Yüzyılın Değişmediği Şehir

1272 Words
KİRAZ Evde kıyamet kopuyordu. Annem ayılıp bayılıyor. Yengemler evden cenaze çıkmış gibi ağıt yakıyordu. Ben hala kendime gelemedim. Gözlerimi açmıştım ama beynim açılmamıştı. Her sabah aynısı olurdu, önce gözlerim sonra beynim sonra midem açılırdı. Bilincim ayrı bir boyuttu, ne zaman istese o zaman açılırdı. Bazen jetonum geç düşerdi. Annem bana tip tip bakıyordu. Parçalamak istiyor ama parçalarsa da babam ona kızardı. Ne yapayım algılarım yok oldu abim kesin giderken onu da çaldı. Niye kızı çalmış acaba ? Evde ben varım kıza ihtiyacımız yok ki. İnsan niye insan çalar. Eşya mı bu ? - Kız kalk bir şey yap. Durma gözümün önünde diye bağırdı annem. - Bağırma kıza, onun suçu ne ? Dönüp babama baktım. Her seferinde nasıl böyle yanımda duruyordu. Benim koruyucu meleğim. Beni korumak için hiçbir fırsatı kaçırmıyordu. Onu çok seviyordum ama beni anneme karşı savunmak zorunda kalması zoruma gidiyordu. Her seferinde sadece anneme karşı savunurdu. Çocukluğumda bir bardak kırsam annem beni dövmekten beter ederdi. Babam araya girmese bana daha neler yapıyordu. Salak Kiraz. Ailen ne durumda sen hâlâ be düşünüyorsun ? Babama baktım. Herkese karşı soğuk duruşu bana bakınca değişiyordu. Gözleri sıcacıktı. Benim koruyucu meleğim. Ayağa kalkıp mutfağa gittim. Çay iyi gider. Mutfakta yemek hazırlığı yaptıktan sonra içeri ağıtçıların yanına gittim. - Kalkın biraz yemek yiyelim. Olacakları sonra düşünürüz. - Benim oğlum kim bilir nerede ? Sen kalkıp ne diyorsun ? Delirdin mi ? Yemek falan yemem. - Anne sen yemek yemeyince sorunlar çözülmeyecek. - Dili papuç kadar görmüyor musun bana neler diyor dedi babama. - Kız haklı kalkın çocukları yedirin evden cenaze çıkmadı. - Sen ne diyorsun ... Babam annemin lafını kesti. - Bu evin Reisi hâlâ benim. Bir çaresine bakacağım. Canım babam, her zaman bir çaresine bakar , zaten. Ben ona güveniyorum. Çocukları doyurdum, annem sinirle söyleniyordu. Abim ve babam çıktılar. Amcamlar, dayımlar herkes bizdeydi. Sürekli cenaze çıkmadı evden bunlar niye böyle yapıyor diye içimden geçiriyordum. Amcam onlar büyük bir aile kesin oğlunu öldürecekler deyip duruyordu. İçim kararmıştı. Kapı çalınca bakmaya gittim. Amcamlar hepsi arkamdan geliyordu. Allahım sen sabır ver. Bizim eve gelecek halleri yoktu ya. Bellerin de silah gezip duruyorlar. Kapıyı açtım. Arkamdan kim o diye şöyle, saf mısın diye şeyler söylüyorlardı, takmadım. Diğer amcam küfür ediyordu. Karşımda Mert'i görünce şaşırdım. Pek bize gelmezdi. - Mert ... - Kiraz neredesin sen ya ? Sürekli seni arıyorum şimdi de telefonun kapandı. Arkama bakıp da amcamları onun çocuklarını falan görünce sustu. - Merhaba dedi elini sallayarak. Ahh Mert ya senin bu salaklığın beni öldürecek. Sırıtıyor bir de. Amcamlar Mert için babamı çok uyarmıştı. Bu yüzden tanıyorlardı. - Bizim derdimize bak onların keyfine bak diye söylendi. Tipik küfürbaz amcam söylene