TALİMATLAR

1348 Words
Beyni, karşılaştığı kişi ile bir anlığına felç geçiren Alev, aklından ne geçireceğini bilemez bir şekilde şaşkınca bakıyordu. Şakınca algılamaya çalışan bir ifade ile birkaç saniyeliğine bakışlarını kapının numarasında gezdirdi. Bu bakış yanlış bir yerde olup olmadığını anlamak açısından yapılıyordu ve doğru yerde olmanın verdiği şaşkınlığı mimiklerinden saklayamıyordu. Çünkü, dakikalardır kendi evinin hemen yan dairesinin önündeydi ve bu durum gerçekten kabustan başka bir seçeneği önüne koymuyordu. Bunun tek açıklaması ise hala salonunda olan koltuğun üzerinde oturuyordu ve içkiyi fazla kaçırdığı için kesinlikle kâbus görüyor olmasıydı. Bunun başka bir açıklaması yoktu. Bir anlığına yutkundu ve şaşkın çıkan ses tonu eşliğinde "Bana burada oturmayacağını söyle lütfen" diye söylendi. Kesinlikle bu durumda bir yanlışlık olmalıydı. Burada taşınmış olamazdı. Zaten daha 1 hafta öncesine kadar yeni evli bir çift vardı ve çıkmayı düşünmediklerini öğrenmişti. Tamam, kısa bir süre önce şiddetli bir tartışmalarına şahit olmuştu. Hatta yine bu şekilde kapılarını çalmıştı ve buna bir son vermezlerse kendi yöntemi ile onları susturacağına dair konuşmuştu. Kabul ediyordu bu konuşmadan çok tehditti çünkü kadının şiddet gördüğünü düşünmüş ona kartını vermişti. Kadın korkarak bile olsa kartını almıştı fakat onu hiç aramamıştı. Alev, gerçekten kadının aramasını istemişti. Hatta beklemişti. Çünkü şiddet gördüğü belli oluyordu. Adamın öküz bir şekilde bakıyor olması ise bunu oldukça kanıtlıyordu. Volkan, hemen karşısında neler olduğunu anlamaya çalışırcasına doğasına ters bir şekilde bakan genç kadına sadece sırıtarak bakmak ile yetindi. Kısa sürede yapmış olduğu araştırmalarına göre bu tepki oldukça küçüktü. Çünkü bu kadın her erkeğin karşısında durmak istemeyeceği kadar parçalayıcı bir yırtıcı hayvana benziyordu. Ona sadece yırtıcı demek yırtıcılar alemine hakaret bile olsa bu bir gerçekti. Çoktan sivri dişler yerine kullanıyor olduğu yırtıcı dili ile onu parçalamaya başlıyor olmalıydı. Fakat ona sadece titrek ve şaşkın bir sesle bir soru sormuştu. Aslına bakacak olursa genç kadının, şaşkınca sorduğu sorunun cevabını almaya henüz hazırmış gibi bir görünüşte sergilemiyordu. Volkan, elindeki matkaba rağmen oldukça kaslı olan kollarını göğsünde birleştirdi ve sırıtarak genç kadına bakmaya devam etti. Tabi ki böylesi bir sürprizi beklemiyordu. Şaşkındı ve hala onu ilk gördüğü o zamanki gibi paniklediğinde tekliyordu. Beyni, şu anda çoklu düşünmeye geçmişti ve biraz daha bu hızla düşünmeye devam edecek olursa saçlarının üzerinden dumanlar çıkmaya başlayacağı kesindi. Çünkü bu hıza beyninin damarları bile dayanmayacaktı. Onun için hala alaycı çıkan ses tonu ile "Burada birçok şey yapacağım avukat hanım. Buna oturmakta dahil" diye kendisine sorulan soruyu cevapladığında ise Genç kadın bir an nefesi kesilir gibi duraksadı. Ne demek burada oturacaktı? Onun yakınında olması gerektiğini düşünmüyordu. Hatta onun etrafında olmasını istemiyordu. Volkan denen bu adam kesinlikle onun koruması falan olmayacaktı. Bunu arkadaşlarında söylemişti. Onun için hızla "Neden?" diye sordu. B soru cevabını bildiği bir soruydu fakat yine de sordu. O barda onlara gereken cevabı vermişti. Bir koruma istemiyordu. Bir korumaya ihtiyacı falan yoktu ve ona zorla hiçbir şey yaptıramazlardı. Volkan