EYLÜL AKDOĞAN ;
Ortak salon da hep beraber otururken Aslıhan Komutanım herkesin merak ettiği o konuya giriş yaptı .
"Gizem bize neden öyle davrandığını açıklayacak mısın ? Davranışın kötü değil ama o an Berat seni düşünerek daha kötü olaylara sebep olabilirdi ."
Gizem Komutanım kafasını sallayıp eğerken ;
"O an sadece bebeği düşündüm Komutanım ."
"Kendini , timi hatta o an seninle omuz omuza çalışan Berat ' ı tehlikeye attın . Bana bunun için gerekli bir sebep ver . HEMEN !"
Aslıhan Komutanımın sakin başlayıp hararetli bitirdiği bu sözlerden sonra Gizem Komutanım ayağa kalkarak odada turladı . Tam o an kapının önünde bekleyen erkek timini gördüm . Öylece izliyorlardı . Gizem Komutanım ;
"DÜŞÜNMEDİM . BİR DAHA OLSA BİR DAHA DÜŞÜNMEM . O KADININ BENİ DEĞİL BEBEĞİMİ ALIN DİYE BAĞIRIP BEBEĞİNİ ORTAYA ATMASINI KALDIRAMIYORUM . BU KADAR BASİT ."
Aslıhan Komutanımdan daha çok çıkan sesi hepimizi şaşırtırken Aslıhan Komutanım biraz önceki haline tezatlıkla ;
"İyi de neden ?"
Gözlerim bizim gibi şaşkınca Gizeme bakan Berat ' a kaydı . Ve arkasındaki ekip arkadaşlarıma . Gizem gayet soğuk ve mesafeli bir şekilde ;
"Çünkü beni dünyaya getiren kadın da beni düşünmeden o bok çukuruna bırakıp def olup gitti . Benim kaderimi yaşamasın istedim . Bu kadar basit ."
Cevaplayıp hızla odanın kapısına yöneldi . Kapıdakilere şaşkınca bakıp anında yüz ifadesini düzelterek hızlıca çıktı . Gözlerim iki ekibe de bakarken herkesin benim gibi kalakaldığını gördüm . Aslıhan Komutanım ;
"Kimse üzerine gitmesin ."
Kafamızı sallarken erkekler içeriye girdi . Onlarda bizim gibi koltuklara otururken gözlerim hep Aslıhan Komutandaydı . Ve ona hiç gözünü kırpmadan bakan Erdem Komutanda . Bunlar daha önceden tanışıyor olabilirler miydi ? O zaman da derlerdi . Tabi canım kesin derlerdi . Uzun sessizlikten sonra ortaya atılan Korkut Komutanım ;
"Abi , şimdi ben bir bok anlamadım ?"
Herkes yalandan kıkırdarken ben de gözlerimle Korkut Komutanımı süzüyordum . Hadi ama nasıl parmağında yüzük yoktu ? Bu adamın evli olmamasının imkanı yoktu . Kesin yoktu yani . Berat Komutanım ;
"Buna hiç şaşırmadık abi . Sen böyle devam et ."
Kıkırtılar yükselirken yerimden kalkıp cam kenarına gittim . Dışarıya göz atarken önce tek başına bankta oturup kafasını geriye atan Gizem ' e baktım . Ona o kadar odaklıydım ki askeriyenin girişindeki hareketlenmeyi çok sonra fark ettim . Çalılarda fazlaca oynama ve lazer vardı . Aklıma gelenlerle nasıl kendimi eski yerime attım bilmiyorum .
"KOMUTANIM !"
Hiddetli ve telaşlı çıkan sesimle herkes şaşkınca bana dönerken ;
"DIŞARIDA ÇALILARDA BİRİLERİ VAR . VE KAPIDA NÖBETTE OLAN KARDEŞLERİM DE GİZEM DE YALNIZ ."
Önce ne dediğimi kavrayamayan sonra herkesten önce dışarıya koşan Berat Komutanım ; arkasından bağıran da Erdem Komutanım oldu .
"Berat önce odana . Malzemelerini al !"
Berat Komutanım bunu hiç duymamış gibi aşağı koşarken hepimiz koşarak silah odasına gittik . Aslıhan Komutanım telefondan aradığı Garnizon Komutanımıza olayı anlatırken gayet sakindi . Hadi ama ne olacak şimdi ? Bu sakinlik ne ? Aşağı inerken Erdem Komutan ;
"Stratejik davranacaksınız . Tek bir hata kabul etmem ."
Herkes kafa sallarken tam ne olacağımıza dair konuşacakken gelen silah sesi hepimizi koşturdu . Kalbim yerinde çırpınırken aklım Gizem ' deydi . Arka kapıdan çıkış yapıp hepimiz dağıldığımızda ilk fark ettiğim bankın arkasına çökmüş olan Gizem Komutanımın kafasını göğsüne yaslayan Berat Komutanımdı . Zaten onları fark ettikten sonra silah seslerinin susmadığı içeride olanların da katıldığı bir çatışma başladı . Uzun uzun süren silah seslerinden sonra içeriden gelen askerler kapıdaki yaralı askerlere koşarken Gizem ve Berat komutanım ayaklanmıştı . Rahat nefes verirken çığlık sesi dikkatimizi dağıttı .
"Berat ! Eğil !"
Berat Komutanım anında eğilirken hiç beklemediğimiz bir şey oldu . Hiç değilse benim beklemediğim . Gizem karnını tutarak geriye sendelediğinde Aslıhan Komutanımın onu vuranı etkisiz hale getirdiğini hatta eşek cehennemine yolladığını biliyordum . Yerimde kalakaldığımda her kafadan bir ses çıkıyordu . Şimdi ne olacaktı ?
