Mihrimah Şahindağ Kurduğumuz hayallerin gölgesinde boğulurduk çoğu zaman. Dinlendiğimizi sandığımız o gölgeler boynumuza birer urgan misali dolanırdı. Boynuma öyle çok dolanmıştı ki ip, artık kördüğüm olmuş o düğümleri çözemiyordum. Elimi nereye atsam başka bir düğüm ile karşılaşıyordum. Soğuktan donmama ramak kala başımda oluşan bir gölge ile karşılaştım. “Seni hatırlıyorum.” diyen boğuk ve sert bir sesti. O kimdi ben hatırlamıyordum, zaten gözlerimi açıp bakamıyordum bile. Yanıma eğilip elini nabzıma attığında ağzından sesli bir küfür çıktı. “Siktir, nabzın yavaşlıyor.” dedi ufak bir korkuyla. “Cevdet! Arabayı getir lan buraya.” diye bağırdı arkasına doğru. Bir süre sonra havalandığımı hissettim. Gözümü çok ufak açtığım zaman gördüğüm adamı zihnim bir yerlerden hatırladı. İlk gel