iki aydir bir operasyon üzerine çalıştım. Ama şimdi o kendini beğenmiş. Savcı yüzünden herşey mahvoldu.
"Bakın Savcı hanım sizin yüzünüzden bütün plan bozuldu?
Hayatımda bu kadar suratsız biri görmedim." Yüzbaşı "ters bir bakış attım." Buyur" dedim.
"Savcı Hanım bilmediğiniz işlere kalkışmayın"
"Yüzbaşı sözlerine dikkat et"
Bu kadını kim başıma bela etti. Arkamı dönüp gidecekken, "Yüzbaşı bana yağtığınız saygısızlıktır ve cezasız kalmayacak" dedi.
Umursamaz bir şekilde arabama binip çekip gidince pencereden bana bakıyordu. Aklında ne planlar varsa artık yarın görecektik hepsini
Karargahta bir endişe vardı. Herkes bana bakıyordu. "Hayırdır" diye soracakken Albayım çağırdı. "Ali Babür derhal odama" anlaşılan o ki fırsatı kaçırmamış uyuz kadın ne olacak derin bir nefes aldım.
"Ali sen savcı hanıma nasıl saygısızlık yaparsın? Bana bir açıklaman var herhalde"
"Komutanım kadın hem üstüne çalıştığım operasyonu mahvetti. Yetmedi beni vatan haini ilan etti.
" Komutanım size saygım sonsuz ama o kadına saygı göstermem. Bunu bilin ha! Meslek hayatım biterse eyvallah fakat kimse beni hainlikle suçlayamaz varsa elinde kanıt gelsin yoksa sussun"
Derin bir nefes aldı. Sonuçta haklıydım ama kimse bunu anlamıyordu..
????
Tam odadan çıkarken Savcı Hanım odaya girmişti. Kaşını kaldırıp, "Özrünü bekliyorum" dediğin de kahkaha attım. Albayım bana sert bir şekilde, "Ali" dedi. "kusura bakmayın ama ben asla özür dilemem" dedim.
Böyle dediğim için pişman değilim ama bu kadının morardığını görünce içimin yağları eridi. "Yani özür dilemiyorsun öyle mi? Karşısına geçip," Dilemiyorum ne yapacaksınız? "diye çıkıştım.
" Aslında sizin özür dilemeniz gerek "gözlerini kıstı." Sebep"diye sordu. Dişlerini sıkıyordu. "Sebep şu beni vatan haini ilan ettiniz" bu kadının tedavi olması lazımdı. "Dilemezsem" elimi cebime koyup, "Bende dilemem hatta hiç umrumda değilsiniz Egoist Hanım" dedim.
Belki meslek hayatım bitecek ama bu hiç umrumda değildi. "Yüzbaşı haddini aşma hayatın biter" sabrım taştı. "Sizin aileniz gül bebek büyütmüş sizi ama biz anamızı, babamızı bırakıp dağlara çıkıyoruz" pencereye doğru gittim. "Ve sizin gibi kendini beğenmiş Şımarık insanlar savcı olup ahkam kesiyor yetmedi vatan haini ilan ediyor" sustu.
Konuşacağı zaman sözünü kestim. "Ha bu arada diyorsunuz ya sizin hayatınız beni ilgilendirmez haklısınız savcım" dedim. Kapıyı çarparak odadan çıktım.
????
"Hayır... Hayır o yaşıyor Çağlaaa" gördüğüm rüyanın etkisiyle sıçradım. Yan tarafta ranza arkadaşım olan Selim yanıma gelip, "Ali iyi misin?" cevap vermedim. Gerçekten iyi miyim? Hayır değilim Çağla benim yüzümden vurulmuştu.
"Ali kendini suçlama senin suçun değil" dedi. Anlamazca bakarken "Kendini suçluyorsun yapma" dediğin de arkadan Burak konuştu. "Elbette suçlu değil" Bakışlarım ona döndü. "Burak" sımsıcak sarıldı. "Ne zaman döndün?" sesim kısık çıktı. "Bu sabah duydum ki Savcıyla başın dertte" göz devirdim. "Lanet kadın başıma bela oldu." ikisi de aynı anda güldü.
"Aman ne komik" Burak sinsice bakıp, "Yoksa ona aşık mısın?" bir anda ona dönüp, "Allah korusun onunla ben asla olmaz gudubet karı" dedim. Selim elini omzuma koydu. "Büyük lokma ye büyük konuşma demişler. Bir gün aşık olursun hatırlatırım bu lafları sana" dedi.
Derin bir nefes aldım. Düşüncesi bile bana eziyet gibi geliyordu. Kahvaltı için indiğimde bütün askerler bana baktı. "Bunlar neden bana bakıyor" Burak etrafa bakarak, "Sanırım senin dedikodunu yapıyorlar." dedi.
Öfkeyle bakıp, "Kadın gibi dedikodu mu? Yapacaklar?" Gözleri beni bulduğunda karşıdan bana doğru gelen Savcı Hanımı gördüm. "Bu kadının ne işi var? Diye mırıldandım.
Tam karşıma geçerek," Ali Babür "dedi." Hayırdır bu sefer ne istiyorsunuz? Sizden özür dilemem bunu size açık bir şekilde söyledim "dedim. Yüzüme öfkeyle baktı." O zaman mesleğine elveda de yüzbaşı "dedi.
" Göreceğiz Savcı Hanım son gülen iyi güler. "
" Bayan Egoist "
" Gargamel Burun "