Hayal kırıklığı, derin bir boşluk hissiyle başlar. Sanki içindeki tüm umut ve beklentiler bir anda karanlık bir kuyunun içine düşmüş gibi. Göğsünde ağır bir taş varmış gibi nefes almak zorlaşır. Kalbin, kırılgan bir cam parçası misali sızlar ve her atışında acıyı daha da derinleştirir. Gözlerinde bir bulanıklık, zihninde ise sürekli dönen düşünceler vardır. Bu duygunun verdiği ağırlık, tüm enerjini emer ve seni bir tür duygusal felç durumuna sokar. Bir yandan öfke, bir yandan çaresizlikle boğuşurken, geleceğe dair inancın sarsılır. Her şeyin anlamsız ve boş olduğunu hissedersin, umut ışığını kaybetmiş gibi. Hayal kırıklığı, ruhunda derin izler bırakan bir fırtınadır; geçtiğinde bile enkazını toparlamak zaman alır. Benim toparlanmam da zaman alacaktı peki ya Hazar bunun farkında mıydı? Erk