Sapanca

2315 Words
Bugün sabah aklımı kaçırmazsam başka birgün kaçırmam. Kadınım benden uzaklaşır yada telefonu suratıma kapatır diye beklerken korkarak söylediğim sözle benden uzaklaşmayıp dahada yakınlaştığını gösterip karşımda soyunmuş ve onun güzelliğini dahada görmem için etrafında dönüp mükemmel fiziğini gözlerimin önüne serip mahçup şekilde telefonuna uzanıp görüntüyü sonlandırdı. Yerinde öylece kalakalmıştım taki tekrar arayana kadar dilim lal olmuş tek kelime dahi edemezken o beni dahada yüreklendirmek ister gibi istediğin oldumu? Bu sorusuyla gürbüzüm dahada şahlandı.Olmazmı hurim ama benim gibi sana karşı açgözlü olan adamın istekleri bitermi , o süt gibi diri, avuç içlerimi dolduracak büyüklükteki memelerini avuçlamadan, o ince beline kollarımı dolamadan, o yuvarlak kıvrımlı kalçalarına şaplak atmadan,iki kiraz parçası gibi duran dolgun dudakların tadına bakmadan bugünü sonlandırmıcam. Madem beni yüreklendirmek için bir adım attın sana on adımla yaklaşmayan Han'nı siksinler. Adem elmasımı istiyor canın , o halde ikimizinde canı neyi istiyorsa onu alıcak. - Hazırlan Rüya bir saatin var, anneni arıyorum şimdi kahvaltıya gidicez tamammı - Hannnn hayır -Hazırlan Ürkek ceylanımı tabiki dinlemicem ben ona o şansı verip susmuş korkmasın diye ter dökerken onun canı oyunmu istiyordu, ohalde şimde başlattığı oyunun arkasında duracaktı. Tüm planımı on saniyede kurup hemen hayata geçirecektim. Önceliğim bana annemin yapmadığı anneliği yapan kadını aramakla başlıcaktım. -Günaydın Reyyan anne nasılsın? Kusura bakmayın bu saatte aradım ama saatime baktım 9.24 aslında çokta erken değil dimi. - Sanada günaydın oğlum? Estafrullah hayırdır - Anne beni yanlış anlamazsanız, gelip Rüya'yı almak,baş başa kahvaltı yapıp zaman geçirelim istiyorum. Tabi müsadeniz varsa -Neden yanlış anlıyayım oğlum, Rüya senin nişanlın,tabiki bu en doğal hakkınız.Zaten çok fazla görüşme imkanı bulamadınız iyi düşünmüşsün,Rüya'nın haberi varmı peki uyandırayımmı? Ah bir bilse uyandığını hatta karşımda soyunduğunu... Aklıma geleni def ettim.Bilmeyecek kimse bu kadınımla benim mahremiyetimdi, kadınıma haber verdiğimi ama sizlerden çekindiği için bana hayır dediğini söyledim.Hadi bakalım Hurim dünyada saklandığın kadar saklanabildin, artık saklanacak yerin yok çünkü buldum seni , avuçlarımın arasına alıp sımsıkı sarıp sarmaladım bile. Dün nişanladık, bugün gezmenin yakışık olmadığını düşündüğünü de ekledim bu yalan sayılmaz hurime giden yolda herşey mübahtır artık bana . Reyyan anne güldü, ah sen nasıl güzel bir annesin Rabbim ömrüne ömür katsın, sen bu kimsesiz adamlara şu yaşta analık ettinya ayağın taşa takılmasın diye içimden dua ettim , bize kollarına açan kadına "ben söylerim hazırlanır " demesiyle keyfim dahada yerine geldi. Çoşan bir nehir gibiydim. Ablamın gün içinde onu arıyacağını ve desteklerinden ötürü çokta teşekkür edip kapatım. Hadi bakalım hatun gelmede göreyim kendi kendime söylenerek duşa girdim.Kısa soğuk bir duş alıp çıktım. bej renginde keten gömleğimle, siyah keten pantolunumu giyip,kayınpederimin taktığı siyah Rolex saati ile parfümünüde sıktım. Parmağımdaki yüzüğümü çıkartıp içine baktım " sonsuzluk ve biz" bu güzel detayla gülümseyip beni hurime baĝlayan yüzüğümü takıp aşağı indim.. Aşağı indiğimde herkes uyanmış kahvaltı masasındaydı. Ablam "gel canım kahvaltını yap "demesiyle kocaman gülümseyip yüzüğümü