Sıla Gençoğlu Korku. Şu an tam anlamıyla, en saf şekilde hissettiğim şey korkuydu. Onun bana olan bakışları beni olduğum yerde titretiyordu. Öyle sert bakıyordu ki bacaklarım bile titredi. Mustafa Kemal’in yüzündeki sert ifade bir anda değişti. Gözleri morluklara kilitlenmişti, kaşları çatılmış, dudakları ise incecik bir çizgi haline gelmişti. Bakışları öfkeli ama aynı zamanda şaşkın bir hale bürünmüştü. Birkaç saniyelik sessizlik içinde ne söyleyeceğini, ne yapacağını kestiremiyordum. Ama içimdeki korku, onun tepkisinin daha da büyüyeceğini işaret ediyordu. “Sıla, bu ne?” diye sordu, sesi bir an bile sakinleşmemişti. Gözlerindeki o karanlık bakış ruhumu delip geçiyordu. Cevap veremezdim, boğazımda düğümlenen kelimeler çıkacak gibi değildi. Elimle morlukları kapatmaya çalışırken geri