Sabahın erken saatleriydi, odamda Emre’ yle kahvaltı etmiş, biraz olsun her şeyin normal olduğu bir sabah geçirmenin keyfini çıkarmaya çalışıyordum. Ama içimdeki huzursuzluk beni hiç bırakmıyordu. Nikahtan sonra sadece bir gün geçmişti. Öncesinde olanları bir türlü kafamdan atamıyordum. Nikah gününü de. Emir’ in sessizliği, annesinin soğukluğu ve herkesin, özellikle de basının üzerime yüklediği o sahte mutluluk baskısı… Kafamda dönüp duran düşüncelerle boğuşurken, dışarıdan bir araba sesi geldi. Biraz tereddüt ederek pencereye doğru ilerledim. Siyah, şık bir araç evin önünde durmuştu. Kapı açıldı ve Emir arabadan indi. Yanında bir şoför vardı, tanımadığım biri. Hoş onun hayatında kimi tanıyordum ki? Gül dışında. Onu da neden tanıdığım belliydi. Emir, her zamanki gibi soğukkanlı ve kendin