When you visit our website, if you give your consent, we will use cookies to allow us to collect data for aggregated statistics to improve our service and remember your choice for future visits. Cookie Policy & Privacy Policy
Dear Reader, we use the permissions associated with cookies to keep our website running smoothly and to provide you with personalized content that better meets your needs and ensure the best reading experience. At any time, you can change your permissions for the cookie settings below.
If you would like to learn more about our Cookie, you can click on Privacy Policy.
"Hey hey, nefes al kızım. Ulan eşek sıpası bir şey yap, kız ölecek.” diyen Bekir Reis Amca'nın sözleri üzerine daha çok gülmeye başladım. Gülüyordum, bir türlü kendimi durduramıyordum. Ne hale gelmişti hayatım. Yıllardır bir ümitle o Jack salağından kurtulmak için uğraşmıştım, şimdi ise bu acayip normallerle uğraşıyordum. Bazen o köyden hiç çıkmamış olmayı istemiyor değildim. "Katie nefes al hadi canım, hadi. Bak böyle nefes alacaksın.” diyen Cihan'ı gördüğümde gülümsemem bir an dursa da sonrasında bir kahkaha daha patlattım. Yavaş yavaş nefesini içine çekiyor sonrasında şişen göğsündeki havayı büzdüğü dudaklarından yavaşça dışarı veriyordu. Çok komikti. Bir balığa benziyordu. Tadı nasıl bilmesem bir ısırık alıp deneyeceğim ama, biliyorum işte; tuzlu. "Nefes al boğulacaksın.” dediğinde