AŞK PATLAMASI

TANITIM 1

Çakır keyif olan Alev, kehribar rengi gözleri ile ona bakan ve tüm bedeninin alev almasını sağlayan Volkan ile nefesinin kesildiğini hissetti. Aşka inanmaz, aşkı zayıflık olan görürdü hep. Fakat, bir erkeğin bedenini yakması, ayaklarını titretmesi ve kalbini yerinden çıkacak şekilde attırmasını istemekten artık yorulmuştu. Bunun yanlış olduğunu biliyordu. Belki bu karşısındaki sert, soğuk, kuralcı ama baş döndürücü bu adam onu sevmiyordu. Gerçi onun kimseyi sevmediğini de biliyordu. Her gece biri ile birlikte oluyor ve kadınlarla işi bittiğinde yanından gönderiyordu. Fakat, aralarında bir şey vardı. Her ikisini de birbirine çeken, yaklaştıkça yakan bir şey vardı. Buna aşk diyemezdi. Ama bu hissi görmezden de gelemezdi.

Üzerinde kırmızı bir gece elbisesi vardı. Sırtı ve göğüs kısmı fazlasıyla cüretkâr dekolteler ile gözler önündeydi ve bu adamın gözlerinden başka bir yere bakmıyor oluşu canını çok sıkıyordu. Bir erkeğin onu isteyebileceği kadar güzel değil miydi? Hayatına işinden başka hiçbir şey almayan Alev, ne biri ile birlikte olmuş, ne de biri ile öpüşmüştü. Bir sevgilisi dahi olmamıştı. Tüm bedeni, bu adamın ellerinin dokunması için nerdeyse yanıyordu. Ona bir adım attığı esnada bakışları hala genç kadının bakışlarından ayrılmayan Volkan,

“Bunu yapmamalıyız” dediği esnada Alev durmuştu. Dudağına yerleştirdiği sırıtması eşliğinde

“Bunu neden yapmamalıyız?” diye sordu ve

“Bir sevgilin yok. Evli değilsin ve kimsenin yasını tutmadığın da belli” dediği anda Volkan, yutkundu ve gözlerini genç kadının seksi dudaklarına kaydırmamak adına birkaç saniye nefesini tuttu. Lanet olsun o dudaklara bir kere bakacak olursa içindeki lavlar kesinlikle patlardı. Tek bir kıvılcım ile patlamak üzereydi ve hemen karşısında bir alev topu duruyordu. Seksi, güzel, akıllı, set ve güçlü bir alev topu.

Onu yaklaşık iki aydır koruyordu ve işi gereği korudukları kişiler ile duygusal bir bağ kuramaz veya yakınlaşamazlardı. Bu bir iş ahlakıydı. Daha göreve başladığının 2. Haftası başkasının gelmesi gerektiğini o pislik arkadaşına söylemişti fakat eros meroş bir piçin hikayesini anlatıp canını daha fazla sıkmıştı. Şimdi ise o piçi yakalarsa kesinlikle öldürme planları yapıyordu. Ses tonu bile bedenin kaynamasına yeterli olurken, nasıl olurda bu kadar seksi bakarken ona karşı koyabilirdi bilmiyordu? Ona bir kere dokunacak olursa bu patlamayı engelleyemezdi onun için

“Seni korumak ile görevlendirildim.” Dedi ve genç kadının bunu anlamasını umdu. Fakat, gözlerindeki yangına bakacak olursa pek anlamışa benzemiyordu. Sınırda geziyordu ve genç kadından uzaklaşmaz ise kendini kontrol için artık hiçbir gücü kalmayacaktı. Alev daha sinsi bir sırıtış ile

“Bu engel mi?” diye sorduğunda Volkan, derin bir nefes alıp hemen dibinde duran ve bakışlarını bakışlarından ayırmayan genç kadına baktı. Ona yapmak istediklerine hiçbir şeyin engel olmamasını diledi. Bunun için şu anda ne gerekiyorsa yapabilirdi. Fakat,

“Müvekkillerin ile birlikte oluyor musun?” diye sorduğunda genç kadının bir anda suratındaki sırıtış soldu. Hatta derin bir yutkunma ile duraksadı. Yıllar öncesinde onunla yaptığı konuşma geldi aklına. Ne demişti ona?

“İş ve iş ile alakalı insanlar arasında duygusal bir bağ olmamalı. Arkadaşlık, cinsellik, acıma. İşin ne ise onu yapmalısın. Fakat, senin şu anda yaptığın farklı bir şey. Onun karşılığı bende yok acemi avukat. Onun için kendine bir iyilik yap ve benden uzak dur” demişti. Lanet olsun o akşamda onunla birlikte olmak istediğini sanmıştı. Onun için yanından uzaklaştırmış ve avukatı olmak istemesini reddetmişti. Yıllardır ona yardım edemediği için üzülmüştü. Her seferinde aklına gelmişti ve şu anda ne kadar iğrenç bir duruma düştüğünü fark etti. İstediği sadece hayatında sadece bir gece mutlu olmaktı. Bir gece kendinden geçmekti ve bunu hiç tanımadığı tehlikeli bir adam ile yapmaktansa, ona zarar vermeyeceği tüm bedeninin yanmasına neden olan bu adam ile yapmak istemişti. Çok aptaldı ve çok ama çok değersiz bir kadın olarak görünmüştü. Bakışlarındaki yangın bir anda yerini soğukluğa bıraktığı esnada tek kelime etmeden bir adım geri giderek aralarındaki mesafeyi açtı. İçeriye girdiğinde masanın üzerine bıraktığı çantasını eline aldı ve genç adamın gözlerine bile bakmadan