ise sırıtmaya devam ederek, "Sizin korumanız olduğuma dair bir yazı aldım. İtiraz etme hakkım yoktu. Yani işim gereği görev listemi belirleyemiyorum. Kimi veya kimleri koruyacağım konusunda seçim yapma hakkım bulunmuyor ve onun için işimi yapıyorum" dediği anda beyni kızarmaya başlayan Alev sert çıkan sesi eşliğinde "Senin avukatın olmam adına bende bir yazı almıştım ve bunun için itiraz etme hakkım yoktu. Ta ki sen, beni başarısız bulup azledene kadar. Onun için bende senin yaptığını yapıyor seni korumam olarak istenmiyorum." dediği anda Volkan kahkaha atmamak için kendini zor tutmuştu. Fakat bunu belli etmemek için elinden geleni yapmıştı. Tabi ki hala yıllar öncesinde takılı kalmıştı. Üstelik yanlış bir kurgu ile takılı kalmıştı. O zamanlar onu başarısız falan bulmamıştı. Hatta o kadar öfkesine rağmen yeni mezun olmuş bir avukata oranla fazlasıyla iyi olduğunu bile düşünmüştü. O zamanlar durum hiç iyi değildi. Yakılmak üzere bir avukata ve kendisine ihtiyaç duyuluyordu. Avukatı bilerek tecrübesiz bir stajyer avukat olarak seçilmişti. Çünkü uğraştıkları kişi fazlaca güçlüydü. O davada ne olursa olsun o bilgileri nereden bulduğu sorgulanacaktı. Birçok arkadaşının onun için seferber olduğunu biliyordu. Onları kendi sunarsa hâkim onu dinlerdi çünkü işin merkezinde o vardı. Ama, o belgeleri bir avukatın bulması demek sadece onunla konuşması değil tüm ordu ile konuşması gerektiği anlamına geliyordu. Yasa dışı bulunduğunu düşüneceklerdi. Avukatlığına soruşturma yiyebilirdi. Başı fena derde girebilirdi. Üstelik peşinde birçok suçsuz ve onun kurtulmasını isteyen arkadaşları ile. Onun için beklenenin aksine azletmekle herkesin işini bozmuştu. Bildiklerini kendi anlatmış ve soruşturmasını düşürmüştü fakat mesleğine devam etmemişti. Fakat genç kadının kendisini başarısız bulduğu için azlettiğini düşünmesinin bir haksızlık olduğunu biliyordu. Bazı kişilerin daha ilk başlarda işlerinde ne olacağı belli oluyordu. Volkan, harp akademisine ilk alındığında başarısını belli eden nadir öğrencilerdendi. Öyle bir başarı elde etmişti ki daha mezun olmadan ona görevler verilmişti. O zaman karşısındaki genç kadında öyleydi. Henüz değme avukatların bile cesaret edemediği davayı önüne koymuşlardı. Bu, sadece onu yakmalarından geçmiyordu. Ne kadar başarılı olduğu görülmüştü. O zamanlar yaptığı bir haksızlık olarak kayıtlarına geçmiş olabilirdi fakat Volkan o durumdayken bile oyunu çözmüştü. Genç kadını yakmak istememişti. Birkaç saniye genç kadına baktı ve bu konunun hiç konuşulmaması gerektiğine karar verdi. Konuyu merkez noktasına geri çekerek, "Bu konuda benim bir şey yapamayacağımı belirtmek zorundayım. Görev talimatlarımı sizden almıyorum. Gerekli yerden bana çekil talimatı gelene kadar hemen yan evinizde, bu binanın dışında ise hemen arkanızda olacağım. Benden habersiz, o evin içinden dışarı çıkmamanız konusuna uymanız gerekiyor. Her ne olursa olsun evden çıkmamalısınız." dedikten hemen sonra birkaç saniye sessiz kaldı ve ardından "Ayrıca, haftalık duruşma saatlerinizi, randevu listenizi hatta evinize gelecek olan kişilerin ön bilgilerini de almam gerekiyor. Herhangi bir telefon ile veya e-posta ortamında sizi tehdit eden bir mesaj ile karşılaştığınızda da bilgi istiyorum. Ofisinizdeki kişilerin kimlik bilgilerini, ziyaretine gitmek zorunda olduğunuz müvekkillerinizin önden bilgisini