söylene gidiyordu. Bizi yalnız bıraktılar. Kapıya çıktım. - Kiraz ... Kendimi tutamayıp Mert'e sarıldım. O da kollarını bana doladı. Ağlamak istemiyordum ama ona sarılınca kötü oldum. - Geçti tamam geçti Kiraz. - Ne geçti Mert ? Abim gidip kız kaçırıyor, babam ve diğer abim ortalarda yok. Hepimize ne olacağı belli değil. - Saçmalama Kiraz. Kaçıncı yüzyıl da yaşıyoruz. Ona sinirle baktım. - Burası yüzyılın değişmediği şehir. Hâlâ alışamadın bu duruma. Kafasını haklısın der gibi salladı. Aklı mantığı almıyordu ama yapacak bir şey yoktu. Burası farklı bir dünyaydı. - Ne olacak şimdi ? dedi sesi ilk defa çaresizce geliyordu. Ona baktım. Ne diyebilirim ki ? Korkmasını istemiyordum. Ona abimleri öldürebilirler, bizi öldürebilirler ya da bedel isteyebilirler diyemezdim. - İyi olacak babam ben halledeceğim dedi. Merak etme. - Nasıl merak etme ? Sabahtan bu yana sana ulaşamadım. Belirsizlikten de ne kadar nefret ettiğimi biliyorsun ? - Kirazzzzzzz Annem bağırınca şıçradım. - Git istersen bak annem kızacak yine. - Annene bir şey derdim de neyse. Mutlaka ara beni tamam mı ? - Tamam dedi aşağı inerek. - Ara bak söz verdin. - Tamam dedim ya git artık. Bana öpücük yollayarak yürüdü. Annem kapıyı açınca Mert koşarak uzaklaştı. - İki saattir sana sesleniyorum. Ne yapıyorsun sen ? Yine o mal mı geldi ? - Mal değil Mert anne. Beni merak etmiş. Gitti şimdi. - Tek derdimiz o zaten. Gir içeri çabuk diyerek kolumdan tuttu ve beni yana itti. Ses etmeden içeri de bekledim. Annemin emirleri bitmedi. Akşama kadar canımı okudu. Bu kadın cidden beni sevmiyor. Babam ve abim eve geldiği zaman ben çoktan çökmüştüm. Kuzenlerim sadece dedikodu yapıyordu. Ben çay getir, su getir, yemek yap uğraşıp duruyordum. Babamın gözleri çökmüştü sanki. Amcamlar vardı diye yanına gidemedim. - Ne oldu, bulabildin mi oğlumu dedi annem. - Bizi yalnız bırakın hanımlar diğer odaya gitsin dedi babam. Annem babamı zorlamak için tekrar söyleniyordu. Babam cevap vermedi. İçeri girip koltuğa oturdu. Amcamlar, erkek kuzenlerim, abimler içeri girdi. Yengemlerim ve kuzenlerim annemi sakinleştirmeye çalışıyordu. Ben gidemedim. İçimde bir ağırlık vardı. İlk defa kaderim birinin ellerinde gibi hissettim. Babamın bakışını sevmemiştim. Neler olacağını biliyordum. Aslında az çok tahmin ediyordum. Yine de babama güveniyordum. Bunu bana yapmazdı. Peki niye gözlerini kaçırdı ? Kapının önünde durdum. Çok fazla ses vardı ayırt edemiyordum. Zaman durmuş gibiydi. Aynur gelip kolumu tuttuğunda ona baktım. - Kız ilaçlarını getir annenin. Yine fenalaştı. - Hemen geliyorum. Koşarak odaya gittim. Annemin ilaçlarını alıp tansiyon aletini de Aynura verdim. Herkes annemin üstüne toplamıştı. - Böyle yapmayın kadın nefes alamıyor dedim. - Çok bilmiş o zaman annenin yanından ayrılma. - Hayriye yenge yüz kişisiniz bir işe yararsınız sandım dedim kendimi tutamayarak. Annem kafasını kaldırıp Hayriye teyzeye baktı. - Gördün