikeye atacak işlere kalkışmaması i