When you visit our website, if you give your consent, we will use cookies to allow us to collect data for aggregated statistics to improve our service and remember your choice for future visits. Cookie Policy & Privacy Policy
Dear Reader, we use the permissions associated with cookies to keep our website running smoothly and to provide you with personalized content that better meets your needs and ensure the best reading experience. At any time, you can change your permissions for the cookie settings below.
If you would like to learn more about our Cookie, you can click on Privacy Policy.
Uzun ve sessiz bir yolculuğun ardından balayı yapacağız diye kandırdığım Ada'yı dağ evine getirmiştim. Ada bunu gördüğünde arabadan inmeden hışımla bana döndü, sanırım şu an bana çok öfkelenmişti. "Balayı diye buraya mı getirdin beni, tenha bir yere!" Bıraksam şu an beni öldürebilirdi bu sinirle. "Sessiz sakin bir ortamda olalım istedim, hem böylece baş başa kalıp zaman geçirebileceğiz. Ben lazım olan her şeyi aldım, bunu ikimiz içinde bir tatil olarak say." Bana bıkkın bir ifadeyle baktı. "Seninle uğraşmak sadece zaman kaybı olacak, ne halin varsa gör!" Bunu dedikten sonra arabadan indi ve sert bir şekilde kapıyı çarptı, bende onun arkasından indim. Kapıya geldiğinde beni bekledi, yanına kadar geldim ama yüzüme bile bakmıyordu. Gözüm ondan ayırmadan kapının kilidini açtım ve elimle içe