mü bak dili papuç kadar. - Ayy Bismillahirrahmanirrahim. Anne ödümü kopardın. Kafasını kaldırmış gayet iyi duruyordu. Beni eleştirecek ya bu fırsatı kaçırmadı tabi. Tansiyonunu ölçtüm, normal çıkıyor. Bir şeyi yok ilgi istiyor diyemedim de sen biraz dinlen dedim. Abim geldiği zaman annemin ellerini ovalıyordum. - Kiraz bi bakar mısın ? - Geldim abi dedim ayağa kalkarak. Çok korkuyordum aslında. Abimin de morali yerinde değildi. - Baba seni bekliyor dedi. Bana değil de yere bakıyordu. - Çay mı isteyecek ? Hemen yapayım dedim telaşla. - Yok yok çay değil. Sen gel dedi sesi titreyerek. Abim çok sert biriydi sesi titremezdi. Ne oluyor? - Abi bir sorun mu var dedim. Sebepsizce gözüm doldu. Elini başımın üstüne koydu. İlk defa abim bana sarıldı. Daha önce onlardan bir sevgi görmemiştim. Bana eziyet ettiler diyemem ama abimler pek insan canlısı değildi. Kiraz gömleğimi ütüle, Kiraz yemek hazırla, onunla konuşma, kalk Kiraz, otur Kiraz, sus Kiraz, evden çıkma Kiraz, üniveriste okuma Kiraz... Başka bir diyaloğumuz yoktu. İlk defa bana sarılıyordu ve ben ne yapacağımı bilemedim. Kafasını çevirip göz yaşlarını sildi. Benim kanımda buz akıyordu sanki. Tepki veremedim. - Gel baba çağırıyor dedi kolumdan tutarak büyük salona götürdü. İçeri girdiğimde yedi amcam, babam ve sayısını unuttuğum kuzenlerim bana bakıyordu. Babamın gözleri yerdeydi. Ben de kafamı eğdim. Ne yaptıysam konuşamadım. - Buyur gel kızım dedi büyük amcam İbrahim. Biraz daha ilerledim. Abim yanımda duruyordu. - Biliyorsun ki Hasan kız kaçırdı. Hiç olmayacak birini kaçırdı. Rışvan aşireti güçlü bir aşiret. Burada sözü geçen ve adamları olan insanlar dedi. Kafamı sallayarak onu dinledim. Bunları biliyorum, bana neden anlatıyorlar. - Bugün onlarla konuşmaya gittim. Babanın haberi olmadığını ve Hasanın tek başına bu işi yaptığını anlattım. Elçiye zeval olmaz diyerek babanla onları görüştürdüm ... - Sağolasın amca. Allah razı olsun senden dedi abim. Ben konuşamıyordum. Babam hâlâ yere bakıyordu. Benim gözüm sadece ondaydı. Anladım, karşılık olarak beni istediler. Babamın suskunluğu, abimin bu tavrı ondandı. Babamın çaresizliğini uzaktan hissedebiliyordum. Gözümden düşen yaşa engel olamadım. Asla evlenmek istemiyordum. Özellikle böyle insanlarla. Kaderimin birinin iki dudağı arasında olan biriyle asla yapamazdım, yine de sustum. Biliyorum amca. Yoksa abimi öldürecekler, yoksa hepimizi öldürecekler. Oğluyla berdel mi yapmak istedi ? Söyle bitsin bu işkence. Sanki benim konuşmam bir şeyi değiştirecek gibi neden beni çağırdınız ? Amcam buradaki törelerle ilgili konuşurken sadece dik durmaya çalıştım. - Rışvan Aşireti lideri Kemal, seni berdel olarak kendine istedi ... Kafamı kaldırıp amcama baktım. Abimin kaçırdığı kızın babası Kemal amcadan mı bahsediyor ?
Free reading for new users
Scan code to download app
Facebookexpand_more
  • author-avatar
    Writer
  • chap_listContents
  • likeADD