Bir gün öncenin yorgunluğu ile Pazar günü yerlerinden bile kalkacak halleri yoktu. Bir tek Öykü normal yaşamına devam ediyordu. Geceleri az uyuduğu için uykusuzluğa alışıktı. Uyuduğu uyku da tavşan uykusu olunca güne adapte olması zor olmadı. Yamaç ve Gökmen hamak ile sallanan koltuk arasında dolanıp durdular. Biri uyuyor diğeri uyanıyordu. Arada yemek yiyip tekrar uzanıyorlardı. Rauf direk olmasa da laf arasında güzelce iğnelerini batırmıştı fakat öyle güzel bir gün geçirmişlerdi ki ne dense bir kulaklarından girip diğerinden çıktı. Akşama doğru evlerine dönmek için yola çıktılar. Hafta içinde Öykü’nün doktor ile görüşmesi vardı. Bu defa Dinçer gelip onları aldı. Öykü’den sonra doktor ile konuşmak istiyordu. Hala elinde Öykü’nün geçmişine dair bir kanıt yoktu. Konuşmadığı insan girmediği