KORKUT ÖZER ;
Berat çıldırmış gibi Gizem ' in yarasına üzerindeki hırkayı bastırırken bir yandan da sanki çıldıran o değilmiş gibi ;
"Ne bakıyorsunuz ? 112 ' yi arayın hemen !"
Erdem Komutanım ararken bende kızlara baktım . Hepsi soğukkanlı duruyordu . Bir kişi dışında kenarda elleri ağzında öylece bakan Eylül . Mısra koşarak Berat ' ın yanına eğilip Gizem ' in yarasına müdahale ederken Erdem Komutanım 112 ' yi Aslıhan Komutanım Garnizon Komutanına haber veriyordu . Berat ;
"Gizem sakın ! Eğer o gözlerini kapatırsan yeminle seni ben öldürürüm ."
Dediği cümlede ki anlamı hepimiz biliyorduk ama o an kurabileceği en iyi cümle buydu ona . Mısra bağırır biçimde ;
"Komutanım nabız yavaşlıyor kanın gidişini durdurmak için ayaklarını yukarı kaldırmanız lazım ."
Bunu ortaya demişti elbette ki ama ilk koşan Eylül oldu . Bacaklarını kaldırırken ağlamıyordu ama normalde sayılmazdı . Elleri titrerken bacakları sabit tutamıyordu . Elimi Eylül ' ün elinin üzerine koyup sabitleştirdiğimde çok sessiz bir iç çekişle etti bana teşekkürünü . Ambulanslar nizamiyenin içine girerken bizim el kol yapmamızla hızlıca biri geldi . Kalan 4 ambulans diğer kardeşlerimizle ilgileniyordu . Sağlık görevlileri indiğinde Mısra ;
"Thorax kavitede ateşli silahla 2 mermi girişi Dorse de tek mermi çıkışı . "
Paramedik arkadaşlar kafa sallarken hemen müdahale etmeye başlamışlardı . Nihat abi ;
"Mısra ne dedi şimdi ? "
Hiç birimiz dediklerini tercüme edemezken Mısra ;
"Göğüs boşluğundan 2 mermi girişi var sırtından tek mermi çıkışı var dedim ."
Aklımız anında içinde kalan o mermiye odaklanırken en dik ama en kötü olan Berat ambulansa biniyordu . Hepimiz servise atlayıp hastaneye giderken Mısra elindeki kanı inceliyor , Eylül yanımda öylece önüne bakıyor , Meryem yanında olan küçük Kuran - ı Kerim kitabından ayet okuyor , Aslıhan Komutanım öylece herkesi inceliyor , Turna da Burak ' ın yanında ağlıyordu . Ben ilk ağlayacak kişiyi Eylül sansam da beni iyi şaşırtmıştı . Aslıhan Komutanım ;
"Herkes beni dinlesin !"
Sesi o kadar pürüzlü çıkmıştı ki kimsenin duyduğuna emin değildim . Ki zaten dibinde oturan ben dışında kimse de duymamıştı .
"SİZE BENİ DİNLEYİN DEDİM !"
Bir anda susan ve şaşkınca kalan herkesin dışında bir kişi vardı hıçkıran Turna . Aslıhan Komutanım ona bakıp sinirlenmesine rağmen devam etti .
"O şehit olmadı . Ama eğer böyle davranırsanız Gizem ' in şehit olduğuna inandığınızı düşüneceğim ."
Bu konuşmadan sonra gözler silinirken herkes sakinleşmişti . Hastaneye varır varmaz hepimiz Berat ' a koşar adımlarla yürürken o öylece acil müdahale odası yazan kapının önünde dikiliyordu . Geleli ne kadar oldu kaç dakika kaç saniye geçti bilmem tek bildiğim ben kızlar kötüleşir sanırken Berat ' ın herkesten kötü olmasıydı . Bir telefon melodisi ortama düşerken Erdem Komutanım ;
"Evet Komutanım ."
". . ."
"Hemen hallediyorum Komutanım ."
Telefonu kapatır kapatmaz Erdem Komutanım ;
"Burak hemen televizyonu aç koçum ."
Burak hızlıca hastanenin danışmanından kumandayı alıp açarken hemen gözümüze çarptı .
"Zeyhanti ' den son dakika . 3 şehit 2 yaralı ."
Bizimkilerle göz göz geldiğimizde kızların kafa salladığını gördüm . Haber spikeri ;
"Alınan son haberlere göre bu akşamın geç saatlerinde Zeyhanti Askeri üssüne bir saldırıda bulunuldu . Erken fark edilen ve önlenen bu saldırı girişiminde maalesef ki 3 şehidimiz var . 2 askerimizin de ağır yaralı olarak hastaneye kaldırıldığı elde edilen bilgiler arasında ."
Ardından telefonlar çalarken ilk cevaplayan Aslıhan Komutanım oldu ;
"Hayır efendim . Kimse ile iletişim istemiyorum . Ekibimden hiç kimse için ."
". . ."
"Evet efendim . Şuan tek önceliğimiz Gizem"
Telefonu kapattığında dönüp bize karşı ;
"Telefonları kapatın . Kimse ile konuşmanızı istemiyorum . Özellikle sizi duygusal yönden etkileyecek kimse ile ."
Kafalar sallanıp telefonlar kapatıldığında hastane koridoruna bomba gibi bir ses düştü .
"ABLAM NEREDE !"
BÖLÜM SONU - KÜBRA .