Burak gittikten kısa bir süre sonra kapıda korumalar eşliğinde kardeşi Işıl göründü. Sarışın kızı gördüğümde arkama yaslandım. Işıl sessiz bir kızdı. İçine kapanıktı. Kulağında sürekli kulaklıkla dolanıp şarkı dinleyen, gerekmedikçe ağzından tek kelime çıkmayan bir kız. Burak'tan çekinir, rahmetli babasından ise deli gibi korkardı. Ne zaman adamın ismi geçse ürküp köşesine çekilir, sessizleşirdi. Adam öldükten sonra biraz açılsa da pek değişmemişti. “Geçmiş olsun abla,” dedikten sonra cevabımı bile beklemeden köşeye oturdu. “Bir ihtiyacın olursa seslen.” Başımı salladım, canım hafifçe yandığında sessiz kalıp dudağımı dişledim. Bu hareketim dikkatini çektiği için güzel kahve gözlerini kıstı. “İyi misin, hemşireyi çağırayım mı?” Aslında sargılarımı çıkarmışlardı ama saçımda kazınan küçük b