When you visit our website, if you give your consent, we will use cookies to allow us to collect data for aggregated statistics to improve our service and remember your choice for future visits. Cookie Policy & Privacy Policy
Dear Reader, we use the permissions associated with cookies to keep our website running smoothly and to provide you with personalized content that better meets your needs and ensure the best reading experience. At any time, you can change your permissions for the cookie settings below.
If you would like to learn more about our Cookie, you can click on Privacy Policy.
Efe'den Gözlerimi açtığımda beyaz tavanla karşılaştım, sağıma baktığımda buranın hastane olduğunu anlamıştım. Aklıma vurulduğum an gelmişti, burada olduğuma göre Ada benden kurtulamamıştı demek ki. Başımı sola çevirdiğinde yanıma koyulmuş bir sandalyede uyuyan Ada'yı gördüm, başı benim yatağımın üzerindeydi. Buraya gelene kadar zaman olmuştu bilmiyordum, ama belli ki Ada hiç eve gitmemişti, çünkü üzerinde gelinliği vardı. Ne yani, benim için endişelenmiş miydi yoksa? Bu düşünceyle dudaklarım kenara kıvrıldı. "Ada?" Bunu kısık sesle söyleyebilmiştim, konuşmaya mecalim bile yoktu. Ada sesini duyunca doğruldu, bana baktığında gözlerimin açık olduğunu görünce şaşırdı. "Sen, uyanmışsın?" Bunu dedikten sonra olmuş bir şekilde kollarını boynuma doladı, göğsümde hissettiğim acıyla inilti çıkt