gösterdim. Ne işim var onlarla benim başka işlerim var hurimi kefşe çıkıcam. - Nişanlımla yapıcam size afiyet olsun Sami hemen ayağı kalktı ve bana ters ters bakıp - ulan oğlum benim niye haberim yok,Esra bişey demedi alay eder gibi baktım,buda iyice götüme yapıştı şerefsiz. - bir siktir git yapışık ikiz gibi devamlı yanımdasın, banane sizden ben Rüya'mla tek olucam Masadan çay kaşığını aldığı gibi fırlattı piç Sami, hemen kenara çekildim. pis pis sırttım ona , pazar günü Esra'nın tüm ailesi evdeydi ve Yavuz iti mani olurdu, bizi kullanarak oda kızı kapma derdindeydi hiç kusura bakmasın, ona Rüya ile yapıcağımız kadar yardım ettik. - Satılık köpek siktir git gözüm görmesin seni Sami yerine geri oturunca Burak ile ben kahkahayı patlattık, ablamda alt dudağını ağzının içine alarak ısırdı güzel gülüşünü saklıyordu . Sami'de hepimize ters ters bakıp yerine sinince ,otursun oturduğu yerde piçkurusu diyerek çıktım evden. Arabamı istedim, Kadir hemen hazırlayıp getirdi evin sağ kanadına iki katli asansörlü otopark yaptırmıştık, araçlarımız, motorlar hep oradaydı. Evlerine yaklaştığımda hemen kadınımı aradım. Ön güvenliği geçtiğimi beş dakika sonra geliceğimin bilgisini verdim. Itiraz eder diye beklerken mırıldandı " tamam " gelde gülme, gülüşümü bastırdım alıngan yarim şimdi küser yine. Reyyan annenin onun hakkından geliceğini biliyordum. Evlerinin önünde durdurup kapıdaki korumalarının yanına gittim. Herhangi bir terslik olmadığını Mehdi babanın sabah erkenden korumalardan biriyle birlikte Antalya'ya gittiğini söyledi adı Yakup olduğunu öğrendiğim koruması. Dün gece Mehdi baba söylemişti Antalya'daki otele geçmesi gerektiğini , oyüzden bukadar rahattım. Nişanlımla çıkıcağımı onların burda kalıp Reyyan hanımı korumasını söyledim. Benimle birlikte üç araba korumayla kadınımı koruyamıyacaksam yazıklar olsun benim adamlığıma. Kapı görevlisi adam beni görünce hemen kapıyı açtı ve zile bastım. Kapıyı bana Reyyan anne açtı, kocaman sarılıp - günaydın oğlum gel hadi Ayakkabılarımı çıkartınca kocasının terliklerinden verdi , ayağıma terlikleri geçirdim. Rüya'mın mutfakta olduğunu söyleyince oraya doğru ilerledik, tam içeri geçicektim ağzı dolu bir şekilde birine öpücük atıyordu lan bu kime atıyor öpücüğü babası evde yok hemen büyük bir adım atıp sola baktım. Stasya'ymış ohhhh bir an aklım gitti. Dün getirdiğimiz tepsi tepsi tatlılar tezgahta , kadınlar kahvaltı sonrası tatlı keyfi yapiyordu. 5 tabak tatlı hazırlanmış - günaydın Han hoşgeldin ben şu tatlıları adamlara verip geliyorum Reyyan abla diyerek mutfak kapısından bahçeye çıktı Stasya, Rüya'mda "hoşgeldin canım " diyip tepsiden bir dilim fıstıklı baklava alıp ağzıma koyup yanağımı öptü. - oğlum bukadar tatlı bizlere çok bir tepsisini eve götür Mukaddes'e ver sizin evde bir dünya adam var. Kolumu omzuna atıp başını kendime çekip gülüp, öptüm. Bu kadın bunca insanı düşünmek zorundamı ,hayır korkum şu bu adamları obez edecek yerinden kalkamıcak adamlar. Valla Hansel'le Grater'deki tatlı cadı geldi aklıma . iki tepsisini Esra'lara göndermiş sabahtan. Rüya'm zümrüt yeşili önden düĝmeli dizkapaklarında biten bir elbise giymişti saçlarını at kuyruğu şeklinde bağlamış kulağında zümrüt bir küpe bakışlarını saklıyordu benden - otursana Han çay koyayım sana Üç kağıtçı zaman kazanmak istiyordu yok öyle bir dünya, yolumuz uzak" Sapanca'da güzel bir yer biliyorum oraya gidicez