15

2207 Words
15 Alaz parmaklarının arasında ki sigarayı dudaklarına götürürken üçüncü kere telefonuna baktı. Tatilden döneli iki gün olmuştu ama halen emniyete gitmemişti. Bunu kendisinden Tuğra başkomiser istemişti. Şimdi ise evinin balkonunda oturmuş onu bekliyordu. Sabahın körün de Tuğra başkomiserin araması ile uyanmış ve eve geleceğini öğrenip yataktan zorla çıkmıştı. 6 ay boyunca yaptığı tatil süresinde geç saatlere kadar uyanık kalmaya ve yine geç saatlerde uyanmaya alışmıştı. Sigaradan bir nefes daha çekerken Antalya da ki son günlerini düşünen Alaz farkında olmadan gülümsedi. Son haftasını Ekin ve arkadaşı ile geçirmişti ve gerçekten çok eğlenmişti. Kız gittiğin de ise kısa sürelik boşluk hissetmişti. O gittikten üç gün sonra ise kendisinin gitme vakti gelmiş ve Özgürün yardımı ile toparlanmıştı. Aylarca arkadaşlık yaptığı Özgür onun gitmesini hiç istememiş ve çok üzülmüştü. Alaz da aynı üzüntüyü hissetmişti çünkü ona gerçekten de alışmıştı. Valizini alıp evden çıkacağı gün ise Aleyna çıkagelmişti. Kız resmen gitmemesi için ona yalvarmıştı. Alaz ona işe dönmesi gerektiğini söylediğin de Aleyna ailesinin gücünü kullanarak isterse orada çalışabileceğini söylemiş ama Alaz anın da bu teklifi reddetmişti. Sonun da ise Özgürün üzüntülü Aleyna’nın ağlamaklı vedaları ile kürkçü dükkanına geri dönmüştü. Alaz kulağına gelen zil sesi ile hızla elinde ki izmariti söndürdüğü gibi ayağa kalktı. Salona girip kapıyı açtığın da Tuğra başkomiseri karşısında gördü. Adam gülümseyerek ona sarıldığın da Alaz da yüzünde ki sırıtışla karşılık verdi. İki arkadaş kapıda hasret giderdikten sonra beraber salona geçtiler. Alaz adamın elin de ki dosyaya göz ucu ile baktıktan sonra “ Bir şeyler içermisin abi ?” diye sordu. Tuğra başını iki yana sallayıp “ Hayır gel otur. Bir an önce konuşalım .” diyerek yanına oturmasını işaret ettiğin de Alaz da merakla hemen yanına oturdu. “İyi gördüm seni .” “ İyiyim” “ Güzel güzel. Toparlamana sevindim . İşe başlamaya hazır mısın ?” Alaz sırıtarak başını salladı. Tatil güzel olsa da çalışmayı da özlemişti. “ Hazırım valla .” Tuğra ona gülümseyerek bakıp bakışlarını kucağında ki dosyaya çevirdi. “ Sana iki seçenek ile geldim Alaz . Elim de bir iş var . Eğer bu işi kabul edersen hayatın da bazı değişiklikler olacak . Ama kabul etmezsen kaldığın yerden çalışmaya devam edeceksin .” Alaz adamın konuşması ile iyice meraklanarak “ Ne işiymiş abi bu ?” diye sordu . “ Uzun süredir hazırlanılan bir görev var. Özel bir birim kurulacak. Bu birim için belirli kişilere teklifler gönderildi. Seçilenlerden biri de sensin .” Alaz şaşkınlık ile kaşlarını kaldırarak Tuğraya bakakaldı. Özel birimden bahsediyordu. Büyük ihtimalle gizli bir birimdi. Görevin içeriğini öğrenmek için merakla kıvranırken Tuğra konuşmaya devam etti. “ Kabul ettiğin takdir de Emniyete gelmeyeceksin. Bizim birimimiz için ayrı bir ofis ayarlandı. “ Alaz tek kaşını kaldırarak “ Bir dakika . Bizim için derken ?” Diye sorduğun da Tuğra “ Teklif bana da geldi. Ve ben kabul ettim. İki haftaya kadar gidiyorum .” dedi. Alaz duydukları ile şaşkınca adama bakmaya devam ederken Tuğra dudağını ısırarak gözlerini kaçırdı. Söylemek istediği bir şey var gibiydi ama emin olamıyordu . Bunu fark eden Alaz “ Abi ne oluyor ?” diye sordu . Tuğra ise onun yüzüne kararsız gözlerle bakıp “ Görevi kabul etmeden bunu sana söyleyemem .” dedi. Alaz ise gözlerini devirip “ Kabul ediyorum tabi ki. Kaçırır mıyım böyle aksiyonu hiç .” dediğin de Tuğra elini kaldırıp adamın kafasına yavaşça vurdu. “ Bir işi de ciddiye al it herif.” Alaz sırıtırken Tuğra elinde ki dosyayı Alaza uzattı. Alaz alıp açarken Tuğra anlatmaya devam etti. “ Ekip arkadaşlarımız kim olacak bilmiyorum . Senin kabul ettiğini bu gün bildiririm. Bu dosya da istihbarattan gelen isimler var. İçlerinden bir tanesi senin de ilgini çekecek biri. “ Tuğra dosyadaki bir yeri parmağı ile gösterdiğin de Alaz okuduğu isim ile şokla Tuğraya baktı. “ Kenan mı ? Nasıl yani ?” Tuğra omzunu silkerek geriye yaslandı. “ Kenan geçtiğimiz aylarda pek de yerinde durmadı.Bulaştığı kişiler de tehlikeli kişiler. Yakalayacağımız kişiler arasında o da var. Tabi ki düzgün bir plan ve deliller elde ettikten sonra “ Alaz gözleri kağıtta yazan isimde öylece durdu. İçinde yanan ateş sanki daha da harlandı. Aylardır ondan alacağı intikamı düşünürken fırsat ayağına gelmişti. “ Kesinlikle varım. Onu yakalayan kişi ben olacağım.” “ Kolay olmayacak. İçlerine girmemiz gerekecek. Belki yüzüne gülmen , rol kesmen gerekecek. Ve kesinlikle sabırlı olmalısın . Büyük olaylar dönecek Alaz . İntikam hırsıyla operasyonları batıramazsın .” “ Ben her şeye tamamım abi. Onu sonunda yere çeken kişi ben olacağım. Ayaklarımın dibinde süründüreceğim .” Tuğra bir an Alazın gözünde parlayan ateş ile yaptığı şeyin doğruluğunu sorgulasa da Alazın polislik becerisine sonuna kadar güvendiği için bu konuyu düşünmeyi bıraktı. Boğazını temizleyerek Alazın dikkatini kendine çektiğin de şimdi vereceği haberin etkisinden korkarak konuştu. “ Sana bir şey dana söylemem gerek.” Alaz ona bakmaya devam ederken bir gözünü ne var anlamında kırptı. Tuğra dudağını yalayarak eli ile yanağını kaşıdı. “ Sevda hamile .” Alaz duyduğu kelimeye herhangi bir tepki vermeden başını önüne çevirdi. Ne diyebilirdi ki bu duruma karşı. Ne hissedebilirdi. Zamanın da kendisinin hayaliydi bu. Sevdiği kadından çocuk sahibi olmak. Sevdanın o hallerini görmek . Onun yanında olmak onunla çocuk büyütmek. Ama hiç biri gerçek olmayacaktı . Ve bu hayali başkası yaşayacaktı. “ Hayırlısı olsun .” Tuğra kaşlarını çatarak “‘Bu kadar mı ?” dediğin de ondan daha büyük tepkiler beklediğini anladı. Ama Alaz bu habere üzülecek kadar Sevdaya değer vermiyordu artık. O duyguları geçmişte kalmıştı. “ Bu kadar. Biz göreve odaklanalım .” Tuğra başını sallayıp gerekli bilgileri Alaza anlatırken Alaz tüm dikkatini adama verdi. Yeni Bir dönem başlıyordu. && Ertesi gün Tuğra arabayı park ederken hemen arkasından Alaz geldi. İkisi de arabadan çıkıp yan yana geldiklerinde önce birbirlerine selam verdiler. Sonra da önlerinde durdukları binaya baktılar. Dün uzun bir süre konuştuktan sonra Tuğra evine dönmüş ve Alaz günün kalan saatlerini evde geçirmişti. Sabah ise telefonuna gelen adrese gitmek için evden çıkmıştı. Tuğra ile aynı an da gelen Alaz eski gibi duran binayı inceleyip “ Burada mı çalışacağız .” diye sordu. Tuğra onu onaylayıp “ Öyle görünüyor “ dedi ve girişe doğru yürümeye başladı. Kapıya geldiğin de gördüğü kamera ve kilit sistemi ile tek kaşını kaldırdı. Kameraya doğru yüzünü dönüp cebinden kimliğini çıkardı ve onu da kameraya doğru tuttu. Kapı anında açıldığın da Alaz etkilenmiş gibi dudaklarını büzüp içeri giren adamı takip etti. Geniş bir hol ile karşılaşan ikili etrafı incelerken kendilerine doğru gelen kadını gördüler. Siyah saçlarını tepesinde toplayan kadın kendinden emin adımlarla yanlarına gelip başı ile onlara selam verdi. “ Komiser yardımcısı Feyza Duran.” Kadın kendini tanıttığın da Tuğra “ Baş komiser Tuğra Çelik “ dediğinde kız hemen ona saygı ile selam