istiyorum. Günlük rutinde geleni gideni takip edeceğim bir ağda olmalı" dediği anda Alev kocaman olan bakışları ile genç adama baktı. Neydi o ülkenin kraliçesi falan mı? diye düşündükten hemen sonra "Kaçıncı kraliçeyi koruyacağını söylediklerini bilmiyorum ama bu kadarına gerçekten gerek yok. Yarın karakoldan destek alacağım ve bu konu kapanacak. Seninle ilgili de kim talimat verecekse onunla konuşacağım. Korumam olmanı falan istemiyorum." dediği anda Volkan sırıtarak, "O zaman size kolay gelsin. Boran'ın geri adım atacağını pek sanmıyorum" dediği anda Alev keskin bakışlarını genç adam dikti. Volkan belli etmese bile hayatında hiç bu kadar keskin bir bakışla seni birazdan öldürebilirim imasında bulunan kadın ile bakışmadığını düşündü. Korkmadığını ise kesinlikle söyleyemezdi. "Ben kendi kendimi korurum. Bana yaklaşayım deme" dediği anda Volkan bir adım atarak genç kadına yaklaştı ve onunla arasında milimlik mesafe bırakarak, "Seni tehdit eden mafya bozuntularının her biri üyesi için adli sicil kaydında kadına şiddet maddesi yer alıyor. Hatta bir tanesi eşini sokak ortasında neredeyse öldürmek üzereyken durdurulmuş. Nedense o içerideyken işi yarımda kalmamış. Onun için o kadınları da koruyan polis memurlarının yeterli olmadığını anlamalı ve profesyonel bir avukat gibi davranmalısın. Yıllar öncesini unutmalı ve sadece işini yapmalısın. Tabi benim de yapmama izin vermelisin" dediğinde Alev, bir anlığına duvara toslamış olduğunu hissetti. Sanki önünde bir duvar vardı ve son hız giderken duramamış ve o duvara toslamış gibi. Hatta beynine bir sopa yemiş gibi hissediyordu. Fakat, Volkan duraksamadan, "Şimdi verdiğim ses rahatsızlığından dolayı üzgünüm. Şimdi sonlandırıyorum. Sizde evinize geçin ve yarınki duruşmanız için iyice dinlenin. Sabaha kadar uyursanız alkolün etkisi geçmiş olur ve yarın duruşma esnasında baş ağrınız olmaz" dediğinde ise Alev gözlerini kocaman açıp ondan bir adım uzaklaştı. Volkan hala sırıtıyordu fakat bakışlarındaki netlik genç kandın konuşmasına izin falan vermiyordu. Yine de sert çıkarmaya çalıştığı ses tonu eşliğinde "Yarın bu konu ile ilgili gereken yerler ile görüşeceğim." dediği anda Volkan sadece sırıtarak "Kolay gelsin o zaman" diyerek genç kadına söylendikten sonra bir adım geri gidip kapıyı, iyi geceler demeden, hatta ona bakmadan Alev'in suratına kapattı. Alev, yüzüne kapanan kapıya şok olmuş gözlerle bakarken pek de içinden olmayan ses tonu eşliğinde "Öküz" diye söylendi. Fakat kapının arkasından Volkan, "Bu, bir hakaret avukat hanım. Sanırım dava açma hakkım doğuyor" diye seslenmişti. İçinde bir anda canlanmaya başlayan kalbine anlam veremeden üstelik. Alev ise dişlerini sıkarak evine girip kapıyı sert bir şekilde kapatmıştı. İçinde öyle büyük bir öfke vardı ki neredeyse çığlık atmak istiyordu. Hatta avazı çıktığı kadar bağırmak öyle ki öfkesi geçene kadar tepinmek falan istiyordu. Tamda o anda tekrar kulaklarına ulaşan matkap sesi ile "Lanet olsun!!" diye bağırmış ve hızla masasının başına dönmüştü. Bu iş yarın kesinlikle bitecekti. Kesinlikle buradan taşınacak, onun etrafında dolanmayacak ve kesinlikle koruması falan olmayacaktı. Ona bir daha yaklaşmaması için elinden geleni yapıyor olacaktı...
Free reading for new users
Scan code to download app
Facebookexpand_more
  • author-avatar
    Writer
  • chap_listContents
  • likeADD