When you visit our website, if you give your consent, we will use cookies to allow us to collect data for aggregated statistics to improve our service and remember your choice for future visits. Cookie Policy & Privacy Policy
Dear Reader, we use the permissions associated with cookies to keep our website running smoothly and to provide you with personalized content that better meets your needs and ensure the best reading experience. At any time, you can change your permissions for the cookie settings below.
If you would like to learn more about our Cookie, you can click on Privacy Policy.
Ural'la beraber sahilde geziyorduk, el ele. Düğün hazırlıklarına başlamıştık şimdiden, birazdan düğün salonuna bakmaya gidecektik hatta. Ama biraz gezmek istemiştik. İkimizde sürekli deli gibi gülüyorduk, arada bir parmağımdaki yüzüğe bakıyordum bunun bir rüya olmadığını anlamak için. Ama herşey gerçekti, çok mutluydum. Ural durunca bende onunla birlikte durdum. "Şu karşıdaki restorana gidelim mi beraber, bir şeyler atıştıralım." "Benim için uyar. Ama daha sonra düğün salonu bulmamız gerekecek, üç tane gezeceğiz birde. O yüzden oyalanmayalım fazla." "Eğer çok yoruluyorsan direkt yıldırım nikahı yapalım, hem ne gerek var bu kadar özenmeye?" "Anlamanı beklemiyordum zaten Ural, beni hiç şaşırtmadın." Gülümsemesi genişledi. "Ama haklıyım Esin, kendimizi bu kadar yormaya değer mi hiç?"