kahvaltıyı orda yapıcaz "dedim. Annesi bilsin kızının nerede olduğunu diye bu detayı eksik ama doğru verdim. Evet Sapanca'ya gidecektik burası doğru, güzel bir yerdi evet babam ile Naci öldükten sonra güzelleşti. Naci kimmi? Naci piskopat babamın aynı onun gibi piskopat kuşu. Şu kuşa değer verdiği kadar ailesine değer vermemişti. Ava çıkarken bulduğu yavru kartalıydı.Kendide koyu bir beşiktaşlı olan babam O piçe gözü gibi baktı. Bazen onun için aylarca bu evde kartal konağında kalırdı. Ava çıkıp avladığı tüm hayvanları bu piçe yedirirdi. Kaç kez Sami ile benim gözümün önünde güvercinlerin başını gövdesinden kopartıp bu piçin önüne attığına şahit olduk. Naciye nemi oldu babamın ölümünden sonra Sami ile buraya geldik. İğrenç sesini duyunca birbirimize baktık - ahdım var bu piçi öldürücem Sami duvardaki tüfeği aldı bahçeye yürüdük, onu ayağından zıncirli halde herzamanki dalında görünce Sami'nin elindeki tüfeği kaptım " piskopat babanımı özledin piç" diyip gözümü kırpmadan sıktım. Ayağından zincirli bir halde dalından sarkınca Sami kafasını kopartıp yere atıp - geç kaleye dedi. Bir süre oynadık piçin kafasıyla , kahya yüzünde kocaman bir gülümsemeyle, beyim gönder bana diyince ona attım oda hızla dış kapıya doğru şut ve gollll diyip attı bu evden. Akın'nı ve Mukaddes ablayı yanımda tutup babamin diğer tüm adamlarının işine son vermiştim. Eşiyle birlikte kalıyorlar bu evde, Kadınıma gelmeden önce arayıp haberdar ettim,eşi hazırlığımızı yapsın diye. Yol boyunca Rüya'm kendini rahat hissetsin diye sohpet edip,güldük nişandan bahsettik, Burağın ıslık çalmandan çok hoşlandığını söyledim,ablamın onu ve ailesini çok begendiğini, heyşeyin çok güzel olduğunu anlatınca hurim mutluluktan kanatlanıp uçucak kadar mutlu oldu. Kadınları mutlu etmek aslında nekadarda kolaydı. Iki tatlı söz yetiyordu onlara onlar mutlu oldukça, etrafada mutluluk saçıyorlardı aynı ipek böceķleri gibi etrafına ipekle kozasını örüyorlardı,yeterki iğne batırıp öldürmeyene kadar.. Nereye gittiğimizi sorup durdu ama süpriz olduĝunu söyleyip sakladım.Eve gidiyoruz desem kasılıp gerilecekti, dışarda biyere gidelim diye tuturacaktı ama şuan bizim için en güvenli yer kendime ait mekanlardı. Dün nişanlandığımızin haberi çoktan uçmadıysa yarın öbür gün Bedri'nin kulağına gidecekti. Ondan herşey beklediğim için kadınımı ve ailesini korumaya aldım, ayrıca kadınımla yanlız kalmakta istiyordum hazır bana alışmışken kozasına saklanmadan çekip alıcam ondan o korkuyu. Yoldayken annesi aradı - Alo anne yok yoldayız Sapanca'ya şimdi vardık siz napıyorsunuz Umarım sık sık aramaz Reyyan anne çünkü akşama kadar burda kalmayı düşünüyordum. - aaa çok iyi yapmışsınız.Herkese selam söyle öpüyorum Esra'yıda senide görüşürüz Diyip kapattı , neolduğunu sordum.Reyyan teyze ablamla konuşmuş ablamda onu çaya çağırmış, Sami'de Esra'yıda getirirmisin demiş hazırlanıp bize çaya gideceklermiş. Allah kahretsin Sami piçi av evine gittiğimizi kesin anlıcak inşallah av evine gidiceğimizi söylemez Reyyan anneye ve nişanlısını alıp gelmez.Beş dakikalık yolumuz kalmıştı eve gitmemiz için , iner inmez Sami'yi uyarmak için arayacaktım. Eve geldiğimizde kornaya bastım Akın koşup otomatiğe bastı ve büyük kartal motifli kapı kayarak açıldı ve ben içeri geçip aracımı parkettim. Rüya nefesi kesilmiş, yüzünün rengini atmış bir şekilde bana bakıp - Neresi burası kimin evi? Sorusuna ve yüzünün