verdi. Bakışları Alaza döndüğün de ise Alaz “ Komiser Alaz “ diye kısa keserek konuştuğun da kız tek kaşını kaldırarak onu kısaca süzdü. Bu durumu fark eden Alaz yandan bir gülüş atarken Tuğranın boğazını temizlemesi ile son buldu ve Kız kendini toparlayarak “ Lütfen bu taraftan gelin başkomiserim “diyerek yol gösterdi. Tuğra ve Alaz kadını takip ederek iki kat çıktıktan sonra yine geniş bir koridora çıktı. Kadın büyük adımlar ile ileride kalan bir odaya girdiğin de Alaz da peşinden girdi. “ Hoş geldiniz .” Alaz sesini duyduğu adam ile şaşkınca “ Mahir “ dediğin de adam ona gülümseyerek yanına geldi. Uzun süredir görüşmeyen ikili birbirine sarılıp ayrılırken Mahir hemen yanlarında duran Tuğraya selam vererek elini sıktı. “ Tanışıyor musunuz ?” Üçlü pencere tarafına baktıklarında kendilerine tek kaşını kaldırmış bir şekilde bakan oğlanı gördüler . Mahir mahçup bir şekilde başını salladı. “ Bir önceki görevim de beraber çalışmıştık . Tuğra başkomiserim ve Alaz komiserim .” Oğlan dudaklarını büzüp başını sallarken Mahir oğlanı gösterip “ Ulaş . Cinayet masasında beraber çalışıyorduk .” diye onu tanıttı. Sonra da Feyza ya dönüp “ Feyza da bizimle beraber “ dediğin de içinde bulundukları odanın kapısı bir kere daha açıldı ve içeri giren adam ile beraber beşi birden dikleşti. “ Hoş geldiniz Akif müdürüm .” Saçları hafif aklaşmış adam onları kısaca süzüp odadaki en büyük masaya gidip oturdu. “ Birbirinizle tanıştınız mı ?” Tuğra araların da en yetkili kişi olarak bir adım öne çıktı. “ Biz de yeni geldik müdürüm . İsmen tanıştık .” Adam başını sallayıp “ Güzel. Hepiniz neden burada olduğunuzu biliyorsunuz . Emniyet bazı durumlar için özel birime ihtiyaç duydu . Sizler de bu görevi kabul eden kişilersiniz. Tuğra başkomiseriniz bu birimin sorumlu amiri. Alaz komiser uyuşturucu birimin den Mahir komiseriniz cinayet masasından başarılı arkadaşalrınz.” dedi. Tuğra ve Alaz şaşkınlık ile Mahire baktıkların da adam hafif utanarak başını eğdi. “ Hayırlı olsun Mahir . Terfi aldığını söylememiştin.” “ Teşekkür ederim başkomiserim .” Akif ikilinin konuşmasına dinleyip tekrar söze girdi. “Feyza Mahirin yardımcısı .” dedikten sonra Alaza bakan Müdür “ Senin yardımcın nerede Alaz komiser ?” diye sordu. Alaz ise bu konudan bi haber Tuğraya döndüğün de adam hemen konuştu . “ Kendisi henüz cevap vermedi. O yüzden burada değil .” Akif “ Onaylanmazsa hemen başkasına götür teklifi. Bir kişi eksiğimiz var .” dedikten sonra Ulaşa döndü. “ Ulaş teknik birimden . Sizler uzun soluklu ve gizli operasyonlara bakacaksınız. Uyuşturucu ve Cinayet masası bir arada çalışacak. O yüzden bu grup oluşturuldu. Umarım iyi anlaşır ve başarılı operasyonlara imza atarsınız . “ Müdür ayağa kalktığın da hepsi hazır ola geçti ve adam gidene kadar ayakta beklediler. Adam odadan çıktıktan sonra ise bir kaç saniye birbirlerine bakıp derin bir nefes aldılar. Onları zor zamanlar bekliyordu. &&& Ekin gözlerini kapatıp derin bir nefes aldı. Sinirden kıpkırmızı olan yüzü ile içinden sabır dilendi. Hayat onunla resmen oynuyordu. Dertler geldikçe geliyor sabrını sınıyordu. “ Şaka yapıyorum de Eda ?” Eda üzgünce başını iki yana salladı. Ciddi ciddi o mu geliyordu. “ Ya Allah aşkına Eda. Kuzenin gidene kadar görüşmeyelim .” Eda birden kaşlarını çatıp karşısında ki kızın kolunu çimcikledi . “ Saçmalama . Beni o felaketle tek başıma bırakamazsın .” “ Senin kuzenin ?” Ekin gözlerini kırparak ona bakarken Eda omzunu silkip sandalyeye yaslandı . Birazdan kuzeni tatile geliyordu ve onunla tek başına baş edemeyecekti. Çünkü