Sıla Gençoğlu Bu teklif karşısında aslında çok şaşkındım çünkü daha önce ne böyle bir arkadaş ortamında bulundum, ne de alkollü şeylerle içli dışlı oldum. Açıkçası biraz heyecanlanmadım desem yalan olurdu. Beyza hafif bir gülümsemeyle omzunu silkti. “Bana uyar. Sıla, sen ne dersin?” dedi hevesle, gözlerini bana dikerek. Başımı iki yana salladım ve hafif bir iç geçirdim. “Kusura bakmayın kızlar, ama ben içemem. Doruk uyanık ve sorumluluklarım var.” Tam bu cümleyi kurmuşken, sanki beni duymuş gibi salonun bir köşesinde oyun oynayan Doruk’un uykulu sesi duyuldu. Elindeki legoları yere bırakarak esnedi ve gözlerini ovuşturdu. “Sıla... benim uykum geldi,” dedi usulca. Gözlerimle hemen ona yöneldim. Küçük bedenini toparlayıp bana doğru yavaşça yürüyordu. Onun yorgun halini görmek beni gülü