haline kahkaha atmamak için zor tuttum kendimi. Kamera karşısında bana şov yapan cesur prenses gitmiş,yerine yere süt dökmüş yavru kedi gibi masum masum bakıyordu. Yok öyle cesur pozlar verip kenara kaçmak, madem sordun istediğin oldumu? şimdi istediĝim olucak merak etmesin. - Yavrum burası dağ evimiz, buraya ava geliyoruz seveceğini düşündüm hadi gel Diyerek kapımı açıp indim, oda kapısını açıp inince yanına gidip elini tuttum. Akın yanımıza gelip - Hoşgeldin beyim, gelin hanım sizde hoşgeldiniz.Ellerimize bakıp yüzüğümüzü görünce gülümseyip hayırlı olsun dedi Elimi uzatıp tokalaşıp teşekkür ettim. Kadınımda çekingen bir şekilde teşekkür etti. Kahvaltıyı arkabahçeye kurduklarını söyleyince içeri geçtik. Rüya'm etrafa bakıp gülümsedi. Burayı çok beğendiğini söyledi, mobilyalar dikkatini çekmişti bilhassa kartal ayaklı masa takımına hayretle baktı. Bu masayı özel olarak yaptırmıştı babam marangozuna, masanın dört ayağı kartal şeklinde ve on iki sandalyede yine kartal motif verilmiş ahşap masa takımıydı. - güzelim sen etrafı gez ben bir telefon görüşmesi yapıp gelicem Arka bahçeye çıkıp Sami'yi aradım. Bikaç çalıştan sonra açtı - ooo Han bey Mehdi babanın haberi varmı kızını av evine götürdüğünden kahkaha attı piç kurusu tabiki anladı oraya götürdüğümü - sus ulan piç, Reyyan anneler oraya geliyormuş bak sakın av evinden bahsetme Sapanca'ya kahvaltıya gidiyoruz dedim, tamammı Off keşke Sapanca'ya gideceğimizi Reyyan anneye söylemeseydim.Zevkten dört köşe olmuş eline kozu vermistim itin. - ımmmm saat şuan 12 ve size 5 saat veriyorum yeter okadar saat sana, saat beşte nişanlımıda alıp gelicem biz gelene kadar Akın'a mangal hazırlat - Zıkkımın pekini ye Sami, ulan sakın geleyim deme. Başka yere gidin Allah'ın cezası Ne desemde zamanını benle harcama istersen saat ilerliyor tam beşte gelicez diyip suratıma kapattı şerefsiz. Moralim çok bozuldu tüm keyfimin içine etti piç herif. İçeri girdiğimde Rüya mutfakta Akın'nın eşiyle tanışmış gülüp salatalık doğruyordu. Kadını çok tanımıyordum. Bir kaç kez görmüştüm, Akın on sene önce evlenmişti sekiz yaşlarındada bir kızları vardı. Ben mutfağa geçince kadın "hoşgeldiniz" diyip işinin başına geçince, ona akşama Sami ile nişanlısı gelicek mangal yapılsın ona göre hazırlığını yapmasını söylediğimde Rüya resmen havalara uçtu kahretsin , günümü asık suratla geçirmeye niyetim yoktu piçin dediği gibi beş saatim varken kadınımın elini tutup bahçeye çıkarttım.. Elindeki tabaktan söğüş doğradığı bir salatalığı alıp ağzıma attı ve tabağı masaya koydu. - Han buraya bayıldım, bahçeye bakıp Çiçeklere gülerek baktı,eliyle mor çiçekli ağacı gösterip adının leylak olduğunu söyledi çok seviyormuş. Hemen oturduğum yerden kalkıp bikaç dal kopartım, gerçekten çok güzel kokuyormuş daha önce hiç farketmemiştim. Ben pek anlamam çiçeklerden,ağaçlardan ama kadınım çok ilgiliymiş evlerinin bahçelerini, Muğla'daki otellerinin bahçe peyzaĵını o yapmış ve hepsini kendi eliyle dikmiş. Masada duran su bardağına , su doldurup çiçekleri içine koydu ve masanın ortasına koyup güzelleştirdi sofrayı, hayatımı güzelleştirdiği gibi... Kahvaltımızı yaparken biraz o biraz ben kendimizden bahsettik. Sami ile tanışma hikayemizi, biraz babamdan,ablamdan bahsedince boynuma sarılıp hünhür hünhür ağladı sanırım en çokta ablama ağladı. Sarılıp güzel boynundan öpüp geçti artık çok mutlu herkes diyip önce anlını