kuzeni tam bir belaydı. Genç , yakışıklı biriydi ama nerede bir olay var mutlaka ona bulaşıyordu ve hem kendine hem de karşısında ki ne zarar veriyordu. Ekin başını olumsuz anlamda sallayıp kabullenmişlikle sandalyeden kalktı. Okuldan çıkıp evine gelmişlerdi. Bu evde 6 aydır yaşıyordu. Kenan dan boşandıktan hemen sonra bir çok hatıranın olduğu o evden ayrılmıştı. Ev Ekinin babasının üzerineydi ve o yüzden boşanırken on da kalmıştı ama Ekin orada oturmaya devam edememişti. Tek başına daha küçük bir eve geçmişti. Ara sıra Eda onda kalmaya geliyordu ve bu gün de planları o yöndeydi. Tabi son anda haber veren kuzen ziyareti keyiflerini bozmuştu. Ekin kendine kahve doldururken Edanın telefonuna gömüldüğünü gördü. “ Yine kimle konuşuyorsun?” “ Özgür ile .” Ekin kaşlarını çatıp “ Antalya da ki adam mı ?” dediğin de Eda başını salladı. Tatilden döneli iki hafta olmuştu ama halen etkisi geçmemişti. Eda sürekli telefonla ilgileniyordu . Ve belli ki farklı şehirler de de olsa aralarında bir ilişki başlamış gibiydi. “ Zor değil mi ? Sen buradasın o orda ?” “ Sevgili değiliz ki . Sadece konuşuyoruz . Hem yakında buraya gelecekmiş. Hatta belki burada yaşayabilirmiş. O zaman bir şeyler yaşayabiliriz .” Ekin başını iki yana sallarken çalan zil ile kısa bir an durakladı. Edaya baktığın da “ Oğuz gelmiştir. Buranın adresini vermiştim .” dedi. Ekin hayretle ona bakıp “ Kuzenine neden benim evimin adresini veriyorsun kızım ?” dedi. Eda ise tekrar çalan zil ile ayağa kalkıp “ Ya ben buradayken boş eve mi gönderseydim çocuğu ?” diye söylenerek kapıyı açmaya gitti. Ekin de peşinden gidip kapıyı açtıklarında üstü başı toz içinde kalmış , kıyafetleri dağılmış bir oğlanla karşılaştılar . Eda korku ile “ Oğuz ne oldu sana ?” diye bağırıp kapıdan çıktığın da bahçeli olan evin demir kapısından sinirle bir adamın girdiğini gördü. Ekin de olayı anlamaya çalışırken Oğuz “ Eda abla kurtarın beni . Öldürecek bu hıyar .” diyerek Ekinin arkasına saklandı. Ekin olayın şokundan çıkamayarak tam karşısında elinde sopa ile duran adama bakıp kolunu uzatarak mesafe koymaya çalıştı. “ Lütfen sakin olun Erdal bey . Neler oluyor Allah aşkına .” Eda korku ile elinde telefon polisi ararken Ekin yan komşusu olduğunu bildiği adamı sakinleştirmeye çalışıyordu . “ Erdal Bey lütfen ne olduğunu anlatın. İndirin şu elinizde ki sopayı lütfen. “ Sinirden kıpkırmızı olan adam elinde ki sopayı sallaya sallaya bağırıp konuşurken Oğuz kafasını çıkarmadan Ekinin arkasında kalmaya devam etti. “ Bu ırz düşmanı benim karıma saldırdı .” Oğuz duyduğu sözlerle birden dikleşti. “ Hop hop orda bir dur bey amca . Ben ne yapayım senin yaşlı karını ?” Adam daha da kızararak “ Ulan ben seni öldürmez miyim ? diye bağırıp saldırmaya kalktığında Eda çığlık attı. Bağırış seslerine sokağa çıkan mahalleli ise durumu görüp müdehale etmek için evin bahçesine girdiğin de bir kaç adam koşarak gelip Erdalın koluna girip onu geri çekti. “ Ekin abla valla yanlış anlaşılma oldu. Ben senin evin zannettim. Yan tarafa gelmişim . Zili bastım açan olmayınca pencereden gireyim dedim . Sonra bi baktım bi teyze mutfaktan çıkıyor. Beni görünce bastı çığlığı. Sonra bu adam geldi bana saldırdı. Canımı zor kurtardım . “ Ekin olayı dinleyip daha ilk dakikadan başına dert açan oğlanla uzun süre geçireceğini düşünüp derin bir nefes aldı. Önlerinde başları derde girecek öok zamanları var gibiydi. &&&
Free reading for new users
Scan code to download app
Facebookexpand_more
  • author-avatar
    Writer
  • chap_listContents
  • likeADD