“Hayır. Üzgünüm. Gitsem iyi olacak. Yarınki dava ertelendi onun için adliyeye gitmeyeceğim.” Diyerek kekeledi ve sendeleyerek genç adamın yanından geçmek isterken Volkan, onu dişeğinden tutarak durdurdu. Ne anladığını ve kalbinin nasıl kırıldığını anlaması zor değildi. Deniz mavisi gözleri, dokunda ağlayacak kadar narinleşmişti ve Volkan bu kadın ile karşılaştığı o yıllar önceki gece gibi olduğunu ilk defa görüyordu. O gece, onu anlamayacak kadar kafası karanlıktı. Fakat şu anda görebiliyordu. Ve aslına bakarsa bu gece yapması gereken bu değildi. Onu kırmak veya gücendirmek gibi bir planı yoktu. Onun için,

“Düşündüğün şeyi ima etmedim. Sadece” dediği anda gözlerinde parlayan öfkeyi gördü. İşte bu cidden tehlikeliydi. Lanet olası bu kadının girdiği bir duruşmada onu izlemek için içeriye girmişti ve o gün neredeyse her bir hareketini mimiğini takip etmişti. Karşı tarafın avukatının onu aşağılamasına, küçük görmesine ve onun üzerine gelmesine dakikalarca izin vermişti. O salonda hâkimde dahil olmak üzere ondan başka kimse bunun bir taktik olduğunu anlamamıştı.

Karşısındaki adamın her bir kelimesini dinlemiş, her bir kelimesine karşı bir savunma hazırlamıştı. Adam son cümlesini söyledikten hemen sonra hâkim genç kadına savunma hakkı verdiğin de o an bu bakışın gözlerinde parladığını görmüştü. Tam bir leopar gibiydi. Hiçbir şey yapmayacağını düşündüğün anda, korktuğunu ya da üşendiğini düşündüğün anda yerinden fırlayıp avını parça parça eden leopar gibiydi. Yerinden bu bakışlar ve senin canına okuyacağım sırıtması ile kalkmıştı. Saniyeler içinde ise karşısındaki adamı savunması ile parça pinçik etmişti. O an, onun ne kadar güçlü bir avukat olduğunu anlamıştı. Karşısında olanın vay halineydi. Şimdi ise o bakış eşliğinde ona bakıyordu. İşi bitmişti. Fakat, oda korkusuzdu. Onun için bakışlarını genç kadının bakışlarından ayırmadı. Alev,

“Sadece ne demek istedin? Ne kadar basit olduğumu, sevgilim bile olmayan bir adam ile birlikte olmak isteyecek kadar zavallı olduğumu direk söylemek yerine bunu daha yumuşatmak istedin. Sadece bu mu?” diye sorduğunda Volkan, birinin bu kadına sert bir şekilde hükmedercesine konuştuğunda nefes kestiğini söylemesi gerektiğini düşünmeden de edemedi. Fakat, Alev ise sesini sanki kısıkmış ve onu duymuyormuşçasına daha yüksek çıkartarak,

“Sadece, kendimi kaybettiğim bir gece olsun istedim. Kontrolümü bir kenara bırakmak ve bir gece olsun davalardan başka bir hissin daha olduğunu hissetmek istedim. Hayatımda bir gece olsun yanımda biri varken uyumak istedim. Sadece bir gece yalnızlığımı paylaşmak istedim. Bunun karşılığında…” dedi ve devamını getiremeden beklenen patlama Adanın, tam ortasında gerçekleşti. Çünkü, genç adamın dudakları, Alev’in dudakları ile buluşmuştu. Zaman kavramı ortadan kaybolmuş bedenlerini saran yangına teslim olmuşlardı. Volkan, genç kadını öyle bir açlık ile öpüyordu ki sanki hayatta kalma nedeni oymuş gibi. Sanki dudakları birbirinden ayrılırsa nefes alamayacakmış gibi. Alev’in adı gibi bir aleve dönen bedeninde hissettiği patlama ile nefesinin kesildiği doğruydu. Dudakları anlık ayrıldığında Volkan, keskin bakışları eşliğinde genç kadının gözlerine baktı ve gecenin buradan sonrasında kesinlikle durdurulamayacak olduğunu hissetti. Birkaç saniye genç kadına baktı ve Alev, kesik kesik aldığı nefesin arasında ona bakıyordu. Volkan, dişilerini sıkarak

“Başlarım işine” diye söylendi ve genç kadını kendine tekrar çekerken,

“Tek bir gece ile sınırlı kalmayacağından emin olabilirsin” diye söylendi. Kesinlikle öyleydi. Bu gecenin ardından tek bir gece ile sınırlı asla kalamazlardı. Bu yankın onları küle çevirene kadar yanacaklardı….

İLK TANITIMIMIZ GELDİ. HEPİNİZE KEYİFLİ OKUMALAR... YORUMLARINIZI BEKLİYORUM. ALEV ALEV HİKAYEMİZ FİNAL VERDİĞİ ANDA YAYINLAMAYA BAŞLAYACAĞIM.:))