Sıla Gençoğlu Onun dudaklarından dökülen her bir kelime benim içimde büyük bir fırtınalar yaratıyordu. Kalbim ağzımda atıyordu sanki. Dudaklarının varlığı hala dudaklarımın üzerinde gibiydi. Bana git diyordu ama hangi anlamda diyordu anlamış değilim. Titreyen sesimle zar zor konuştum. “Nereye gideyim?” dedim korkuyla. Evet kuralları bana katı geliyor olsa da bu işten başka şansım da yoktu. Yoksa beni kovuyor muydu? Kesinlikle bunu istemediğimi fark ettim. Silahla beni tehdit etmiş bu adam, üvey babamdan daha güvenilir geliyordu enteresan bir şekilde. Evet ondan korkuyorum, evet ondan nefret ediyorum ama yine de burada kalmak istiyordum. O eve geri dönmek istemiyorum. Kahverengi can alıcı gözleriyle yüzümün her bir köşesine inceledi. “Doruk’un yanına Sıla!” dedi sert bir şekilde. Son