Dallardan sıyrılmadan önce silah sesleri gelmeye başladı. Elimdeki kutuyu sıkıp deli gibi sağa sola bakındım ama bir şey göremedim. Çok uzaktan gelmeyen sesler daha çok korkmama sebep olurken epeyce yakınımızdan gelen bir gürültü çığlık atmama sebep oldu. “Telefonun hala çalışıyorken birilerine ulaşsan iyi olur,” dediğinde heyecanla telefonumu elime aldım. Titreyen ellerimle telefonumu kavramışken başıma gelen şeye inanmakta güçlük çekiyordum. Dakikalar önce tek derdim aşk acısıydı, şimdiyse bilinmezlikten korkuyordum. Amou telefonunu almış, çoktan sağı solu aramaya başlamıştı. Kendime gelmeye çalışırken ne konuştuğunu anlamaya çalışıyordum ama bildiğim her şey uçup gitmiş gibiydi. Yağmur şiddetlenirken Amou yeniden bir küfür savurup yüzündeki teri elinin tersiyle sildi ve bana döndü. “