Bacak aramda hissettiğim sertlikle gözlerimi açtığım da komutanım bana ben ona bakıyordum. İkimizden yutkunduk çünkü ikimizde emindik ki arzular şu anda devreye giriyordu.
Bacaklarımı okşayan el ile hafif sürtünme hissettim. Siktir siktir siktir neden mi çünkü benim elim de omuzlarda bacaklarım çarpraz bir şekilde kilitlenmiş ve kendime bastırıyordum.
Daha önce kimseyle beraber olmamıştım ve ne yaptığımın farkında bile değildim. Sanırım ilkel duygularımız devreye girerek hem o hem de ben olmuyacak şeyleri yapıyorduk. Komutanım biraz üstümden kalktığın da ağzımdan derin bir inleme dökülürken bacaklarım onun kalçalarında sabitlediği için kendime bastırmıştım.
Oda bundan sanırım derin bir zevk alarak boğazdan hırıltılı ses geldi. Şimdi yüzlerimiz yakın ve nefeslerimiz birbirmize karışıyordu. İşte ne olduysa o an olmuştu. İkimizde birbirimize resmen saldırarak öpmeye başlamıştık.
Ellerimiz birbirimizin vücudunu okşarken biz susuz kalmışlar gibi birbirimizi öpüyorduk. Ahh bu nasıl bir zevkti şimdiye kadar olmamam kesinlikle benim hatamdı. Dudaklarımız ayrıldığın da boynumda aşağıya doğru öpmeye devam etti.
Göğüslerime geldiğin de tek eliyle sütyenim kopçasını açıp bir kenara fırlatmıştı. Sonra küçük küçük öpücükler kondurup emmeye başladı. "AHHHHH..." diye inledikten sonra sırtım yay gibi gerilmişti. Göğüslerimi ona sunmuş bir şekildeydim ve o daha da saldırganlaşarak ısırıp sonra da emmeye devam ediyordu.
Bacaklarımın arasında sanki bir volkan vardı ve patlamak için sabırsızdı. Ben onun bacaklarımla kendime bastırırken o bana sürtünüyordu. Bir eli göğsümü sıkarken dudakları artık göbeğime doğru iniyordu. O dudaklar geçtiği her yeri kavuruyordu. Bir elin saçlarına gittin de o daha da aşağıya inmişti.
En sonunda vajinanım üstündeki dudakları hissettiğim de "Hayır hayır olmaz." diyerek saçlarını çekip engel olmak istesem de izin vermeyip en kuytu yerlerimi bile yalamaya başladı. Ben ona engel olmayayım diye de onun elleri kalçalarımı daha fazla sıkarak beni engellemeye çalışıyordu.
Son bir kez daha saçlarından çektiğim de dilini nereye soktuysa öyle bir çığlık attım ki bu sefer ellerim ile başını iyice bastırdım. O kadar dolu hissediyordum ki sanki patlayacak gibiydim. Komutanım ise sanki bir dondurma yiyormuş gibi zevk sesleri çıkartıyordu.
En sonunda titremeyle beraber içimdeki doluluktan "Komutanım..." diye bağırarak kurtuldum ama komutanım başını kaldırmadan boşalttığım şeyi içiyordu. Nereden bildiğimi soracak olursanız sanki susuz kalmış da sonunda su bulmuş birisi gibi sesler çıkıyordu da oradan anladım.
En sonunda başını kaldırıp "Tadın öyle bir şey ki daha önce böyle bir şey içmemiştim. Harikasın güzelim." dediğin de utanmıştım.
Ondan sonra konuşma geçmedi aramızda çünkü onun baksırındaydı gözlerim zorluyordu erkekliği bir cesaretle elimi baksırın içine sokup okşamaya başladım. Gözleri kapanmıştı, sonra altındaki baksırı çıkarttığım da büyük damarlı ve şişmiş ve karnına doğru uzanan aletini gördüm.
Neden bilmiyorum ama ağzım sulanmaya başlamıştı bile. Dilimi dudaklarıma sürtükten sonra oklayan elimin yerini dilim almıştı. Ağzımdaki sıcaklığı hissetmiş olmalı ki direkt gözlerini açıp bana baktı. Saçlarımdan tutup gözlerimiz birbirine kenetli bir şekilde onu ağzıma sokup çıkartırken o ise bundan zevk alarak beni yönlendiriyordu.
Ahh bu nasıl güzel bir şeydi. Ağzıma akan birkaç damla su ile ağzımdan aletini çıkartıp dudaklarımı öpmeye başlamadan önce "Tadın harika daha önce böyle güzel bir şey tatmamıştım." dediğim de adeta bana saldırdı. Artık hareketlerimiz daha vahşi daha ilkel ama daha arzulu daha şehvetliydi.