sonrada güzel dudaklarını öptüm. Ona şimdilik o çok beğendiği kartalı masayı anlatmıcam onu dahada üzmek istemiyorum. Dikkatimi çekmişti Rüya herkesten bahsetti ama tek bir kişiyi anmadı Yavuz'u, acaba ona aşık olduğunu biliyormuydu. Okuldayken hiç arkadaşı olmadığını ve ona Öcü dediklerini Esra'nında bunu diyen kızları bi güzel dövdüğünü söyleyince güldü , bende yüreğim yana yana güldüm. Sebebini bildiğim gerçekle,ama aklımdaydı o piç doktoru bulup hadım etmezsem bende adam değilim.Oyunda oynarken bana hiç on iki arkadaşı olmadığını söylemişti,aslında ufak ufak sinyallerini vermişti ama ben bilmediğim için sadece şaşırmıştım. Insanlardan hep kaçıp saklanmıştı kazayla dünyaya düşen hurim, 28 yılını iyiki saklanarak geçirmişti, ya biri onu farkedip benden önce alsaydı, düşüncesi bile akıl kaçırtırken bu fikride aklımdan def edip elini tutup kaldırdım. - dün ballı kahveni içtim bugünde elinden sade bir kahve içerim hatun Dediğimde kocaman gülüp yanağımı öptü - sana kıyamadım ama Esra Sami abiye kıydı dediginde ikimizde kahkaha atarak gülüp el ele mutfağa girdik. Kadın mutfaktaydı, Sami iti gelicem demeseydi herkesi evden gönderecektim ama bu kadınla kocasının yemek işini halletmesi gerekiyordu ahhh ulan Sami ahh alacağın olsun. - buyrun bişeymi arzu ettiniz Han bey -Rüya hanım bize kahve yapıcak malzemelerini çıkartıp gösterin lütfen ve nişanlımla bi kaç saat evde yanlız kalmak istiyorum. Sonra gelip hazırlığınızı yaparsınız.Akın'ada söyleyin rahatsız edilmek istemiyorum - Tabi Han bey Rüya avuçlarımdaki eliyle elimi sıkıp kızarmış,mahçup olmuş bir halde beni uyarıyordu.Kadın kahve makinasını,kahveyi, iki fincan ve su bardaklarını tepsiye koyup müsade isteyip gitti. Hadi bakalım hatun demek sevinirsin haa Sami ile Esra'nın gelişine , gelsinde kurtarsınlar seni şimdi , elimi bırakıp kadın gidince karşıma geçip - beni nekadar utandırdığının farkındamısın sen Eli elimide ceplerime koyup güldüm, çapkın bir bakış atıp fincanları gösterdim - hadi bakalım hatun elinden sade bir kahve içerim dememle, yanaklarını şişirip offf yapınca o ağzını şimdi değil ama birazdan ısırıcaktım. Arkasını dönüp suyu fincana koyup kahve yapmaya başladı. Kuğu gibi zarif boynu , ince beli, yuvarlak kıvrımlı kalçalarına baktığımda gürbüzüm harekete geçti. Kadınıma yaklaşıp ince beline kollarımı doladığımda bian ürperdi "şiiiii" diyip başımı omzuna koyup şah damarını öptüm. Dilimi üzerinde gezdirip boynunu yalayıp, kulağındaki önce sağ sonrada sol küpesini çıkartıp pantolonumun cebine attım.Iyice kendime çektim, gürbüzüm yerini beğenmiş olacakki hızla büyümeye başladı.Gürbüzü iyice bastırdım kalçalarına, o sıra elindeki kahve yapıcağı cezveyi makinaya oturtmadan tezgaha bıraktı ve tezgahın iki yanına tutundu.Boynundaki mükemmel kokuyu ciğerlerime çekip kulağına fısıldadım" kokun aklımı başımdan alıyor" diyip kulak memesini ağzıma alıp emmeye başladım. -Hannnn tezgaha öyle sıkı tutunmuştuki sanki düşecek gibi sımsıkı kavramıştı - şiiii gevşe yavrum sıkma kendini - ellerimi bırakırsam düşerim dizlerim beni taşıyamıyor şuan Allah'ım bu kadın gerçek olamıcak kadar güzel ve masum, hemen eğilip bir kolumu dizinden diğeriylede belini kavrayıp kucakladım. - Ben varken asla düşmene izin vermem, ben seni tutarım
Free reading for new users
Scan code to download app
Facebookexpand_more
  • author-avatar
    Writer
  • chap_listContents
  • likeADD