Birden beni altına alıp kendisi üstüme geçtiğin de içimde hissettiğim dolulukla nefesim kesilmiş bir şekilde dudaklarımız birbirinden kopmuş bir şekilde gerildim. Boynumda aşağısını öperek bir yandan sa hızlıca içime girip çıkıyordu.
İlk başta da acı hissetmemiştim ama sanki içime kazık sokuyor gibiydi. Ve ben o kazığı çok sevmiştim. İçime girip çıkmasıyla yeni kapılara yeni ufuklara açılıyordum sanki Allahım bu nasıl güzel bir şeydi.
"OHHHHH sikeyim bu nasıl bir şey ha yavrum nasıl bir şey? OHHHHH küçücük ve o kadar darsın ki aletimi sarman ahhhh aklımı kaybettirecek. Siktir bu kadar sıcak nasıl olabilirsin siktir. Aklımı aldın aklımı..." diyerek içime bir yandan hızla girip çıkaraken bir yandan da öpüyordu.
"Ahhh seninde büyüklüğün ve içimde büyümesini hissetmem bu kadar zevk vermesi benim de aklımı kaybettiriyor. Daha hızlı hadi Adem daha hızlı." diye nefes nefes konuşurken Adem hızlanmaya başladı.
Bu gibi konuşmaları yaparken inanın insanın aklı başında değildi. Aradan ne kadar geçtiğini bilmiyorum ama ikimizde büyük bir zevkle ve şiddetle patlamıştık. Şehvetten kararmış olan gözlerim artık normale döndüğün de tavana bakıyordum.
Aklımı kaybettirmişti bu şehvet, arzu nasıl daha önce bundan mahrum kaldığımı düşünüyordum. Komutanımda yanıma uzandığında başımı mağaranın girişine çevirdiğim de havanın aydınlanmadığını görmüştüm.
Ve her şey aslında bittikten sonra aklım başıma gelmişti. Biz öyle ateşli, tutkulu bir şey yaşamıştık ki iliklerime kadar hissediyordum. Ve ne olduysa ondan sonra oldu. İkimizde boşalmıştık ama onun aleti yeniden canlanmış ben ise sulanmıştım.
Her şeyi aklımızdan uçup gitmişti ve biz hava aydınlanana kadar tekrar tekrar birlikte olmuştuk. Doyumsuz gibi bedenlerimiz birbirini yeniden açmıştı.
Ama bu sefer tek farkla ben onun üstünde onun komutuyla hareket ediyordum. O ise beni yönlendiriyordu. Bu ise ikimiz için daha güzel geçtiğini söyleyebilirim. Sanırım ben yatakta hükmedilmeyi seviyorum. Tıpkı onun bana hükmedip ne yaoacağımı söylemesi gibi.
Ve biz sabaha kadar devam ettik. Her şey tam bitti dediğimiz de hava aydınlanmıştı. Mağarının girişine başımı uzatıp baktığım da görmüştüm. Başımı komutanıma doğru çevirip "Hava aydınlanmış." dedim.
Komutanım da başını benim tarafıma uzatıp başıyla beni onayladığı sırada telsizden ses gelmesiyle ayağa kalktı. Ben üstümdeki parkayı iyice örttüğüm de komutanım çıplak bir şekilde telsizle konuşurdu. Bakışlarım direkt bana arkasını dönen komutanın kalçalarındaydı.
Yalnız bir şeyi söylemek gerekir ki kalçaları benden bile sıktı ve tam vurmalıktı ama tabii ki de bunu yapmayacaktım. Canıma o kadar susamamıştım. Gözlerimi adamın kalçalarından çektiğim de bu sefer sırtına baktığım da sırt kasları da bir o kadar göz alıcıydı. Ah kesinlikle bu adam herkesten farklıydı. Başımı geriye atıp mağaranın tavanına bakarak düşünmeye başladım.
Hayır yani bu adam nasıl bu yaşta nasıl bu kadar fitti. Ben daha önce bu kadar fit ve seksi birini görmemiştim. Hatta doğrusu benim gördüklerim ise göbekli falandı aslında bunu daha önce nasıl fark etmedim bilmiyorum ama komutanım da gram yağ yoktu.
Yaa adamın her yeri maşallah ben özene bezene yaratıldım diyordu. Hayır bende şükğr ki bu meslekte olmak için gayet fittim ama bu adam bambaşkaydı. Fitliğin de üstündeydi ahh be adam bu kadar iyi olmak için ne yaptın.
Hayır yani vicdanın da sızlamıyor, bu kadınlar ne yapar ne olur düşünmüyor. Bu kadınlar mı? Kadınlar ne ara piyasaya çıktı Allah Allah. Yok kadınalr falan yok yok at kafandan yani.
"Elif." diye bana seslenmesiyle kendime gelmiştim. Komutanım yanımda durup bana sesleniyordu.
"Efendim komutanım." dedim.
"Birazdan bizi almaya gelecekler hadi üstümüzü giyelim." dediğim de evet işte her şeyin son bulduğunu şimdi anladım.